YENİ ŞEHİR ÖNERİ - KROKİ -
27 Eylül 2014 Cumartesi
YENİ ŞEHRE DAİR:
Mustafa Emre Çağlar
2012
MERKEZ BOŞLUK:
Ekte paylaştığımız kroki üzerinde
konuşarak konuya giriş yapabiliriz. Kroki’nin merkezinde yaklaşık 4 stadyum büyüklüğünde
bir merkezi boşluk görülmektedir. İlk öneride çemberin çapı yaklaşık 300 metre kadardır.
Bu boş alanın % 20’sine, yalnızca 1 ila 2 yapı inşaa edilmelidir. Alanın % 80’i
boş kalmalıdır. Bu yapılardan biri AVM olabilir. Diğeri ise 20 kat veya üzeri yükseklikte
bir iş merkezi olabilir. Burada bir kongre salonu, daimi nüfus çekicisi görevi
görecek kimi kamu daireleri ve home-ofisler bu binanın içinde yer alabilir ve
bu binanın yapısal özellikleri sebebiyle birbirlerine yakın mesafede faaliyet
gösterebilirler. AVM’de yine bu boşluğun içinde veya çeperinde yer almalıdır.
Boşluğun içini yeşil alan – tercihen seyrek ağaçlandırılmış doğal parklar ve
tamamıyla yaya ve bisiklet trafiğine açık yollar kaplamalıdır. Bizim
önerdiğimiz makro format ile ilişkisinden dolayı kare biçiminde tahayyül edilen
boşluğun çeperini, trafiğin saat yönünün tersine döndüğü tek yönlü ve 4 şeritli
bir bulvar çember şeklinde çevirmeli ve yine bu boşluğun merkezinden eski şehri
buraya bağlayan tramvay ( veya askılı tramvay ) hattı geçmelidir. Böylece yolcu
bırakan raylı araç, indirme ve bindirme işlemlerinde asfalt hattan ayrışabilecek
ve bu ayrışma tercihleri farklılaşan bireylerden hareketle büyük şehirlerde
gözlenen toplu taşıma araç kuyruklarını veya insan kümelenmelerini azaltmaya
yardımcı olacaktır. Bu boşluk yeni şehrin yerleşimini bir bütün olarak ele
aldığımızda içerdiği geniş alan dolayısıyla hem algısal hem fonksiyonel bir
toplanma mekanı meydana getirecek hem de boşluğun yarattığı imgesel çekim
dolayısıyla simgesel ( şehre kimlik kazandıran - abidevi ) bir nitelik de arz
edecektir. Böyle bir boşluk çoklu merkeze göndermede bulunan ızgara dokuya,
ülkemiz şehirlerinde geleneksel olarak tercih edilen tek merkezli şehir
katkısını sunmamıza da yardımcı olacaktır.
MERKEZ BOŞLUK NİÇİN VAR?
Merkezdeki boşluk vasıtası ile varlık-yokluk
diyalektiğini inşa edeceğiz. Boşluk yaratarak – varlığın gölgesi yokluktur
diyalektiğine gönderme yaparak – ortaya çıkan zıtlıktan yararlanıp varlığın
değerini ve çekiciliğini hem de fonksiyonalitesini arttıracağız. Bu bölgeye,
yani ortadaki boşluğa bakan ve böylece mekanı mimleyen sınır hattına, mağaza –
iş yeri açmak oldukça prestijli hale gelecektir. Bunun bir nedeni de boşluğun
tercihen bir köşesinde tercihen bir yüksek bina ( gökdelen tarzı ) ve mutlaka
bir AVM bulunacak olması. Aynı zamanda boşluk baktığı cepheye göre de konum
alıyor ki biz büyük karenin köşelerini kuzey güney yönüne döndüreceğiz. Böylece
sıcak ve soğuk cepheye bakan kenar hattı binaların güneşe ve güneşsizliğe 90
derecelik bir açı ile maruz kalmalarının önüne geçeceğiz. Aynı zamanda yönsel
eşitsizliği karenin yalnızca bir kenarına yüklememiş olacağız. Bu yerleşim
biçimi bir bütün olarak şehrin ana arterlerinin coğrafi düzlem üzerindeki
yerleşimlerini de elbette belirlemektedir. Böylece sabah erken saatlerde ve
akşam güneşin batışına denk gelen saatlerde ana arterlerde seyahat eden
araçlara gün ışığının gözü alacak şekilde vurmasının büyük ölçüde önüne
geçilmiş olacaktır. Şehrin diğer binaları belirlenen alanlarda istedikleri gibi
konumlanmakta özgürdürler. Bununla birlikte pek çok konut planı ana arterlere
paralel yönde bir yerleşimi tercih etmeye eğilimli olacaktır, yukarıda
değindiğimiz nedenlerden dolayı.
Gazi cad – saat kulesi mağaza hattı yaklaşık
400 metredir ve sağlı sollu iki hatlıdır. Saat kulesi – İnönü cad hattı da
yaklaşık 400 metre’dir ve sağlı sollu iki hat şeklinde uzanır. Bu toplamda 1600
metrelik bir hat meydana getirir. Bizim boşluğumuz ise 300 x 4 = 1200 metrelik
bir mesafe ile bu hatta yakın bir alanı mağazalar için hizmete açmaktadır. Üstelik
bu kare alan mağazaların yerleşimine, merkez boşluğunun etrafında yüzleri
birbirlerine değil ağaçlık alana bakacak şekilde verebilmektedir.
Bizim şehrimizde, aşağıda New York
Central Park’a dair görülen alanın yaklaşık 6’da biri kare biçiminde
kullanılacaktır. Ancak Yapay bir göl’den kaçınılmalıdır. Coğrafyanın doğal
iklimine ve yapısına uygun olacak ağaçlandırma faaliyetleri dışında doğaya
müdahale etmekten kaçınmak doğru olacaktır.
Bizim bu boşluk için önerimiz aynı
zamanda ‘krater metaforu’ ile hayat
bulmaktadır. Buna göre bu meydanın ortasında her hangi bir anıt, heykel ve
benzeri nesne yer almayacak aksine meydanın merkezi tam bir boşluk ifade
edecek şekilde bütün içerisine ( şehrin bütünü ) yerleştirilecektir. Şehrin
göbeğindeki 300 m x 300 m büyüklüğündeki bu boşluk çeper bulvardan hemen sonra
geniş bir kaldırım ile park safhasına geçiş yapacak, parkın bu dış çeperinde insan
boyu yüksekliği için yeşil alanın merkezinin görüşünü kapatmayacak şekilde
dalları yüksekten başlayan, yüksek boylu ağaçlar kullanılacaktır. Ağaçların boy
yükseklikleri meydanın içlerine doğru giderek azalacak ve nihayetinde çim
alanlar başlayacaktır. Meydan çeper bulvardan kendi merkezine doğru belki 3 ila
4 derecelik çok hafif bir eğimle çukurlaşan bir biçimde inşa edilecek meydanın
merkezinde çimlerin de sona erdiği yerde ‘belki’ arnavut kaldırımı döşeli,
belki granit döşeli 10 x 10 metre boyutlarında kare bir boşluk olacaktır.
Yukarıda anlattığımız dizaynı ile
şehir bir bütün olarak bir kraterin biçimini andıracaktır. Bu 10 x10 metrelik
küçük çukursal boşluk, kraterin çeperi olan yüksek binalar ve binaların dış
çevreye doğru alçalması ile oluşan bütün bir temsili krater dokusunun simgesel
ve merkezi bir parçasıdır. Aslında bina yüksekliklerinin birazdan değinileceği gibi
zone’lara dağıtılması ve merkezdeki boş alan ile birlikte şehrin her bir
mıntıkası imgesel olarak bir bütünün ayrılmaz parçası haline gelmektedir.
Nitekim kraterler çarpan gök taşlarının etkisi ile vurdukları noktadan itibaren
her yöne büyük ölçüde aynı etkiyi bırakarak krater oluştururlar. Şehir böylece
etkileşimi, çarpışmayı ve patlamanın yarattığı dinamizmi simgeleyecek ve
kraterlerin kalıcılığını yansıtacaktır.
Şehrin yerleşiminde, “kare ızgara
doku” bulvarların kullanımı açısından çok denenmiş ve pek çok açıdan başarılı
bir sistem olduğundan tercih edilmiştir. ( Bkz. Barcelona veya eski Valetta-Malta
) Birbirlerini dik kesen bulvarlardan merkeze yakın konumda olanlar 3 x 3
hatlar şeklinde, merkezden uzaklaşan yollar 2x2 şeklinde düzenlenebilir.
Bulvarların konumları önceden belirlenmelidir. Ancak bulvarlardan ve 2x2
yollardan müteşekkil ana arterlerin yani ızgaraların arasında kalan yol
hatlarının belirlenmesi – tek düzeliğe de yol açmamak için zamana ve yerleşimin
durumuna bırakılabilir. Yerin altına inşa edilecek 2,5 ila 3 m çaplı diğer ‘ilgili
her hattı barındıran’ kanalizasyon tünelleri ana arterlere paralel olarak planlanacak
ve şehir yerleşmeden önce ana hatların altına kazılmaya başlanacaktır. İşlemler
tamamen yer altında yapılacağından belki elzem olmayan bu paralelliğin anlamı
binaların temel kazıları ile çatışmamak ve kanal girişlerinin yer üstünden yer
belirleme işlemlerinin kolay yapılabilmesinin sağlanması ile ilgilidir.
Ortaya çıkan geniş kare alanlara, bu
alan hangi zone’a denk düşüyorsa o zona ilişkin binalar arası uzaklık, bina
yükseklikleri ve park alanı ile yeşil
alan asgari şartları konacaktır. Müteahhitler için geri kalan hususlar tamamen
serbest bırakılır.
TANIMLANAN 3 ZONE:
Zone’ların merkezden genişledikleri
yerlere kadar uzaklıkları ALTIN ORAN
( 1,618 ) ile belirlendi. Buna göre 300’e 300 kare bir merkez boşluğunun
ardından gelecek 2. Bölgenin uzanacağı nokta merkez noktanın 150 + 242 = 523
metre ötesine kadar olacaktır. 3. Bölgenin sonu, yani yeni şehrin ulaşacağı son
nokta olarak varsaydığımız yer ise merkez noktadan 783 metre sonra son
bulacaktır. İlk zone merkezden 618 br uzaklıkta sonlanırken, 2. Zone 1.618 br
uzaklıkta sonlanmaktadır. Yine 2. Zone’un merkezden 618 br uzakta sonlandığı
varsayıldığında 3. Zone merkezden 1.618 br uzakta sonlanmış olmaktadır.
Bu oransal dağılımı daha basit
biçimde şöyle anlatabiliriz. Eğer dev bir insan parmağını şehrimizin merkezine
yere paralel biçimde koysa idi, tırnağından itibaren rast geldiğimiz ilk boğum
1. Zone’un sınırını, ikinci boğum 2. Zone’un sınırını ve üçüncü boğum yani parmağın
el ayrımından başlangıç noktası 3.
Zone’un sınırını belirlerdi.
Böylece yeni şehir kabaca 1566 m. çaplı
bir alana oturacaktır. Bu alan bizim projemizde Ömerbey Köyü’nün önünde yeni
bir şehir için ayırdığımız alanın büyüklüğüne yaklaşık olarak denk gelmektedir.
ALTIN ORAN NEYİ OPTİMİZE
ETMEKTEDİR?
Optimizasyona ilişkin problemlerin
kabaca iki yaklaşım eşliğinde çözüme ulaştırılabileceğini düşünüyoruz.
Yaklaşımlardan biri tüme varımsal olandır. Buna göre optimizasyona konu olan
değişkenlerin her biri bir matematiksel fonksiyonun ayrılmaz parçası haline
getirilerek çözüme gidilir ve her faktör bir değer kazanır. İkinci yaklaşım
tümdengelimseldir ve kaynağı çoğu zaman, bütün kaotik karmaşıklığı bir
başlangıç noktasından hareketle optimize ederek kendiliğinden düzenleyen
felsefelere veya estetik unsurlara dayanır. Altın oran’ın var oluşta çok geniş
bir yelpazede rastlanan fonksiyonel bazda düzenleyici, estetik kazandırıcı rolü
bilinmektedir. Biz tasarımımızda ikinci yaklaşımı tercih ettik.
-
Altın
oran ile belirlenen 3 zone ve onlara atanan nitelikler ( merkezden uzaklık / bina yükseklikleri / ve kamusal alan oranı ) şu unsurların
yarattığı gerilimlerin optimizasyonunda veya düzenlenmesinde bize bir başlangıç
noktası sağlayabilir:
·
İnsanların
çeşitlilik gösteren ihtiyaçlarının karşılanabilmesi.
·
Umumi
ve özelleşen nitelikler gösteren çeşitli ihtiyaç karşılama merkezlerinin farklı
lokasyonlara yerleşme gereklerinin dengelenmesi.
·
Nüfusun
alan içindeki dağılımının dengelenmesi. ( km2 başına insan sayısının dağılımı )
·
Doğal
bir gelişme olan trafik yoğunluk dengesizliğinin düzenlenmesi.
·
Lokasyona
göre değişen bina ve konut değerlerin dengelenmesi.
·
Şehrin
hava sirkülasyonunun sağlanması
Örneğin merkez, tüm nüfusun
ihtiyacını karşılayacak mağaza veya hizmet birimlerini içerdiğinden, geniş
kitlelerin araçlarının park edilebilmesi ve kamusal alanda m2 başına gereğinden
fazla insan düşmemesi için, bu kısmın kamusal alanının geniş olması gerekir.
Merkezden uzaklaştıkça ortak ihtiyaçlara hizmet eden birimlerin yerlerini daha
özelleşmiş veya daha küçük nüfuslara hizmet veren birimler alacaktır. ( Ör: bir
köpek bakım evi, av market veya kitap kafe ) Bu da daha fazla çeşitte hizmet
birimi yani daha küçük ölçek ekonomisine dayalı hizmet birimleri anlamına gelmektedir.
Bu ortak ihtiyaçlara hitap etmeyen hizmet birimleri kişi başına oranlandığında aslında
bir AVM den daha büyük bir oturum alanına ihtiyaç duymaktadır. Nitekim zone’lar
merkezden uzaklaştıkça giderek artan bina oturum alanlarını tanımlamaktadır.
Benzer şekilde merkezdeki yüksek işyeri binalarında çalışanlar veya merkeze
kadar yolculuk etmeyi göze almış bireyler birbirlerine benzer yani
farklılaşmamış coğrafyaya ilişkin ihtiyaçlarını giderirken, merkezden
uzaklaştıkça ihtiyaçları özelleşmiş olan insanlar müstakil evleri için daha
geniş alanlara ihtiyaç duyacaktır. Farklı zone’lar belirlemiş olmamız ve bu
zone’lara atadığımız kamusal alan oranları bahsi geçen bu dağılımı gerçekten
düzenlemektedir ANCAK Altın
oranın bizim için belirlediği merkezden uzaklıklar verisi ile her zone’a
ilişkin kamusal alan ve bina yükseklikleri arasında da muhtemelen ( ! ) bir
ilişki bulunmaktadır. Biz bu
ilişkiye ulaşabilmiş değiliz ANCAK altın oranın tanımladığı zone’ların
merkezden uzaklaşma sınırlarının bize iyi bir belirlilik ortamı yarattığı ve bu
belirlilikten hareketle şimdilik kamusal alan ve bina yükseklikleri kararlarını
-sağduyu- ve estetik hisler yardımıyla doğruya yakın biçimde
belirleyebileceğimize inanıyoruz. Nitekim projemizde böyle yaptık. Bu oran
nihayetinde tartışılabilir.
Sonuç olarak konuya ilişkin sorunsal
şudur: Altın oranın
bize verdiği mesafe verileri hangi zone’a hangi kat, kamusal alan ve
dolayısıyla tahmini nüfus yüklendiğinde, bu dinamik demografik dağılımı
merkezden hareketle coğrafya üzerinde düzenliyor? Yani Altın Oran, merkeze
konumlu uzaklık ile o konumun dikte edilmiş nüfus yoğunluğunu; ulaşım, enerji
kullanımı veya insanlara dair tercihler gibi faktörler açısından optimize
ediyor olabilir. Bu konu daha fazla araştırılmayı hak ediyor.
-
Bizim öngörümüz kaba biçimde şöyle
şekillendi: Merkezdeki
boşluk bir kamusal alandır. Bu alan üzerine AVM ve birkaç bina halinde daimi
nüfus merkezlerinin kurulumu kamusal alanın yaklaşık %20’sini işgal edecektir. Böylece geriye
alanın % 80’i kamusal kullanım için kalacaktır. 2. Zone’da 10 katlı binalar
kamusal alanın yaklaşık % 50’sini kaplarlar ve geriye % 50’lik bir kullanım
boşluğu kalır. Bir sonraki zone’da ( 3. Zone’un ilk kısmı ) 5 katlı binalar
kamusal alanın yaklaşık % 65’ini kaplayacaktır. En dış zone’da ( 3. Zone’un 2.
Kısmı ) ise 2 katlı müstakil binalar ( villa ) kamusal alanın % 80’ini
kaplarlar, geriye yalnızca yollar ve bazı küçük çocuk parkları için yer kalır.
ZONE’lardaki konut yapımlarını bu kamusal alan ve kat gereklerine yaklaşacak
şekilde spesifikasyonlara tabi tutacağız. Spesifikasyonları belirleyecek
anahtarlar şunlar olabilir: ( Bu veriler izafidir, gerçek ölçüler üzerinde
başka boyutları da göz önüne alarak tartışılmalıdır. )
·
Bina
tipi ( Binanın tek celsede oturum alan büyüklüğü ) 2. Zone: Ör; 500 ila 800
metre kare alana oturan binalar / 3. Zone: 250 ila 350 metre kare alana oturan
binalar ve / 3. Zone ikinci kısım: 150 ila 250 metre kare alana oturan
binalar.
·
Kat
yüksekliği ( 2. Zone: 10 katlı olanlar / 3. Zone: 5 katlılar / 3. Zone ikinci
kısım: 2 katlılar )
·
Aynı
yol hattı üzerindeki İki bina arasındaki uzaklık verisi. ( Aralarında 40 metre
uzaklı olanlar ( 10 katlı binalar için ) / 14 metre uzaklı olanlar ( 5 katlı
binalar için ) ve 7 metre uzaklık olanlar ( 2 katlı villalar için ).
Bu örnekten hareketle şu kombinasyon ortaya çıkmaktadır:
ZONE
|
BİNA TİPİ
|
OTURUM ALANI
|
YÜKSEKLİK
|
AYNI YOL HATTI ÜZERİNDE BİRBİRİNE UZAKLIK
|
İLGİLİ ZONE’DA KULLANIMDAKİ KAMUSAL ALAN
%
|
2.
ZONE
|
APARTMAN
|
500
ila 800 m2
|
10
kat
|
40
m.
|
%
50
|
3.
ZONE İLK KISIM
|
MAHALLİ
APT.
|
250
ila 350 m2
|
5
kat
|
15
m.
|
%
35
|
3.
ZONE İKİNCİ KIS.
|
VİLLA
|
150
ila 250 m2
|
2
kat
|
7
m.
|
%
15 ila % 20
|
Şimdi
zone’ların özelliklerine her bir zone başlığı altında değinelim:
İLK ZONE:
-
300
x 300 metrelik geniş bir açıklık tarafından tanımlanmaktadır.
-
Bir
AVM.
-
Eğer
olacaksa, 1 adet yüksek iş merkezi veya
yerine göre alçak kamusal bina. Bu bina-lar projenin olmazsa olmaz parçaları
değildirler. Binaların nitelikleri: İş merkezleri, alışveriş merkezleri ve
daimi nüfus çekicileri ( Kamu daireleri )
-
Çok
geniş kamusal alan ( orta boşluk )
İKİNCİ ZONE:
-
I.
ZONE’un sonlanmasından itibaren 242 metre açıklığa kadar uzanan alan.
-
10 katlı binalar hattı. Aralarında yol hattı
üzerinde yaklaşık 40 metre uzaklık. (
Merkez boşluğa bakanlar hariç ) Bu kuşağın merkez boşluğa bakanlarının büyük
kısmı mağaza veya hizmet binaları şeklinde kendiliğinden kullanım alanı
bulacaktır.
-
Geniş
kamusal alan.
ÜÇÜNCÜ ZONE:
-
II.
Zone’un sonlanmasından itibaren 391 metre açıklığa kadar uzanan alan. Bu
uzaklığın takriben yarısı I. kısmı, diğer yarısı II. kısmı oluşturacaktır.
I.
KISIM:
-
II.
zone sınırını takip eden bölge.
-
Orta
yükseklikte ( 5 kat ) mahalle dizilimli konutlar.
-
Orta
genişlikte kamusal alan.
II.
KISIM:
-
Bahçeli
müstakil evler ( 2 katlı – daha fazla kata izin yok )
-
Dar
kamusal alan.
REZİDANS ADALARI
-
Dış
kısımlarda etrafı çevrili bazı alanlar, sonradan kararlaştırılacak bir oranı (
örneğin 3. Zone 2. Kısımın % 15’ini ) geçmemek kaydıyla rezidans yerleri olarak
kullanıma sunulabilir. Elbette bu esneklik yeni şehrin yükseklik dağılımını bir
ölçüde bozacaktır. Ancak belki de şehrin dış hatlarının sunduğu imkanlar
yalnızca 2 katlı müstakil evlerde oturmaya razı olan veya oturabilen kişilere
bırakılmamalıdır.
Rezidans
adaları ile doğada gözlenen ‘mükemmel belirlilikten uzak olma eğilimi’ni taklit
etmiş olacağız. Örneğin bir kraterin yapısı merkezden uzaklaşan her birim
uzaklık için çevresel anlamda son derece eşdeğerdir ancak istisnalar her zaman
gözlenir. Kraterin uzak bir noktasında yüksek bir toprak yığılımına
rastlayabilirsiniz.
ALTIN ORAN VE DİKTE EDİLEN PARAMETRELERİN
SONUÇLARINA DAİR:
-
ULAŞIM: İki boyutlu alanların kullanımlarının
içsel özelliği dolayısıyla – geniş alanlarda yerleşen insanların gün içinde dar
bir alan ifade eden merkeze akmaları dolayısıyla, merkezde yoğunlaşan trafiğin
rahatlatılabilmesi için, yüksek kamusal alan oranı, yolların geniş
tutulabilmesi bağlamında ve insanların kamusal alanda yaya olarak bulunabilmeleri
bağlamında yardımcı olacaktır. Şehrin çeperlerine yani merkezden uzak
noktalarına doğru gidildikçe daralmakta olan Kamusal Alan oranı ise çeperdeki merkeze
görece atıl ve değersiz alanların bu bağlamda kullanımının daha etkin
düzenlenmesini sağlayacaktır. Yani şehir modern bir futbol stadının
tribünlerinin koltuklar arasında kalan koridorları gibi bir alan kullanımını
öngörmektedir. Koridorlar çıkış kapısına yaklaştıkça genişlemektedir.
-
BİNA VE DAİRE DEĞERİ: Yüksek katlı konutlar merkeze yakın
konuşlandırıldığı için, ev sahipleri açısından görece düşük maliyetlerle
edinilebilen bu dairelerin fiyatları müstakil evlere kıyasla biraz artacak;
zaten yüksek mal-oluşlu olan villalar dış çeperde olacağından – bu durum –
müstakil evlere yapılan yatırımların değerlerinin daha da yükselmesine engel
olacaktır. Zaten şehirler gözlemlendiğinde bu dağılımın başka gereklerden de
kaynaklı olarak kendiliğinden oluştuğu görülüyor. Bizim yaklaşımımız bu
self-organizasyonu desteklemektedir.
-
HAVA SİRKÜLASYONU: Normal Şartlar Altında; kamusal alan
olarak tespit edilen yüzdelerin büyük kesiminde ağaçlandırma yapılması şartı
ile; ortaya çıkacak mikro-klimatik dinamikler özellikle yaz aylarında hava
sirkülasyonu sağlarken, şehrin havasının temizlenmesine de yardımcı olacaktır.
Şehrin merkez mahalleri kamusal alan
bakımından daha geniş topraklara sahiptir ve bu alanların çoğu
ağaçlandırılacaktır. Örneğin merkezdeki 300 m x 300 m’lik alanın % 80’i ağaçlar
ve çimenlerden oluşmaktadır. Dış çeperler için ise tam tersi geçerlidir. Geniş
bir alana yayılan ve görece sıkışık düzende bulunan müstakil evlerin her birisi
bahçeli olsa da alan üzerinde yeşil alana daha kısıtlı bir mekan
bırakmaktadırlar. Yaz aylarında yeşil alanların görece yoğun olduğu merkez
lokasyonlarda, hava görece serin ve nemli olacaktır. ( Nem duman – toz gibi
partiküllerin hava ile sürüklenmesini kolaylaştırır. ) Sık bina yerleşimi
sebebi ile yeşil alanların görece az olduğu çevre lokasyonlarda evlerin
çatılarına vuran gün ışığı dolayısıyla hava görece sıcak olacaktır. Böylece
merkezde oluşan yüksek basınç alanından, çevre de oluşan alçak basınç alanına
doğru hafif bir sirkülasyon başlayacak; böylece temiz hava şehre, merkez
lokasyonun üst atmosfer kademelerinden inerken, kirli hava şehri çevre
lokasyonlardan yükselerek terk edecektir.
ASIL
KONU ŞU Kİ; eğer kamusal ve yeşillendirilmiş alan oranları tam tersi
biçimde belirlenmiş olsa idi, yani çevre lokasyonlar görece daha yeşil ve
merkez lokasyonlar daha az yeşil olsa idi, sirkülasyon çevreden merkeze doğru
gerçekleşecek, şehir çevre zoneların ardından ve üstünden temiz hava alsa da,
merkezden üst atmosfer tabakalarına yükselen sıcak ve kirli hava – rüzgarsız
ortam varsayımında – fazla uzaklaşamadan serin olan çevre lokasyonların
çekimine kapılarak yeniden şehre inecekti.
Aksi yaklaşımda teorik olarak kirli
havanın yeniden şehre dönme ihtimali her ne kadar ise bizim sunduğumuz
yaklaşımda bu ihtimal teorik olarak onun yarısı kadar az olacaktır, zira şehri
çevre lokasyonlardan yükselerek terk eden kirli havanın yarısının şehre geri
dönerken, yarısının şehrin dışındaki alanlara doğru şehri terk etmesi beklenir.
Görüldüğü gibi doğanın eseri olan
krater metaforunun bina yüksekliklerine yansıtılması ve bu yükseklikler ile
yeşil alan yüz-ölçümlerinin asimetriye tabi tutulması kendiliğinden başka
teorik düzenler yaratabilmektedir.
Ağaçlandırma hakkında: Merkez boşlukta, Çınar gibi yüksek kubbeler oluşturan ve
Ladin gibi yükselebilen ağaçlar tercih edilirken, Orta zona ait büyük parklarda
orta yükseklikte çeşitli çamlar ve ağaçlar tercih edilmelidir. 3. Zone’da ise geniş
parklar olmayacak, yalnızca çocuk parkları ve yaya yolu kenarı ağaçları bulunacak
böylece ağaç seçimleri daha çok müstakil ev sahiplerinin zevklerine bırakılmış olacaktır.
Tüm Zone’lara ait yol kenarlarında ise Gazi Caddesi’nde de bulunan kestane
ağaçları Çorum’un iklimi için yıllarca denenmiş ve çok başarılı olmuş bir seçenek
olarak kullanılabilir.
NOT: 2. ZONE ile 3. ZONE’un ilk kısmında
geçerli olmak üzere, birden çok bloğa hizmet veren, mümkünse kömürle çalışan,
değilse doğal gaz ile çalışan merkezi sıcak su reaktörleri için yerler
ayrılması tarafımızdan önerilmektedir. Bu reaktörler, bloklara ait evlere
özellikle kışları ısınmaya yönelik sıcak su dağıtacak, duruma göre kullanmaya
yönelik sıcak su dağıtımı da yapılabilecektir. Isınma giderleri ise evlerdeki
kalorifer peteklerine kelepçelenmiş ısı ölçerlerden
elde edilen sıcaklık bilgisinin radyo dalgaları vasıtası ile tespitini sağlayan
araçlar tarafından yapılacaktır. Bu sistem Rusya’nın geniş bir kesiminde başarı
ile uygulanmaktadır. Bildiğimizkadarıyla Ankara’da da başarılı örnekleri
vardır. Ölçek ekonomisinden yararlanan bu sistemde reaktör yerli kömür
kaynaklarını tüketmekte, bacaya filtre takmak ekonomik hale gelmekte ve haneler
doğalgaz kombilerine sabit sermaye yatırmamaktadır. Sonuçta hane halkları
çarpıcı biçimde daha ekonomik ve verimli ısınmakta ve değerli döviz kaynakları
yurtdışına akmamaktadır.
ALTYAPI YATIRIMLARI:
Altyapının
büyük kanallar halinde yer altına alınması ile şehrin – normalde zamana yayılı
olacak – sabit sermaye yatırımlarının ilk etaplara yığılacağı açıktır. Bununla
birlikte 10 yıl veya ötesi esas alındığında asla ( ! ) kazı çalışması
gerektirmeyecek olan bu plan sisteminin yaratacağı olumlu dışsallıklar ve verimlilik
ile klasik yaklaşımları geride bırakacağı da açıktır. Bu nedenle asfalt veya
kaldırım gibi yatırımların en kaliteli ve dayanıklı malzemelerden uygulanması çok doğru olacaktır.
YENİ ŞEHİR VE TRAMVAY HATTI
Çorum’a ilişkin öncül çalışmamızda,
eski şehir merkezinden yeni şehre yer üstünden uzanan ve buradan nihayetinde Organize
sanayiye ulaşan bir tramvay hattı tanımlamıştık. Bu hat, eski merkezi ( saat
kulesi merkezli alan ) yeni merkeze ( yeni şehir ) bağlayacak ana bağlantı
linki olan kara yolunu takip edecek ve bu yolun proje içinde vazgeçilmez olan
rolünü destekleyecek idi.
Bu başlık altında bu tramvay hattının
olası güzergahına ve yeni şehir merkezi için anlamına dair bir kroki ile de
desteklediğimiz yeni bir öneride bulunacağız.
Öngördüğümüz dizaynda, yer üstünde seyreden iki adet demiryolu hattı bulunmaktadır. Bu
hatlardan ilki eski şehir merkezinden yani Farabi Caddesi içinden başlayarak
nihayetinde Yeni Şehre ulaşmakta, diğeri ise Organize Sanayi ile Kuzey
Üniversite Kampüsü arasını birbirine bağlamaktadır. Yeni Şehir durağı hattın
merkezine denk gelmektedir.
Hatlar için öngördüğümüz ayrıntılı
güzergah ve durak noktaları aşağıdaki gibidir:
ESKİ ŞEHİR – YENİ ŞEHİR
HATTI:
Farabi Caddesi içinden başlayacak
olan hat, Yeni Cami ile mevcut otogarı ( eski otogar ) birbirine bağlayan caddeye paralel
seyredecek ( bunu yaparken kaldırılması gündemde olan küçük sanayinin içinden
veya yakınından geçecek ) ardından İnönü Caddesini Ankara yoluna bağlayan hattı
paralel takip ederek içeriye Yeni Otogar’a yönelecektir. Anitta Otel’e yakın
olan bu dönüş noktasında bir durak olacaktır. Tek durak olarak dizayn edilecek Yeni Otogar Durağı, Liseler Kampüsüne ( Fen Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi ve
yapılmakta olan İmamhatip Lisesi ); Yeni Otogar’a; Yüksek Öğretim Yurt
Binalarına ve Araştırma Hastanesi’ne aynı anda hizmet verecektir. Zira bu
saydığımız önemli yerleşkeler durağın konuşlanacağı noktaya yürüme
mesafesindedirler. Tramvay hattı çevre yolunu düzlem üzerinden aşarak ( trafik ışıklarına tabi olarak ) yapımı planlanan Yeni Stat’a uğrayacak
ve oradan Yeni Şehre varacaktır.
Bu hattın güzergahı üzerinde demiryolunun
konuşlanmasına engel olabilecek istimlak alanları bulunmaktadır ancak yıkılması
gerekecek bina stoku küçük sanayinin kaldırılacağı varsayımı altında ya çok azdır yada bulunmamaktadır.
ÜNİVERSİTE – ORGANİZE
SANAYİ HATTI:
Organize Sanayi ile Üniversite Kuzey
Kampüsünü Yeni Şehir üzerinden birbirine bağlayacak bu hat, Üniversite
yerleşkesini başlangıç noktası olarak aldığımızda sırası ile şu lokasyonlardan
geçecektir: Hat, kampüsün hemen yanında bulunan Çorum Baraj’ını dolanarak ( üniversite durağı aynı anda baraj durağı da olacaktır ) Binevler’e inecek, Binevler lokasyonu için muhtemelen 2 durak tanımlanacak, hat Özel
Hastane ile İnci Kafe’yi ayıran caddeyi aşarak Dr. Sadık Ahmet Caddesi’nin bir kenarını kullanarak İkbal Ken’te varacaktır. Buhara evler segmenti
diyebileceğimiz bu kısım için 3 adet durak öngörülebilir. Çorum Osmancık
caddesini yer üstünden aşacak hat, İkbal kentte bir durağa daha sahip olacak ve
Yeni Şehrin merkezine ulaşacaktır. Yeni şehri terk eden hat ilk olarak TOKİ’nin
düşük rakımlı eteklerinden bir durak ile geçecek, olası hava alanı için
düşünülen alana uğrayacak ve Organize Sanayi’de son bulacaktır.
Bu hattın güzergahı üzerinde demir
yolunun konuşlanmasına izin vermeyecek ciddi engellerin bulunduğu söylenemez.
Bilakis güzergah bazı kısımlarda orta refüjlerin kullanılması dolayısıyla
yolların daralacağı gerçeği haricinde açıktır.
Böylece iki hatta ilişkin durak
isimleri şu şekilde belirmektedir:
- ESKİ ŞEHİR – YENİ ŞEHİR HATTI: Farabi Durağı – Anitta Durağı –
Otogar ve Kampüsler Durağı – Yeni Stat Durağı – Yeni Şehir Merkez Durağı
- ÜNİVERSİTE – ORGANİZE SANAYİ HATTI: Üniversite Kuzey Kampüs Durağı –
Binevler 1 Durağı – Binevler 2 Durağı – Buhara 1 , 2 ve 3 durakları - İkbal
Kent Durağı - Yenişehir Durağı – TOKİ Durağı – Hava Alanı Durağı – Organize
Sanayi Durakları
Yukarıda adı geçen iki hat için Yeni Şehrin merkezinde tek durak öngörülmüştür. Yeni şehir için, bu merkez durağa teğet geçen küçük ölçekli bir iç tramvay hattı öngörülmektedir.
Yukarıda adı geçen iki hat için Yeni Şehrin merkezinde tek durak öngörülmüştür. Yeni şehir için, bu merkez durağa teğet geçen küçük ölçekli bir iç tramvay hattı öngörülmektedir.
İlgili kroki bilahare paylaşılacaktır.
17 Mart 2014 Pazartesi
ÇORUM ŞEHİR YAPILANMASINA BİR YAKLAŞIM:
ÇORUM ŞEHİR MERKEZİNDE, YOĞUNLUĞUN YOL AÇTIĞI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE
YÖNELİK SELF ORGANİZATİF BİR YAKLAŞIM
Mustafa Emre ÇAĞLAR
HİTİT ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
ÖĞRETİM GÖREVLİSİ
19.06.2011
ÇORUM ŞEHİR MERKEZİNDE, YOĞUNLUĞUN
YOL AÇTIĞI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK SELF ORGANİZATİF BİR YAKLAŞIM
Mustafa
Emre ÇAĞLAR
İÇERİK:
-
ŞEHRİN
SORUNLARININ TESPİTİ.
-
MEVCUT
BAĞLAMIN DEĞİŞTİRİLMEMESİ HALİNDE OLASI ÇÖZÜMLER VE BUNLARIN YETERSİZLİĞİ.
-
ÖNERİLEN
YAKLAŞIMIN ALTYAPISINI OLUŞTURAN TEORİLER.
-
PROJE
TASLAĞI.
-
II.
MERKEZ ALTERNATİFLERİ.
-
LİNK
HATTI VE DEMİRYOLU HATTI.
-
DAİMİ
NÜFUS MERKEZLERİ.
-
STARTER
NÜFUSUN BÜYÜKLÜĞÜ.
-
İKİNCİ
MERKEZİN UZAKLIĞI.
-
YENİ
ŞEHRE DAİR ASGARİ SPESİFİKASYONLAR.
-
ÖNERİLEN
YAPILANMA İLE DEVAM EDEGELEN YAPILANMA YAKLAŞIMLARININ UZUN DÖNEM BAZINDA FAYDA
VE MALİYETLERİNİN KARŞILAŞTIRMASI. ( Bu başlık burada tartışılmamıştır )
-
YENİ
ŞEHİR MERKEZİ İÇİN YAPISAL BİR ÖNERİ ( Bu başlık burada tartışılmamıştır )
GİRİŞ:
Çorum’da; Gazi Caddesi ve İnönü
Caddeleri’nin servis kapasitelerinin, nüfus artışını ve nüfusun mobilitesini karşılamakta yetersiz kalışından kaynaklanan bir trafik
sorunu söz konusu.
2000 yılından itibaren gözlenmekte
olan ve giderek artan bu sorun, Çorum’un nüfusunun 150.000’e ulaştığı noktadan
sonra belirginleşmeye başladı. ( Güncel nüfus yaklaşık 220.000 ) Aslında trafik
sorunu şehir merkezinin topolojik yapısının bünyesinde barındırdığı yetersizlikler
bakımından buz dağının görünen yüzüne benzetilebilir. Şehirleri, bir noktadan
diğer bir noktaya seyahat etmek üzere kullanılan ulaşım hatları üzerinden
anlamak ve analiz etmek anlamlıdır. Çünkü şehirlerin temel var oluş nedenleri,
‘insanların farklı biçimlerde bir araya gelme ihtiyaçları’nı karşılamaktır. Biz
bu çalışmada Çorum şehrini çoğunlukla, ‘ulaşım hatlarından müteşekkil sistem’ metaforu
ile ele alacağız. Önce vurgulamak istediğimiz sorunu daha net tanımlayalım ve
onu açalım:
-
Trafik yoğunluğu: Trafik yoğunluğu, gün içinde
ihtiyaçlarını şehir merkezinden gideren önemli bir insan kitlesinin zamanından
çalmakta ve bireylere stres yüklemektedir. Zaman kaybı, hem trafikte bekleme
bağlamında gerçekleşmekte hem de araçların uzak noktalara park edilme
zorunluluğu dolayısıyla yaya mesafe kat edilmesi nedeniyle gerçekleşmektedir.
Buna ek olarak eğer ihtiyaçları karşılayacak servis odakları araçlar ile daha ulaşılabilir
olsa idi, elde taşınmayacak olan alışveriş metalarının da taşınma
sorunu ortaya çıkmaktadır. Burada genişleyen yol hatlarının ek trafik talebini cezbettiğini
ve bu yaklaşımın şehirleri insanlar için olmaktan, araçlar için olmaya doğru
dönüştürdüğünü ifade edelim. Kanımızca asıl sorun araçların ulaşabilirliği
değil, Çorum merkezinde güncel yaşamın, azalan bir demografik yoğunlukla çepere doğru taşma imkanını kaybetmesinden
doğan yapısal verimsizliktir.
-
Daha
geniş bir coğrafi alandan karşılanabilecek ihtiyaçların, pekiştirici geri besleme
süreçlerine hapsolan yatırımcıların bireysel tercihleri veya ısrarları
nedeniyle dar bir alandan karşılanmak durumunda olması rant gelirlerini arttırmakta ve ilgili bölgedeki sermaye
sahiplerine dengesiz kaynak akışı yaratmaktadır. Burada sorun; iş kuran girişimcilerin teker teker bağımsız karar vericiler olmaları nedeniyle Çorum’un merkezinden kopuk, uzaktaki bir alana toplu yatırım yapmıyor olmalarıdır. Zira bölgeden uzağa kurulacak benzer bir işletme, altyapı
yetersizlikleri veya talep eksikliği nedeniyle ayakta kalamayacaktır. Ancak bu oluş yine adı geçen yerlerde hizmet merkezlerinin bulunmuyor olmasından kaynaklanmaktadır. Şehir merkezi insan yerleşimi açısından şehrin çeperlerine doğru aşama aşama gelişmekle birlikte, bu gelişmeye
ilişkin her nüfus artışı, ihtiyaçlarını karşılamak üzere yine aynı merkeze
yönelmektedir. Şehir merkezi dışında da yeni bir “yeterli alt yapı odağı”
henüz kendiliğinden ortaya çıkmamıştır.
- Ölçülmesi zor da olsa, Gazi
ve İnönü Caddesi hattında dar bir alana sıkışmış olan işyeri kurulumları, azalan
verimler kanununun yürürlüğe girdiği noktayı geçmiş olabilir. Bu bakımdan
sosyal sinerji potansiyeli olumsuz
etkileniyor olabilir. Aslında bunu anlamanın yolu, işyerlerine yeni
doğal genişleme yol veya yolları sunmaktan geçer. Bu yolların mevcut işlevsel
yolların bir devamı olarak konumlanmış olması gerekir. Aksi takdirde rantabl
tercihlere teker teker hapsolan yatırımcılar uzaktaki bir genişleme yolunu
kullanmayacaklardır. Aşağıda tanımlayacağımız kesinti öğeleri dolayısıyla Gazi
ve İnönü Caddeleri genişleme yolu olma özelliklerini kaybetmişlerdir. Böylece merkezde
yeterli yer kalmadığı için ilişkisel olarak çok sayıda başka servis ile
karşılıklı bağlılık içerisinde olan yeni iş yerleri, bu hatta paralel yada yakın olan
ancak uygun altyapıları sunmayan hatlara (sokaklara) yerleşmek durumunda
kalmaktadır. Bu hatlara yönelik iyileştirmeler ise hali hazırdaki yüksek rant (
ana caddeye yakınlık ), yıkım maliyetleri ve hukuki süreçler dolayısıyla
yapılamamaktadır. ( Bu bahse yönelik son olumlu girişim Kültür Sitesi'nin yıkımıdır. )
-
Bu
bağlamda merkeze sıkışan insan aktivitesi dolaylı yollardan, Çorum Şehrinin ekonomik gelişimini de kısıtlıyor
olabilir.
- İş
bulma gereği dışında şehirden göçen nitelikli bir kitlenin bir gerekçesi de
daha yaşanabilir bir şehir arayışıdır. ( 2011 yılı ikamete dayalı nüfus
sayımına göre; Çorum İl nüfusu: 534.578, aldığı göç: 15.174, Verdiği göç:
22.441 ve net göç; 7.267 olarak belirlenmiştir. DİE ) Çorum’da göçün,
ilçelerden merkeze ve merkezden dışarıya olma eğiliminde olduğu tespit
edildiğinde göçen kitlenin çoğunun merkezden göçmekte olduğu söylenebilir.
- İnsanlar çoğunlukla çevrelerindeki ergonomik ve estetik girdilerin kendi üzerlerindeki etkilerinin farkına varmazlar ama bu girdilerden çokça etkilenirler. Örneğin Çorum'un veya İstanbul'un trafiğini anlamak için Kayseri'yi veya Çorum'un ne derece dar bir mekan kullanımına kısıldığını keşfetmek için Bişkek'i görmeniz yeterli olabilir.
- İnsanlar çoğunlukla çevrelerindeki ergonomik ve estetik girdilerin kendi üzerlerindeki etkilerinin farkına varmazlar ama bu girdilerden çokça etkilenirler. Örneğin Çorum'un veya İstanbul'un trafiğini anlamak için Kayseri'yi veya Çorum'un ne derece dar bir mekan kullanımına kısıldığını keşfetmek için Bişkek'i görmeniz yeterli olabilir.
ŞİMDİKİ BAĞLAMI DEĞİŞTİRMEDİĞİMİZ TAKDİRDE sorunun çözümü, Gazi Caddesinin ve Anitta Otel’e kadar inen İnönü Caddesinin
dikey bağlamda kullanım olanaklarının arttırılmasına bağlı görünmektedir.
Bununla birlikte İnönü caddesinin ucunu ifade eden noktanın bir tarafında,
Askeriye’ye ait geniş bir arazi, bu arazinin karşısında oto tamircilerinin
yoğun olarak kullandıkları sanayi sitesine ait geniş bir arazi ve Otogar
bulunmaktadır. ( Bu üç kullanım alanının kaldırılması gündemdedir. ) İnönü
caddesinin uzunlamasına kullanımının sağlanması bu kesintiyi yaratan üç
mıntıkanın bulundukları yerden kaldırılmasına ve ardından Ankara yoluna
bağlanan hat üzerindeki resmi dairelerin taşınmalarına bağlıdır. Belediyemizin
hali hazırdaki projeleri ile bahsi geçen bu işlemler yapılsa da, yani sanayi sitesi, otogar ve askeriye bu bölgeden
kaldırılacak olsa da yaklaşık 2 kilometrelik bir mesafeden sonra sanayi
tesisleri veya fabrikalar, Çorum – Ankara yolu güzergahını tekrar işgal etmeye
başlamaktadır. Bunlarla birlikte yapımına başlanacak olan AVM kompleksinin
İnönü Caddesinin kullanımını Anitta Oteline doğru cezbedeceği açıktır. Ancak
kanımızca AVM kompleksi ( çekici öğe ) için seçilen yer Çorum’un gelişimi
açısından daha büyük bir faydanın kaybedilmesine yol açmış olabilir. Bunu
ileride tartışacağız.
Gazi Caddesinin diğer ucu ise Stat, Meslek
Yüksek Okulu, Çorum’un en büyük parkı, Jandarma ve Hastane tarafından kesintiye
uğramaktadır. Bu kesintilerin ardından Samsun yoluna doğru devam eden 1
kilometrelik hat Çimento Fabrikası tarafından yeniden kesintiye uğramakta
ardından da bu hat dağların oluşturduğu sıklık boğazına ve şehirleşmeye izin
vermeyecek ormanlık alanlara ulaşmaktadır. Görüldüğü gibi Çorum’un bahsi geçen
ana cadde hattı dikey kullanımları açısından kesiktir.
Cemilbey yolu ile Bahçeli evler (
Aşıklar Tepesi ) hattı arasından doğuya doğru uzanan arazi giderek yükselmektedir.
Şehir bu bölgede kış ayları bakımından aşılmak istenmeyecek yükseklik sınırına dayanmıştır.
Bu kısmın kullanımına dair ihtimalleri başka bir tartışmanın konusu olarak bırakıp
incelememize devam edelim. ( Bu tartışmanın girdilerinden birisi de yatırıma
eğilimli kent yerleşimcileri güruhunun zihinsel algıları ve buna bağlı
yönelimleridir. )
Çorum’un merkezindeki trafik
sorununun çözümüne ilişkin düşünülebilecek bir başka yöntem, Gazi Caddesi hattının yatay kullanım
alanlarının bu caddeye dik hatlarla yarılarak açılmasıdır. Örneğin
belediyemizin düşündüğü ve Yıkılan Kültür Sitesi yanından İmam-Hatip kavşağına
doğru açılacak yeni yol hattı böyle bir girişimin örneğidir. Bu olası hat
ileride tartışacağımız bir nedenle tarafımızdan desteklenmektedir ancak ana
caddeye dik hatlar açmak yine klasik paradigmaya ait bir yaklaşımdır ve zaten
uygulanabilir değildir. Merkezden dışa doğru kademe kademe gerçekleştirilen
ulaşım iyileştirmeleri hali hazırda şehre girmeyen araçların açılan yerleri doldurması
sonucunu beraberinde getirecek TEK MERKEZ olan Gazi caddesi üzerindeki araç
trafik yoğunluğunu ya değiştirmeyecek veya daha da arttıracaktır.
Başka yönden bu yaklaşım, merkezi
ifade eden yerlerdeki yüksek rantlar ve hali hazırdaki kullanımlar sebebiyle,
zaman alıcı, maliyetli ve bazı yıkım gerekleri sebebiyle güç görünmektedir.
Bu konudaki başka bir örnek; DEVANE
Kentsel Dönüşüm alanı projesi olabilir. Farabi Cad. saat kulesine açılmadığında
ve biraz ileride sunduğumuz öneri benzeri bir durum gerçekleşmediğinde; Devane’nin
yeniden yapılandırılması – olumlu ve
gerekli olmakla birlikte - bölgenin
sahip olduğu potansiyel yükü şehir merkezi üzerinden devralmaya pek yardımcı olmayabilir.
Hatta bu bölgedeki tek katlı evlerin yerine yapılan yüksek yapılar gerçekleştirdiğimiz
kaba hesaba göre aynı alanda konuşlanan metre kare başına düşen nüfusu
arttıracaktır.
“Büyük Amerikan Şehirlerinin Ölümü ve
Yaşamı” adındaki eseri ile otokratik ve klasik şehir planlamasına cepheden
saldıran ve bunda oldukça başarılı olan Jane Jacobs’a göre nüfus yoğunluğu,
canlı bir şehir hayatının varlığının ön şartlarından biridir. Biz Çorum merkez
yerleşiminin km2 başına düşen insan sayısını ilk etapta üzerinde düşünülmesi
gereken bir sorun olarak görmemekteyiz. Gerçek sorunu hizmet alanlarının
konuşlanacağı ana arter hatlarının yetersizliği olarak tanımlamaktayız.
Genel Sistem Teorisine göre, çoğu zaman sorunun çözümü, sorunun olduğu
yerde değildir.
Uygulama noktasında mantıklı olabilecek
çözümlerden biri de birbirine benzer fonksiyondaki hizmet birimlerini Gazi Caddesi
üzerinden alarak Çorum’un merkeze yakın çevre lokasyonlarına dağıtmak olabilirdi.
Bu birimlere bankalar ( yeni bir
bankalar caddesi ), kuyumcular (
yeni bir kuyumcular caddesi ) veya ayakkabıcılar
( yeni bir ayakkabıcılar arastası ) örnek verilebilir. Ancak bu tür çözümlerde doğal
gereklere uygun olarak zaman içinde kendi kendine organize olmuş birimlerin
dağılımına yapılacak müdahale bölgeler arası trafik akışının düşünülmesi,
bağlantılı hizmet yerleri arasındaki müşteri akışının hesaplanması vb gibi yeni
sorunları veya optimizasyon problemlerini gündeme getirecektir. Örneğin
yukarıda sayılan birimler birbirlerine yakın konumlanmışlardır, çünkü o
birimlerden birine uğrayanlar büyük ölçüde diğerlerini de ziyaret
etmektedirler. Eski bir şehrin oturmuş bağlamında ve karmaşıklığında bu
çözümlerle uğraşmak zor, külfetli hatta imkansızdır. Buna ek olarak sosyal – hukuki – siyasi vb. DİRENÇ unsurları ile de başa çıkmak
gerekecektir. Merkezde RANTLARIN yüksek olduğu bir ortamda bir takım hizmet
unsurlarını başka bölgelere taşınmaya ikna etmek zordur.
RESİM 1: Çorum
şehir merkezine ait görüntü.
Bu noktada biz projemizde bazı
starter noktalardan veya kaldıraç noktalarından hareket edeceğiz. Bu noktalar
üzerinde çalıştığımızda, diğer unsurların kendiliklerinden istediğimiz sonucu
verecek şekilde harekete geçeceklerini umuyoruz. Projemizin otokratik bir
şehrin planlanma faaliyeti olmadığını vurgulamak istiyorum. Projemiz ile şehrin
kendi kendini yapılandırmasına ve rahatça gelişmesine izin verecek coğrafi
düzlemi yaratmak istiyoruz.
Önce projenin alt yapısını oluşturan
bazı teorilere değinelim:
·
NEWTON’UN ŞEHİRLERİ
NEWTON KANUNU: Evrende iki cisim birbirlerini; kütlelerinin
çarpımının, aralarındaki uzaklığın karesine oranı kadar çeker. Yani uzayda iki
kütlenin birbirlerine yönelik toplam
çekim kuvveti = ( m1 x m2 / r2 ) dir. Bu gerçeği coğrafyaya veya sistem
yapılarına şöyle aktarabiliriz: İki şehir, bölge, departman veya güç odağı odağı,
kütleleri ve aralarındaki mesafenin bir oranı ölçeğinde birbirleri ile
etkileşime girerler.
Bizim çalışmamızda:
-
Çekim kuvveti iki odak arasındaki insan mobilitesi olarak tezahür
edecektir.
-
İki
odağın kütlesini; şehre dair iki
bölgenin nüfusları, iki bölgenin
bünyesinde barındırdığı sermaye,
altyapı, entelektüel sermaye veya doğal güzellik oluşturacaktır. ( Başka
deyişle birbirleri ile ilişki içerisinde olan bölgelerin nüfusları arttıkça,
altyapı kaliteleri yükseldikçe aralarındaki çekim kuvveti yani insan taşınımı
artacaktır. )
-
Coğrafya
üzerinde, denklemdeki mesafe olgusu; iki odak arasındaki kilometre bazlı mesafe ve iki odak
arasındaki yolun niteliği olarak
yani: ulaşım süresi, maliyeti ve ergonomisi olarak tezahür etmektedir. (
Başka deyişle, km olarak mesafe kısaldıkça, iki odak arasındaki hatta ulaşım
maliyetleri azaldıkça, ulaşımın ergonomisi veya rahatlığı arttıkça iki odak
arasındaki çekim kuvveti yani insan taşınımı artacaktır. )
·
LORENZ ÇEKİCİ ÖĞESİ
Kaotik sistemler farklı
“çekici öğeler”in ( attractor ) etkisi altına girmeye eğilimlidir.
Aşağıdaki şekilde haritası çıkarılan çekici öğe kalıbı (
Lorenz Çekici Öğesi ), bir sistemin nasıl olayların benzersiz ama kalıba bağlı
olduğu bir yörüngeye yakalanabileceğini ve sistem davranışının bir kalıptan
ötekine nasıl savrulabileceğini ortaya koymaktadır.
Değişimi ve dönüşümü
sağlamanın yolu; yeni çekici öğe kalıplarının lehine, mevcut baskın çekici öğe
kalıplarının üstünlüğünü kırabilecek “yeni bağlamlar veya kolaylaştırıcılar”
yaratmaktır.
Yöneticiler bunu gerçekleştirebilmek için şu üç kilit nokta
üzerine eğilebilir.
Bir örgütü mevcut "çekici öğe" kalıbına
hapseden kuvvetler nelerdir? - Yapılar
mı? - Hiyerarşiler mi? - Kurallar mı? - Kültür mü? - Kontrol Araçları mı? -
Savunmaya Dönük Rutinler mi? - Psişik Tuzaklar mı?
|
Eğer değişim gerekli ise, bir çekici öğeden diğerine
geçiş nasıl sağlanmalı? Büyük etkiler yaratmak için küçük değişiklikler (
kaldıraç noktası ) nasıl kullanılabilir?
BİZİM ÇALIŞMAMIZDA:
Kaldıraç noktaları; bir link hattı ve yeni merkez
yapılanmasının doğru coğrafi uzaklık
ve büyüklüğü olarak tanımlanabilir.
|
Yeni çekici öğenin temel kuralları neler olacaktır?
BİZİM ÇALIŞMAMIZDA:
Bu kuralları, formatı belirlenecek yeni merkeze
ilişkin özellikler tanımlıyor.
|
|
Yukarıdaki metafora göre; Direnç, yerleşik çekici öğenin kuvvetlerinin,
belirmekte olan çekici öğenin kuvvetlerinden daha güçlü olduğu durumlarda
ortaya çıkar.
-
Mevcut
şehir merkezinin trafik bağlamlı sorunları, itici öğeleri kendiliğinden oluşturacaktır.
-
İkinci
merkezin yapılanma biçimi, belirli bir nüfus birikimi, hatta yapılan
residansların niteliğine, yeşil alanların ve alt yapı kalitesinin niteliğine
bağlı olarak yerleşen üst sosyo-ekonomik kitlenin para harcama kapasitesi, bir
AVM’nin varlığı, ileride önerilecek bazı daimi nüfus merkezleri, belki bölgenin
arkasına kurulacak üniversite kampüsü vb. pek çok öğe, çekici unsurları oluşturacaktır.
Bu projede yararlandığımız diğer
teorik yaklaşımlar aşağıda verilmiştir, ancak ayrıntılarına burada girilmeyecek:
·
THÜNEN’İN
İZOLE ŞEHRİ
·
MERKEZİ
YERLER TEORİSİ ( Kendi kendine organizasyon sürecinin anlaşılması ve çalışma
biçimine ilişkin. )
·
ZİPFY
YASASI
KENTE KLASİK MÜDAHALE:
Bu yapılanma paradigması
uygulayıcılarını; tek merkeze yığılımı ve tek merkezden yayılımı düzenlemeye
mahkum bırakıyor. Şehir geniş bir yerleşim formatını benimsemiş olsa bile, tek
merkezden çevreye doğru yayılmaya devam ettikçe, şehrin farklı uçlarında
konumlu bireyler, kendilerine göre merkezin diğer tarafında kalan hizmet
birimlerine ulaşmak için merkezin içinden geçmek durumunda kalıyorlar. Böylece
iki boyutlu alanda uzaklıktan daha büyük bir çarpan katsayısı ile orantılı
olarak gözlenen büyümede, şehir geliştikçe artarak artan büyüklükte insan
kütleleri yetersiz kalan bir merkez koridorundan geçmek durumunda kalıyorlar.
Bu ise değindiğimiz problemlerin esasını teşkil ediyor. Çevre yolu yaklaşımı
ise bu soruna ileride değineceğimiz gibi geçici ve yarım ölçekte bir çözüm
sunuyor.
Bu biçimde,
tek bir merkezi esas alarak iki boyutlu alanda her yöne gösterilen dağılım,
eğer belediyeler merkezde yıkım veya tadilat faaliyetleri
gerçekleştirebiliyorlarsa, fırtınanın gözünü yaratıyor ve merkezdeki yolların
kapladığı alanlar düzenli olarak artma eğilimine giriyor. Böylece karar
alıcıların ulaşım ihtiyaçlarını gidermeye yönelik reaktif davranışları hücresel
ölümleri ve bunun yarattığı travmaları zorunlu kılıyor. Yani eskiden yerleşim
alanı olan yerlerin, daha geniş alansal yayılımın ihtiyaçlarının giderilmesi
için yıkılıp yeni yol alanları olarak istihdam edilmeleri gerekiyor. Aynı
zamanda merkez konut yerleşimleri, aşırı yoğunlaşan taşınımlar sebebiyle
yerlerini önce iş merkezlerine ardından da onların çevresini metruk mahallere
çeviriyor.
KENTİN DOĞAL ( ÜTOPİK ) GELİŞİMİ:
Christaller’a
göre, öngörülmüş bir alanda ( tamamen düzgün, ve dış dünya ile iletişimi
kesilmiş bir coğrafya ) şehir gelişmeye-büyümeye başladığında self-organizatif
bir eğilim gözlenir. Bu eğilim şehir merkezine yönelik yukarıdaki klasik
müdahalelere gerek bırakmayan patlamalar ile şehrin çevresinde belirli bir
matematik dizgede, teorik olarak hexagonal grid üzerinde yeni yerleşim
yerlerinin doğmasına neden olur. Bir başka deyişle gösterdiği gelişme nedeni
ile merkez basıncı artan şehir, kimi hizmetleri çevresinde doğan yeni küçük
merkezlere sağlamaya devam etmek kaydıyla, kimi başka hizmet birimlerini ademi
merkezi bir konsorsiyuma devreder.. Yeni doğan yerleşim yerlerinde bulunan
bireyler ihtiyaçlarının büyük bir kısmını kendi merkezlerinden karşılarken daha
az bir kısmı için ana merkeze yolculuk yaparlar. Elbette coğrafi şartlar veya
mevzuata ilişkin girdiler gibi dış çevreye ait her türlü girdiden etkilenen
kollektif insan yaşamı bu hiyerarşik yerleşim oluşumlarına asla neden
olmamıştır.
Bununla
birlikte benzer uydu yerleşimlerin oluşumunun, ABD yasalarında konunun
karşılığını bulan ABD vatandaşları tarafından gerçekleştirildiğini biliyoruz.
Ancak Çorum’da bunun neden gerçekleşmediği yada başka şehirlerimizde bunun
gerçekleşip gerçekleşmediği hususu şimdilik çalışmamızın dışında tutulacaktır. Projenin
gerçekleştiğini varsaydığımızda, yine de, Çorum’un yeni bir merkez kurma
iradesini yansıtıp yansıtmayacağını bilemiyoruz. Ancak projemiz, şehre ilave
yatırımları bir biçimde düzenleyerek, Christaller’ın teorisinden ilham
edindiğimiz ikincil bir merkezin ortaya çıkma olasılığını besleyecektir. Böyle
bir merkez ortaya çıkmadığı takdirde bunun bir maliyeti olmayacaktır.
PROJE TASLAK MODELİ:
Projemiz; Çorum’un Gazi – İnönü Caddeleri ve SAAT KULESİ çevresi ile
tanımlanabilecek mevcut merkezine alternatif olacak, yeni ve görece daha etkin İKİNCİ
bir şehir MERKEZİNİN ( çekici öğe veya odak ) yaratılması ve akışı sağlamak
üzere iki merkez arasına, yani Saat Kulesi ile İkinci Merkez arasına, bağlayıcı
bir linkin (ulaşım hattı) atılmasına yönelik olacak.
Bu konsept uygulandığı takdirde, ileride tanımlanacak gelişmeler ile BÜTÜN
şehrin kısa – orta vadede kendi kendine etkin biçimde ve düşük maliyetle
organize olması sağlanabilecek ve Çorum şehir merkezinin belli başlı SORUNLARI
orta vadede ( 4 ila 10 yıl ) KENDİLİĞİNDEN çözüme kavuşabilecektir.
Projenin iki ana
değişkenini veya maliyet merkezini
tanımlayalım:
1.
Eski merkezden belirli bir uzaklığa kurulacak yeni bir MERKEZ iskeleti ( İskelet:
alt yapı hatları ve geleceğe yönelik yapılaşma planı ) ile belirli büyüklükte
TOPLU KONUTLAR ve bazı DAİMİ NÜFUS MERKEZLERİ.
2.
İki merkez arası LİNK HATTI.
Burada tekrar vurgulakta fayda
görüyoruz. İkinci merkez, Çorum merkezinde farklı alanlara yayılmış biçimde
devam etmekte olan konut projelerinin teşvikler ve alt yapı yatırımları
vasıtası ile belirli bir bölgeye özendirilmesi ile ortaya yavaş yavaş
çıkacaktır.
Bu yaklaşımda Gazi caddesine sıkışmış olan hizmet birimlerinin hareketleri kendi
haline bırakılacak ve bu birimlerin taşınmasına yönelik hiçbir düzenlemede veya zorlamada bulunulmayacaktır. ( KISMEN
BULUNULABİLİR DE )
NEWTON’UN ŞEHİRLERİ yaklaşımı bağlamında, hali hazırda belirli bir nüfus yoğunluğunun olduğu
bir yere konumlandırılacak yeni merkez ile eski merkez arasında açılan link
üzerinden insan akışı kendiliğinden gerçekleşmeye başlayacaktır. Bu akış nedeni
ile ve yeni merkez çekici bir konumda projelendirileceği için, eski merkezde
sıkışan hizmet birimleri yavaş yavaş açılan yol üzerinden yeni merkeze doğru
kendi kendilerine kaymaya – akmaya başlayacaklardır. Bu akışı desteklemek için
link hattı üzerine ara çekici öğe istasyonlarının kurulması olumlu sonuç
verecektir. Örneğin YENİ MERKEZ CAMİ, proje halindeki MÜFTÜLÜK BİNASI, VE
DEVANE KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANI, projemiz
bağlamında birer çekici öğe istasyonu konumuna kendiliğinden oturmaktadır. Merkez Camii’nden çevre yoluna doğru uzanan
mevcut bulvarı kullanacak olan projemiz link hattı için 2. merkeze kadar başka çekici
öğeler de starter yapı olarak inşa edilebilir.
Bu noktada; iki merkez
arasındaki LİNK HATTI, servis birimlerinin ( iş yerleri, mağazalar, dükkanlar
vb. ) kendi kendilerine akışı gerçekleştirebilmeleri bakımında HAYATİ ÖNEME haizdir.
İki merkez arasında kesintisiz bir akış sağlayacak bir bulvar ( park hattı
hariç en azından 3 gidiş – 3 geliş ) olmadığı takdirde, akış ya yeterince gerçekleşmeyecek
yada başka bir yerden gerçekleşecek ve yeni merkezin çekiciliği anlam ifade
etmeyecektir. Ayrıca bu link hattının kenarlarını ifade eden yerler için inşaat
spesifikasyonları belirlenmeli, yapılacak BİNALAR EN AZ 2 KATLI VE YÜKSEK
TAVANLI MAĞAZA KATLARI ihtiva etmelidir. Bu link yeni doğacak bir çocuğun ana
yapıya bağlı göbek kordonu gibi işlev görecek ve yapılanmayı besleyecek,
doğumdan sonra da iki odak arasındaki uyumu sağlayacaktır.
LİNK HATTINA ilişkin bir spesifikasyon da, bu hattın
insanların uzaklık algılarını etkileyen faktörler göz önüne alınarak inşa
edilmesine yönelik olabilir. Yapılan araştırmalar mekanda uzaklık algısını
aşağıdaki iki faktörün etkilediğini göstermiştir.
-
Birey ile hedef arasındaki mesafe
boyunca gözlemlenen çeşitlilik düzeyi: Gözlemlenebilen algısal çeşitlilik ne kadar fazla ise hedef o
kadar uzak algılanmaktadır. Örneğin ayakkabıcılar arastası ile Yeni Merkez Camii
arasında uzanan Farabi Caddesinin genişletilmesi ile açılacak bulvar; uzanış
yönü boyunca ne kadar az kavşak tarafından kesilirse, ne kadar tek düze
ağaçlandırılırsa, bu yolu çevreleyen binalar ne kadar birbirlerine benzer
dizayn edilirlerse ve yol ne kadar az köprü veya tak benzeri eklenti ile
bezenirse bireyler bu mesafeyi o kadar kısa algılayacaklardır. Buna ek olarak
oldukça büyük bir yapı olan yeni cami bu uzaklık algısını büyük ölçüde
indirgeyecektir.
-
Hedeflenen bitiş noktasının görüş
alanına erken girmesi: Bu faktör de insanların uzaklık algılarını indirgemektedir. Ayakkabıcılar
arastasına yönelik her hangi bir düzenleme hakkında işleyen süreçlere binaen
bir yorum yapmadan şunu söyleyebiliriz: Saat
kulesi çevresinde mobil halde bulunan bireyler bulvar haline gelecek Farabi
caddesinin tümünü yeni camiye uzanan bir yol olarak GÖREBİLMELİDİR. Ayakkabıcılar
arastasının belki restore edilerek yerinde kalacağına yönelik bir senaryoda, bu
istenen durum, adı geçen arastanın çevresinin geniş açıklık bir alan
haline getirilmesi ile sağlanabilir. Bu bağlamda bölgedeki tarihi binaların
kalması kaydı ile ayakkabıcılar arastasını çevreleyen diğer binaların bir
kısmının yıkımı projenin önemli bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır.
Yine de bu
proje için en yararlı yaklaşım ayakkabıcılar arastasının kaldırılarak, Farabi
Caddesinin direkt olarak saat kulesine bağlanabilmesidir.
İKİNCİ MERKEZ İÇİN ALTERNATİFLER:
1.
İLK ALTERNATİF: Yeni merkezin yapılandırılacağı
lokasyon için İkbal Kent’in kuzey batısı yani Çevre yolundan ayrılan Osmancık Caddesinin
solunda kalan Ömerbey Köyü ile İkbal
Kent arasındaki alan ( nokta olarak bu mesafenin tam ortası ) tarafımızdan
önerilmektedir. Nitekim bu bölge;
-
Hem,
İkbal Kentin sunduğu ve proje açısından gerekli yakın starter nüfus açısından,
-
Hem,
çevresinde genişleyen alanın ılımlı jeolojik yükseltileri açısından
-
Hem
ileride vereceğimiz 1. MERKEZ İLE 2. MERKEZ ARASINDAKİ MESAFENİN NE KADAR
OLMASI GEREKTİĞİ bakımından,
-
Hem
de şehrin doğal gelişme yönü üzerinde olması bakımından, uygun
görünmektedir.
Bununla
birlikte bu merkez, İskilip yolu ile Osmancık yolu hatlarının arasında,
çevrelerinde ve devam ettikleri güzergahın tanımladığı geniş bir arazide uygun bir
nokta da olabilir. Merkez ikinci bir şehir merkezi olabilecek genişlikte bir
alanın ortasında bulunuyor olmalıdır. Çalışmanın ilerideki kısımlarında starter
nüfustan, bu nüfusun yerleşebileceği alanın büyüklüğünden ve 1. Merkez olarak
alınan saat kulesi ile 2. Merkezin arasındaki uzaklığın ne kadar olması
gerektiğinden bahsedilmiştir.
RESİM 2: Sarı
renkli doğru; sağ aşağıdaki Çorum Merkezinden ( saat kulesi ), sol üstteki
önerilen ikinci merkeze uzanmakta ve aradaki kuş uçuşu mesafeyi göstermektedir.
İki kırmızı nokta arasındaki Beyaz
renkli eğri ise; iki merkez arasına açılacak link hattını ifade etmektedir.
Sağ aşağıdan başlayan bu link hattı, Farabi Caddesinin modernizasyonu ile bu
caddeyi kat edecek, sağa dönerek çevre yoluna ulaşacak ve çevre yolunu aşarak Osmancık
caddesine kısmen paralel olarak tarlaların arasından ikinci merkeze varacaktır.
( Belediyemizin çevre yolu ile bizim tanımladığımız ikinci merkez arasındaki
yolun bir kısmını içeren bir yol hattı planı zaten bulunmaktadır. )
2. İKİNCİ ALTERNATİF: Bir başka alternatif Cemilbey Yolu üzerindeki
Küçük Sanayi Sitesinin ( Yukarı Sanayi )
arkasındaki vadidir. Ankara yolu hattından bu bölgeye yapılan kuş uçumu 4
kilometrelik bir mesafeden sonra coğrafi yükselti başlamakla birlikte, Ankara
yolunun bu tarafı kabaca 4 kilometre karelik yeterli bir yerleşim alanı
sunmaktadır. Daimi bir nüfus çekici öğe olarak
da yakında kurulu SANAYİ olumlu olarak değerlendirilebilir. Ancak sanayinin
varlığı sosyolojik açıdan itici bir
unsur olarak da değerlendirilebilir. Otobüs Terminalinden başlayıp İlahiyat
Fakültesini takip ederek tepeyi aşan yol ( Cemil Bey Yolu ) genişletilerek ana
link hattı olarak kullanılabilir. Bununla birlikte bu bölgeye yönelik şehir
sakinlerinin psikolojik algıları, 1. Alternatife yani İkbal Kent seçeneğine
kıyasla anketler yardımıyla sınanmalıdır ve Çorum’un hakim rüzgar yönünü kapatan sanayi sitesinin üzerinde oturduğu yükselti
hesaba katılmalıdır.
İkinci
merkez alternatifinin etrafındaki yükseltiler
bakımından da daha sınırlı bir alanı ifade etmesi ile beraber, kanımızca 1.
Alternatif yeni merkezin kurulumu için tercih edilmelidir.
RESİM 3: İkinci
Merkez Alternatifi: Bu resim, şekil 1’de görülen Çorum merkez yerleşkesinin
sol alt köşesine denk gelmektedir. Yukarıdaki şeklin ortasında görülen
diktörtgen beyaz alan, bir yükselti üzerinde bulunan sanayi sitesidir. Yaydiğin
Köyü’nün yerleşkesi, ikinci merkez için önerdiğimiz alanın orta noktasına denk
gelmektedir.
1.
ÜÇÜNCÜ ALTERNATİFİ:
Bu
alternatif; AKKENT’TİR. ANCAK 3 ÖNEMLİ YETERSİZLİĞİ DOLAYISIYLA ASLINDA BİR
MERKEZ OLAMAYACAĞINI KANITLAMIŞTIR.
-
Modelimizin
işleyebileceğini düşündüğümüz mesafenin (belirtilecek) oldukça ötesindedir.
-
Coğrafi
yer şekilleri bakımından yerleşimi ve ulaşımı zordur. Radikal yükseltiler
merkez olma hasletini yok etmektedir.
-
İki
merkezi bağlayacak link hattına ve hattın kenarları için gerekecek yapılar
bakımından geleceğe yönelik belirsizlikler arz etmektedir.
-
Yapı
stoğunun kalitesi ( binalar ) çekici bir merkez için yetersizdir.
2.
DÖRDÜNCÜ ALTERNATİF:
Önerdiğimiz konsept, BUHARA – BİNEVLER - AYARIK BAĞLARI
ÜÇGENİNİN ifade ettiği alanın 3. Merkez olarak kabul edilmesi ile de
gerçekleştirilebilir. Bu yaklaşımın gerçekleşebilmesi için:
Olumlu ve Olumsuz Unsurlar:
-
Yeterli
nüfus birikimi zaten bulunmaktadır.
-
Kullanılabilecek
link hatlarının bir bölümü hali hazırda mevcuttur.
-
Ancak
adı geçen bölgelerdeki yapı stokları tamamen konut tipinde tasarlanmıştır. Bir
şehir merkezinin sunması gereken hizmetleri karşılayacak hizmet merkezlerinin
konuşlanacağı yapılar bulunmamaktadır. ( Bir AVM’nin Binevler ve Buhara arasına
veya Buhara ile İkbal Kent arasına inşası bu sorunların bir kısmını
çözebilecektir. Ancak Türkiye’de şehir yapılanmasına ilişkin alışkanlıklara
binaen, hizmet birimlerinin ( mağazaların, kurumların) sıralanabileceği bir caddeye
de ihtiyaç duyulacaktır. Özel Hastane kavşağından başlayan ( Dr. Sadık Ahmet
Caddesi ) önce Buhara-evler caddesi kavşağına varan ardından da Osmancık
caddesine ulaşan hat böyle bir gereksinimi karşılayabilir. Bu hat iyi
kullanıldığı takdirde, Binevler, Buhara ve İkbal Kent residanslarını
birbirlerine yeni bir şehir merkezi caddesi ile bağlayabilecek niteliğe
ulaşabilir. Eğer bu seçenek denenecekse yapılması düşünülen AVM’nin, Dr. Sadık
Ahmet Cad. üzerinde, Buhara ile (Osmancık Cad.) İkbal Kent arasına
konumlandırılması doğru olacaktır.
-
İlgili
bölgeyi mevcut şehir merkezine yani Gazi Caddesi hattına bağlayan 3 link
hattından hiçbirisi - an itibariyle – yeterli kapasiteye sahip değildir. (
Kendi kendine organizasyonun işleyebilmesi veya yeni merkeze eski merkezden
kolay ulaşım için link hattının akışkanlığı son derece önemlidir. Akışkanlık
için de gereken linkin genişliği, iki merkez arasında kesintinin bulunmaması ve
link hattının kenarlarında sıralı yapı stoklarının niteliğidir. )
Bu
hatlar şunlardır:
·
İlim
Yayma Cemiyetinden başlayarak - Yeni Adliye’nin yanına inen yol. ( Bu yolun bir
kısmı genişlik açısından uygun olmasa da işe yarayabilir ancak, Yeni Adliye yanına kadar gelip burada sonlanmakta, aşırı
daralmaktadır. Bu yol, Tanyeri İlkokulunun önünden geçen hat esas alınarak ve
onlarca bina yıkılarak 300 metrelik bir mesafede saat kulesine bağlanabilir. )
·
Özel
hastaneden başlayarak çevre yolunu aşan ( yeni kavşak bu akışı besleyecektir ),
Carfoure’un önünden geçerek 23 Nisan İlkokulu kavşağına inen yol. ( Bu yol arter
olması açısından uygun olmakla beraber 23 Nisan kavşağında tıkanmaktadır. ) Eğer
Kültür Sitesinden İmam Hatip’e bağlanması düşünülen hat bu kavşak ile iyi
ilişkilendirilebilirse 3. Alternatif için iyi bir link hattı elde edilmiş
olur.
·
İkbal
Kent – Üst geçit – Yazı Çarşı – Ulu Cami hattı. ( Bu hattın bir link hattı
olarak gerekleri karşılayamayacağını söyleyebiliriz. Üst geçidin tırmanma ve
inme sorunları, hatta ait caddelerin darlığı ve uzun mesafesi vb. ) Ancak bu hat İkbal Kent
içerisinden geçerek, Ömerbey yolu üzerinden çevre yolunu aşarak, Farabi
Caddesi’ne varabilir.
İkinci bir merkez olarak kullanılabilecek Buhara – Binevler
hattını Gazi Cad. bağlayabilecek link veya linkler inşa edilebilse bile bu link
hatlarının – üzerlerine konuşlanmak isteyecek mağaza ve işyerlerini fazlaca
kesintiye uğratmayacak şekilde binalar ile çevrelenmiş olmaları gerekir. Hali
hazırda yapılı olan bu hatlar içinde YALNIZCA
Carfour – 23 Nisan – Kültür Sitesi hattının bu gereği bir ölçüde karşılamakta olduğu söylenebilir.
Bakınız; resim 4:
RESİM 4: Siyah Hat: Binevler – Buhara – İkbal
Kent boyunca uzanan yeni merkez caddesi vazifesi görebilecek hat. Kırmızı Hat:
Bu merkez için Link Hattı. Sarı Hat: Kültür sitesinin yıkımı ile başlayacak,
Gazi Cad. – İmam Hatip ( Fatih Cad. ) hattı temsili.
-
Binevler
– Buhara merkez alternatifi, ileride tartıştığımız ve bir sonuca ulaştığımız,
1. MERKEZ İLE 2. ARASINDA OLMASI GEREKEN MESAFE faktörünü 2.5 kilometre ile KARŞILAMAMAKTADIR. Üzerinde daha çok araştırma
yapılması gerekiyor olsa da, insan kitlelerinin 1. Merkezin çekiminden
kurtulabilmesi için İkinci Merkezin 3
kilometreyi aşan bir uzaklığa konuşlanması gerektiğini ileri sürüyoruz.
Buradan hareketle; Buhara evlerin arkasında kalan ve yine Osmancık Caddesine
paralel uzanan alan veya Slim-Kent’e uzanan topraklar ikinci bir merkez
yapılanması için kullanılabilir. Bakınız Resim
5:
RESİM 5: Sarı doğru: Saat Kulesi ile 4. Merkez
alternatifi arasındaki yaklaşık kuş uçumu uzaklığı temsil etmektedir ve bu
değer 2.5 km dir. Diğer 3 siyah doğru
ise yaklaşık 3.5 km’lik uzaklıklara ulaşmaktadır. Bu uzaklıklardan en solda yer alan nokta bizim
önerdiğimiz Ömerbey köyü civarına, en
sağdaki, Slim Kent’in önündeki boşluğa, ortadaki ise Osmancık Caddesinin ileri ucuna denk gelmektedir.
YENİ MERKEZİN YAPILANDIRILMASINDA
KATLANILACAK MALİYETLER ŞÖYLE ÖZETLENEBİLİR:
DAİMİ NÜFUS MERKEZLERİ: Yeni merkez lokasyonuna yapılandırılacak daimi nüfus
merkezleri ( İleri teknoloji kullanan veya temiz üretim yapan bazı sanayi
tesisleri, Belediye ek binası, Adliye ek binası, Vergi Dairesi ek binası,
Postane ek binası, ABİGEM - İŞGEM ek binası ve benzeri bazı kamu kuruluşu )Bir AVM, belki bir kongre binası ve oteli.
DAİMİ NÜFUS MERKEZLERİ; olarak tanımladığımız yapılar, ADALET SARAYI gibi insanların zorunlu olarak uğramak durumunda
kalacakları nüfus çekicileridir. Kendi kendine akışın gerçekleşebilmesi
için starter nüfusun en azından bazı zorunlu ihtiyaçlarını bulundukları yerden
eski merkeze gitmeden karşılayabilmesi gerekmektedir. Bu noktada; SÜRÜKLEYİCİ –
lokomotif birkaç daimi nüfus merkezinin ve nüfus merkezinin belirlenip
kurulması, diğer nüfus merkezlerinin oluşumunu tetikleyecektir. Örneğin ikinci merkeze kurulacak bir AVM,
birkaç BANKA ŞUBESİ’nin gelişini sağlayacak, banka şubelerinin ve AVM’nin
olduğu yerde lokantalar, cafeler, elektronikçiler, büro malzemeleri gibi hizmet
servis merkezlerinin açılması fizıble hale gelecek ve odak kendiliğinden
yapılanmaya başlayacaktır. Ancak tüm bunlar için bir starter nüfusa da ihtiyaç
duyulacaktır. Bu nüfusun miktarı tarafımızdan ileride belirlenmiştir.
YERLEŞİM SİTE VEYA SİTELERİ: Daimi nüfus merkezlerinin hemen çevresine,
alt katlarında dükkanlar için uygun yerlerin olduğu (İkbal Kent’e komşu ) yerleşim
site veya siteleri ( başlangıç etabı olarak 5.000 dairelik = ortalama 20.000
kişilik yaklaşık 300 konut ) uygun yol ve park düzenlemeleri ile birlikte
yapılandırılacaktır. TOKİ’nin burada da devreye girmesi konutların
edinilebilirliğini arttıracaktır. Mevcut Toki’nin bu bağlamda kullanılamamış
olması bizce önemli bir kayıptır. Ayrıca TOKİ’nin gittiği yere diğer
müteahhitler de gidecektir. Bununla birlikte, hükümetin “Marka Şehirler” adı altında lanse ettiği ve konsept olarak
Türkiye’nin farklı lokasyonlarında düzenli, planlı, çekici ve yaşanabilir yeni
şehirlerin inşa edilmesini, dolayısı ile batıya göçü engelleyecek şehirlerin
yaratılmasını öngören projesi ile de bağlantılandırılabilecek bu proje
kapsamında inşa edilecek binaların ve alt yapı ile çevre düzenlerinin TOKİ’nin
klasik projelerinden daha nitelikli olması gerekebilir. İnşa edilecek
binalar, rezidanslar olarak da planlanabilir. Buna göre rezidanslar Çorum
merkezinden büyük şehirlere yönelen göç dalgasının iş edinme haricindeki ikinci
önemli nedeni olan daha yaşanabilir bir şehirde yaşama amacına Çorum lehine
katkıda bulunacak ve böylece bu master plan kendi maliyetini
karşılayabilecektir.
Yaklaşık
100 kişi alan 6 katlı apartmanlar ile 30.000 kişilik bir toplu konut veya
kendiliğinden yapılaşma 300 apartman gerektirmektedir. 30.000 kişinin 10.000’nin
İkbal kent civarından karşılanacağı düşünülürse 200 apartmanlık bir konut
stokuna ihtiyaç olacaktır. Her konut 625 metre karelik alana otursa, her konut
arasında 20 metre boşluk ve yollar arasında da aynı uzunlukta boşluk olsa; yan
yana 20 konut dizisi alt alta 10 yol boyunca dizilse; 900 metre x 500 metrelik
bir alana 200 apartman çok geniş biçimde sığmaktadır. Geri kalan yerler de park
- koruluk benzeri düzenlemeler için bırakılır.
YENİ MERKEZİN ALT YAPISI: Yeni Şehrin genişleyeceği alanlara yönelik alt yapı
yatırımı, temel alt yapı güzergahları, ana damarlar halinde sonraki 20 yıl
hesaplanarak döşenmelidir.
LİNK HATTI:
Bu link hattının Farabi cad. düzenlenmesi ile
Saat Kulesini önce merkez cami kavşağına bağlayarak hali hazırda çevre
yoluna varan cadde ile eklemleneceğini belirtmiştik. Bir süre sonra bir iç yol haline gelecek olan
Çevre Yolunu bir göbekle aşarak Osmancık Caddesine paralel olarak ilerleyecek
ve Ömerbey Köyüne ulaşarak şimdilik onu terk ettiği bir noktada sonlanacaktır. Bu
bulvar Çorum’a gerçek hizmetini, Gazi Caddesi’nin devamı olarak ilk 1
kilometresinde, kenar hattına açılan mağaza ve işyeri binaları ile verecektir.
Tanımlanan ikinci merkeze 4 kilometrelik bir hat olarak devam edecektir. Bu
bulvar kendi haline bırakılabilir, akış başladığında müteahhitler bu geniş
bulvarın iki yönüne binalar yapmayı karlı bulacaklardır.
RESİM 6: Kırmızı hat: Çorum’un merkez cadde hattı olarak
trafik yoğunluğunun yaşandığı güzergahı belirlemektedir. Kuzeyden yani resmin
sağ üst köşesinden başlayan hat saat kulesine kadar Gazi Caddesi’ni, saat
kulesinden resmin sol alt köşesine kadar da İnönü Caddesi’ni göstermektedir. Siyah hat ise; önerilen II. Merkeze
ulaşacak link hattını göstermektedir.
Mevcut çevre yolunun
uzak bir hatta alınması çalışmaları ile şu anda çevre yolu olan geniş
bulvarın yeni merkez ile saat kulesi arasında açılacak linki dikine kesecek
oluşu eski merkez ile yeni merkez arasındaki yolcuların şehrin diğer
mekanlarına ulaşımlarını kolaylaştırmaya devam edecektir. Çevre yolunun, Yeni Otogar’dan
Çorum’a doğru gidildiğinde artık geride kaldığı bir noktada mevcut çevre
yolundan ayrılması arzu edilir, bununla birlikte eğer yeni çevre yolu Çorum’a
daha uzak bir noktadan şimdiki güzergahından ayrılacaksa, otogara gelen
otobüslerin şehir içine veya şimdiki çevre yoluna uğramadan yeniden yeni çevre
yoluna ulaşabilmeleri bir şekilde kolaylaştırılmalıdır.
Ayrıca Çorum’un gelecek on yılları dikkate alındığında
projemize paralel olarak RAYLI BİR SİSTEMİN
Devlet Hastanesinin önünden başlayarak Gazi Caddesini ( mümkünse paralel ) kat
etmesi, yeni Link Hattına paralel olarak ikinci merkeze ulaşması ve oradan yeni
planlanan Stat’a ve Otogara uğrayıp Ankara yolu üzerinde geçmişte planlanmış
olan Hava Alanı bölgesine ulaşması planlanabilir. İkinci şehir merkezinde ve saat kulesi ile bu merkez arasındaki
boşlukta böyle bir raylı sistem için şimdiden yer ayrılmalıdır. Raylı
sistem YER SIKINTISI NEDENİYLE yalnızca Farabi Caddesinden ikinci merkeze ve
ötesine doğru başlayabilir.
RESİM 7: Olası raylı sistemin proje
bağlamında takip edebileceği temsili güzergah. Farabi caddesinden başlayacak
hat, yeni merkeze, otogara, hava alanına uğrayarak ORGANİZE SANAYİ bölgesinde
son bulabilir.
RESİM 8: Resimde siyah hat; saat kulesinden başlayıp, ayakkabıcılar arastasını aşan,
FARABİ CADDDESİ’Nİ kat edip sağa dönerek BAHÇELER CADDESİ üzerinden ÇEVRE
YOLUNA ulaşan ve onu da aşıp ikinci merkezin konuşlanacağı yere uzanan LİNK HATTINI ifade etmektedir. Bu
hattın çevre yoluna kadar uzanan kısmı ve ötesi bakirliği ile yeniden
yapılandırılması noktasında ilgililere büyük bir özgürlük sunmaktadır. Farabi
Caddesi’nin iki yanında rahatlıkla yıkılabilecek eski evler bulunmakta ve
devanenin yeniden yapılandırılması projeleri ile paralellik arz etmektedir.
Bahçeler caddesi bu açıdan daha da bakirdir. Çevre yolunun ötesi ise tamamen
boştur. Bu hattın yapılanmasına ilişkin tek sorun saat kulesinden Farabi
caddesine uzanan İLK 100 METRE üzerine konuşlu olan, hem bir kültür
havuzu niteliği hem de tarihi eser statüsü bulunan bulunan AYAKKABICILAR
ARASTASI ve çevresinin varlığıdır.
AYAKKABICILAR ARASTASI’NA DAİR:
Bu bölge
kagir yapılardan oluşan bina stokunun yanı sıra bir kültür havuzu olma niteliği
taşımaktadır. Merkezinde ayakkabıcılar arastasının bulunduğu takriben 250 metre
yarıçapındaki alanda birbirinde son derece farklı hizmet ve ticaret
işletmelerine rastlayabilirsiniz. Bir köşede Çorum’un en bilinen sakatatçıları
bulunurken, 20 metre ötede Çorumun bilinen nalburiyeleri veya camcıları
çalışır. Ayakkabıcı esnafının hemen yanında sicimciler, birkaç arı kovan ustası
ve 30 metre ötede bıçakçı esnafı yer alır. Kırsal kesimden şehre inen
insanların soluklandığı kahvehaneler yine burada iken yakınlarda Nakşibendi
tarikatının üyeleri toplanır. Hamit Camii’nin arkasında oldukça eski bir Ermeni
Kilisesi yer almaktadır. Bu kilisenin arkasında tarihi geyikli konak ve bu
bölgenin Gazi Caddesine bakan kısmında Taş Han bulunur. Bu küçük bölge değerli
bir kültür havuzudur. Onun korunumu ile şehrin geçmişe uzanan bağlarından ve
dolayısıyla toplumun kendi değer ve tarihinden, hatta bilincinden kopmadan
geleceğe uzanması mümkün olabilir.
Aşağıdaki
kroki ayakkabıcılar arastasının proje içerisindeki yerine dair bir yaklaşım
sunmaktadır. Çorum Belediyesinin hali hazırda daha önceden projelendirilmiş bir
‘büyük meydan’ planı bulunduğunu biliyoruz. Bu plana atıfta bulunmadan kendi
planımızdan bahsedelim.
RESİM 9: Ayakkabıcılar arastasına dair: Siyah
hat; ayakkabıcılar arastasının kaldırıldığı senaryoya yönelik olarak link
hattının geçeceği güzergaha göndermede bulunuyor. Sarı hat ise; Ayakkabıcılar
Arastasının yerinde kaldığı bir senaryoya yönelik olarak link hattının
başlayabileceği güzergaha bir göndermede bulunmaktadır.
Bölgeye ilişkin planımız 2 ayak üzerine oturmaktadır:
-
Ayakkabıcılar
arastası ve çevresinin aslına uygun olarak restorasyonu.
-
Ayakkabıcılar
arastasını dolanan bir link hattının inşası.
RESTORASYON:
Ayakkabıcılar arastası kültür havuzunu yaratan birden çok
faktör bulunmaktadır.
-
Arastanın şehir içindeki konumu. ( Yakınlarda bulunan diğer
lokasyonlarla kurduğu bağ: Örneğin ilçe otobüslerinin indiği yere yakın olması
veya Devane Mahallesinin şehir merkezi ile kurduğu arayüz olması )
-
Arasta binalarının metrik ölçüleri: Dükkanlar küçük ölçeklidirler.
Sokaklar ise dar çok geçişlidir. Bu iki unsur farklı zanaat ve ticarethanelerin
bir araya gelebilmesinin mümkün kılmaktadır.
-
Mevcut Psikolojik algı: Şehirlerdeki bölgeler insanların
zihinlerinde geçmişte olan olaylar ve yaşantılar yardımıyla psikolojik
imgelere, duygulara, hislere dönüşürler. İki farklı bölge tam anlamı ile aynı
fonksiyonu icra etseler de her birinin ziyaretçileri farklı insan gruplarından
oluşuyor olabilir. Ayakkabıcılar arastası için de bölge bir imgenin var olduğu
söylenebilir.
Restorasyonun yukarıdaki 3 unsura mümkün olduğunda az
dokunması istenen değişimi yaratacaktır. Kanımızca mimari bir heyet önce
arastanın mimari yapısını okumalı ve bir tipoloji çıkarmalıdır. Bu tipoloji
yıkılacak veya aslına uygun olarak yapılandırılacak eski binaları temsil eden
birkaç plan halinde ortaya konabilir. Bu yapılırken orijinal metrekareler ve
yükseklik gibi orijinal metrik ölçüler esas alınmalı, ahşap konstrüksüyon
kullanılmalıdır. Örneğin dükkanlar için yeniden tasarlanan planlardan gruplar:
-
Yeniden
inşa edilecek dükkanların % 50’si: 3x4 metrekare
-
%
30’u 4x5 metrekare
-
%
20’si 5x6 metrekare olabilir.
Yeniden inşa edilen sokaklar hatları aşağı yukarı benzer
hatlar üzerine konuşlanmalıdır. Kanımızca sokak aralarının biraz genişletilerek
arnavut kaldırımlarının döşenmesi ve sokak üstlerini kapatacak asma
çardaklarının entegre edilmesi gibi özgün eklemeler de yapılabilir. Ancak
örneğin ‘ahşaptan vazgeçilmesi’ veya ‘uygun olmayan şiddette ışıklandırma’ gibi
girişimler mekanın eski hali ile olan bağlantısını insanların zihinlerinde
öldürecek girişimler olacaktır. Bundan kesinlikle uzak durulmalıdır.
BAĞLANTININ ARASTA
ÇEVRESİNDEN VERİLMESİ:
Yukarıdaki haritada kabaca çizilen hat birden çok şekilde
tezahür edebilir:
-
Arastanın
etrafının boşaltılarak bu bölgenin bir ada haline getirilmesi şeklinde,
-
Taş
Han yanından giren veya Emniyet Müdürlüğü yanından giren ( yüksek binalar
yıkılmak durumunda ) ve Hamit Camii’nin arkasından Farabi Caddesine Ulaşan bir
yol şeklinde.
-
Arastanın
yanından paralel geçen ve Hamit Camisinin yıkılmasına neden olabilecek bir hat
şeklinde ( Ancak kanımızca Hamit Camii ve çevresi de restorasyona dahil
edilmelidir.)
-
Ulu
Cami’ye Bitişik Ziraat Bankasının yıkılarak arkaya dolanan yolun genişletilmesi
biçiminde.
Kanımızca yukarıdaki önerilerden 2. si restore edilecek
arastayı kalabalık ve kalın bir ana yol kuşağından koruyacak seçeneği
sunmaktadır.
NİCEL BİLGİLER VE AYRINTILAR:
Çalışmanın bu noktasında projenin
YAPILABİLİRLİĞİNE ve AYRINTILARA ilişkin şu sorular gündeme gelmektedir:
1.
Soru: ( DAİMİ NÜFUS MERKEZLERİ ? )
Hangi daimi nüfus merkezleri ve nüfus
merkezleri, hangi
sayıda, hangi büyüklükte kurulacak, tam
olarak nelerden oluşacak?
2. Soru: ( STARTER NÜFUS ? )
İkinci
merkez için starter nüfus ifade
edecek olan Buhara, İkbal Kent ve çevre yerleşimler yeterli nüfusa ve ekonomik gelire sahip midir? Değilse bu starter nüfus ne kadar ve hangi ekonomik niteliklerde olmalıdır? Yani ne kadar bir ek nüfus yeni merkez
için bölgeye konumlandırılmalıdır?
3. Soru: ( İKİNCİ MERKEZİN UZAKLIĞI ?
)
İkinci merkezin ana merkezden
uzaklığı ne kadar olmalıdır? İkinci merkez; starter nüfusun yaşamsal ve sosyal
ihtiyaçlarını, ulaşım maliyetleri açısından bulundukları yerden büyük ölçüde
karşılamaya talepkar olmalarını sağlayacak kadar saat kulesine uzak olmalıdır. İki odak arasındaki
çekim gücünün azalmasına yol açarak birinci merkezden ikinciye akışı
engelleyecek kadar da uzakta olmamalıdır.
4. Soru: ( ASGARİ SPESİFİKASYONLAR ?
)
2.
Merkezin çekiciliği sağlamak için starter ve yakın nüfusun temel ihtiyaçlarının
( bazı ihtiyaçlar hariç ) önemli bir bölümünü 2. Merkezden karşılayabilmesi
gereklidir. Buna ek olarak 1. Şehirdeki kötü yapı stokları ( yetersiz park
alanı, depreme dayanıksız yapılar, bahçesiz konutlar ) tespit edilmeli bunun
zıttı bir şehir yaratılmalıdır. Çekici bir şehir yapılanması ve gelecekteki
aşırı yoğunlaşmayı önleyecek bir yapılanma sağlanması için önerilerimizden
birisi; serbest çalışacak müteahhitlere birkaç asgari spesifikasyon dikte edilmesine yöneliktir. Örneğin:
Spesifikasyon 1: Her hangi bir binanın ana bina
duvarı ve/ya ana binaya ait kabul edilebilecek ek bina duvarı bir başka binaya
aynı hat üzerinde 20 metreden, arada yol var ise 30 metreden yakın olamaz.
Spesifikasyon 2: Uygulanacak politikaya göre yapı yüksekliğin belirlenmesi. Hangi
strateji uygulanacaksa:
Bu
önerilerin hukuki zemini araştırılmamıştır.
- Strateji a) Sınırları belirli bir coğrafi
alanda; Düşük kat ( 2 veya 3-4 ), dolayısıyla geniş yayılım ve daha dar kamusal
alan. /yada/
-
Strateji b) Yüksek kat ( 10 ve üzeri ), dolayısıyla
binalar arası yüksek açıklık düzeyi ve daha geniş kamusal alan. Her halükarda yeni şehir yerleşimi,
çok sayıda insanın birbirlerine sokularak yaşamalarına izin vermeyecek
aralıklarda bina yerleşimlerini özendirmelidir. ŞAHSİ ARAÇ KULLANIMI VERİ
OLARAK ALINDIĞINDA, ŞEHİRLERDE TRAFİĞE İLİŞKİN SORUNLARININ TAKRİBEN % 80’İ
İNSAN KİTLELERİNİN COĞRAFİ ALAN ÜZERİNDE OLMASI GEREKENDEN DAHA SIK BİÇİMDE
YERLEŞMİŞ OLMALARI KAYNAKLIDIR. ANCAK GEREĞİNDEN SEYREK YERLEŞİM DE ELBETTE
ŞEHİRLERİN VAR OLUŞ AMAÇLARINI YOK EDECEK, ULAŞIM MALİYETLERİNİ ARTTIRACAKTIR.
Yukarıdaki spesifikasyonlara benzer
kuralların dikte edilmesi ile; yeni şehir kendiliğinden oto-park, yeşil alan, oyun
alanı, güneş alma, yol genişliği gibi sorunları kendi kendine çözerek gelişebilecektir.
Yeşil alanlara, bisiklet yollarına, araç park alanlarına, sinema vb merkezler
ile spor sahalarına da planda yer ayrılmalıdır.
1. SORUNUN CEVABINA
YÖNELİK YAKLAŞIM:
Hangi daimi nüfus
merkezlerinin kurulması gerektiğine, hukuki ve operasyonel olabilirlikler
ışığında ve hangi daimi nüfus merkezinin daha yüksek zincirleme dışsallıklar doğurabileceğine
yönelik analizler ışığında karar verilebilir. Zamana yayılı olarak inşa
edilebilecek bazı yerleşke önerileri:
-
Görece
lüks bir toplu konut grubu. ( Rezidans )
-
Bir
toplu konut yerleşkesi ( Toki Olabilir )
-
Müstakil
yapılanmaya ayrılmış bir alan ( villalar için )
-
Diğer
konut yapılanmaları için ayrılmış alan.
-
Bir AVM
-
Bir
kongre merkezi
-
Belediye ek hizmet binası
-
Bazı kamu ek hizmet binaları
-
Temiz,
gürültüsüz çalışan bazı sanayi tesisleri için yer tahsisi ve teşvik.
NOT: ÜNİVERSİTE YERLEŞKESİNİN ÖMERBEY KÖYÜNÜN 3-4 KİLOMETRE
ARKASINDAKİ ARAZİYE, OSMANCIK YOLUNA PARALEL OLARAK KURULMASI önerdiğimiz yeni
merkezin gelişimine katkısı büyük olabilirdi.
2. VE 3. SORUNUN
CEVABINA YÖNELİK YAKLAŞIMLAR:
Aşağıdaki cevaplar matematiksel kesinlikler ifade etmediği
gibi öngörülemeyecek başka faktörler bakımından da istenen bilgileri bize
sağlamıyor olabilir. Bununla birlikte belirlilik yaratabilmek amacıyla kullanılmışlardır.
MERKEZİ YERLER
TEORİSİNDEN HAREKETLE: Bu teorinin ilkeleri doğrultusunda yeni merkezin uzaklığı; - teorinin
gerektirdiği çevresel şartlar tam olarak gerçekleşse idi – kendi kendine
organize olarak, Çorum’un merkezinin pazarlama faaliyetleri açısından servis
ettiği alanın tam uç noktasına gelmeli idi. (Bu nokta yaklaşık 2.700 metre ile İkbal Kent’in bulunduğu
yere tekabül ediyor. ) Buna göre yeni merkezin genişleyeceği alan da; iki
merkez arasındaki uzaklığın yarısının ( 1350 metre ) ikinci merkez çevresinde
çizeceği çemberi ifade edecektir. Böylece 2. Merkez; yaklaşık olarak çevre yolu
ile Ömerbey Köyü arasındaki kuş uçumu mesafeyi çap kabul edecektir.
İşte bu ikinci merkezin nüfusu; kendi kendine organizasyon
ilkelerine ve Merkezi Yerler Teorisinin yukarıdaki şekilde görülen “pazarlama
alanı” yaklaşımına göre, Çorum’un şimdiki merkez nüfusunun ( şekilde ortadaki
büyük altıgen ) 3’te birinin 2/3’üne servis yapmalıdır.
Diğer altıgenlerin ifade ettiği yerler kısa vadede ikamet
edenler tarafından boşaltılamayacağı için yeni merkezin minimum büyüklüğü
yukarıdaki şekil üzerinden değerlendirilebilir.
Buna göre: 220.000 / 3 = 73.000 / 3 = 24.444 x 2 = 48.000
kişi kadar. Yani ikinci merkezimiz 1. Merkez ile optimum ilişkiyi gösteren bir
halde çalışıyor olduğunda 48.000 kişilik bir nüfusa servis yapıyor olacaktı. Bununla birlikte, teoriden hareketle yoğunluğun kanıtladığına göre Çorum
şehri kendi kendine parçalanma sürecine girmeden şişmeye devam etmiştir. Teorinin
bakış açısıyla malum sorunların kaynağı da budur. Öyleyse normal şartlar
altında bu şehir daha önce, daha küçük merkezlere parçalanmalı idi. Buradan
hareketle ikinci parça 48.000’den daha küçük bir değeri ifade etmelidir. Gazi
caddesinin coğrafi ve topolojik şartlara bağlı olarak yoğunlaşmaya başladığı
nüfus değeri 170.000 kişilik nüfus olarak kabul edilirse; yukarıdaki formülden 37.000 KİŞİLİK bir değer ortaya
çıkmaktadır.
Buradan hareketle yeni kurulacak merkez, 2.700 metreden itibaren,
( merkezin servis etmek istemeyeceği 2/3 lük alanı başlangıç itibariyle bir
miktar arttırmak için ) ve yine merkezin servis etmeyeceği 37.000 kişiye yakın
bir değer olan ve yukarıdaki verilerle de örtüşen yaklaşık 35.000 kişilik bir
starter nüfusla işe başlayabilir.
ZİPFY YASASI: Zipfy yasası makro coğrafyalar
üzerinde belirgin sonuçlar vermekte. Bizim yapacağımız benzetim bu açıdan sorunlu
olacaktır. Ancak zayıf da olsa bu yasa bir dayanak olarak kullanılabilir. Zipfy Yasasına göre; kendi haline
bırakılan bir coğrafyada oluşan ikinci bir şehir ( en büyük şehirden fiziki
olarak uzakta oluşan ikinci şehir ) ilk oluşan şehrin yarısı büyüklüğünde, 3.
Şehir ise ilk şehrin 1/3’ü büyüklüğünde olacaktır. Ancak Gazi Caddesi hattının
belirlediği merkezin hangi sınırlarda başlayıp bittiğine yönelik bir belirlilik
yaratmak durumundayız aksi takdirde zaten merkez ikincil merkezin kurulacağı
yer ile de birleşmektedir ve biz bu projede yeni şehrimizi ( şehir merkezimizi
) merkezi yerler teorisini de gözeterek Çorumun sınırlarına teğet geçmeyen bir
mekanda kurmak istemiyoruz. Aslında birincil merkezin starter nüfusundan ziyade
tüm şehir bu merkezi, ulaşım araçları ile desteklemektedir. Öyle ise YÜRÜYÜŞ UZAKLIĞI bir ölçüt olarak
alınabilir. Yani, böyle bir belirliliği insanların yürüyerek kat etmeye razı
oldukları yaklaşık bir uzaklık üzerinden konumlandırabiliriz. Böylece baz
alınan merkezin nüfusu; merkez noktaya en uzak oturan bireyin yürümekten
vazgeçmeyeceği noktaya kadar ötelendiği sınırlar esas alınarak belirlenmiştir. Şehir
planlama literatüründe toplu taşıma güzergahlarına erişim olarak 400 metre esas
alınır. Bununla birlikte üst sınır 1600 metre olarak kabul edilmektedir. Bu
uzaklık yaya hızı ile ( 5 km/s ) 20 dakikaya tekabül etmektedir. Böylece Zipfy Yasasını yürüyüş uzaklığı
yaklaşımına indirgemiş oluyoruz. İkinci merkezin sahip olması gereken minimum
starter nüfusa bu uzaklık verisinden hareketle ulaşmaya çalışacağız.
YÜRÜYÜŞ UZAKLIĞI
YAKLAŞIMINDAN HAREKETLE: Gazi ve İnönü Caddesini; hizmet veren kamu ve özel sektör kuruluşlarının
devam ettiği hattı esas alarak, merkez çizgi kabul edeceğiz. ( Emniyet
Müdürlüğünden – Piri Baba Çamlığına kadar olan çizgi ) Bu merkez çizginin her
noktasından doksan derecelik açılarla yaklaşık “X” metreye kadar uzaklaşan bir
alanın ihtiva ettiği nüfusun yarısı (
zipfy yasası ) bizim ikinci merkez için ihtiyaç duyacağımız starter nüfusu
verecektir. ( Bu hesap yapılırken ikamet eden nüfus esas alınarak yoğunluk
değeri - metrekare başına oturan sayısı vb - alanla da çarpılabilir. ) Biz
çalışmamızda – örnekler üzerinde henüz bir araştırma yapmamış olsak da –
yukarıda adı geçen hat boyunca, 5 ila 7
dakikalık bir yürüyüş uzaklığında yani 450
ila 550 metre uzaklıkta olan
alana ait kalıcı nüfusun yarısının yeni merkezin starter nüfusu olarak kabul
edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nüfusa Çorum’a ait nüfus kayıtlarından
ulaşılabilir. ( Uydu görüntülerinden
hareketle; biz bu ilgili hat boyunca 400-500 metrelik uzaklıkta ikamet eden
nüfusun 36.000 ila 40.000 kişi kadar olacağını tahmin ediyoruz ki bu sayının
yarısı olan 20.000 kişinin de MUHTEMELEN yarısı ( 10.000 kişi ) Buhara, İkbal
Kent ve yakın çevresinde mevcuttur. ) 5 ila 7 dakikalık yürüyüş uzaklığı ( 400
ila 500 metre ) pek çok insan için günlük ihtiyaçlarından yükte hafif
olanlarını karşılamak için makul bir uzaklık olduğu düşünülebilir.
-
400
metre: 5 dakikalık yürüyüş mesafesi
-
800
metre: 10 dakikalık yürüyüş mesafesi
-
1600
metre: 20 dakikalık yürüyüş mesafesi
NEWTON’UN ŞEHİRLERİ
MODELİNDEN YOLA ÇIKAN, KARŞILAŞTIRMALI YAKLAŞIM:
Türkiye’de veya dünyada, birbirlerine belirli uzaklıkta
bulunan, belirli nüfus büyüklüklerine sahip, birbirlerine doğru yalnızca bir
link üzerinden yapılanarak akma eğilimi gösteren veya göstermiş olan yerleşim
yerlerinin nüfusları ve aralarındaki uzaklık tespit edilebilir. Buradan
hareketle asgari olduğu varsayılan bir çekim kuvveti hesaplanabilir. Örneğin
bulunan bir örnekte iki odağın nüfusları 80.000 ve 20.000 kişidir. Aralarındaki
uzaklık 3000 metre olarak tespit edilmiştir ve bu iki yerleşim odağının
aralarına uygun bir ulaşım hattı açıldığında; bu hat boyunca iki yerleşim
odağından birbirlerine doğru yapılaşma ve belirgin trafik akışı gözlenmiştir.
Öyle ise bu akışı sağlayacak çekim kuvveti oranı: 20.000 x 80.000 / 3000^2 =
177,77’dir. Öyle ise Çorum’da bu oranı veren bir [ ( 220.000 . X ) / uzaklığın
karesi ] denklemi bize istediğimiz uzaklık ve nüfus oranlarını tahmin etme
fırsatını verebilecektir.
UZAKLIĞA İLİŞKİN
TECRÜBİ YAKLAŞIM:
İkinci merkezin 1.den EN AZ ne kadar uzakta kurulması
gerektiğine ilişkin uzaklık, büyük
şehirlerdeki tecrübeler dikkate alınarak belirlenebilir ( Otobüsle şu kadar
dakika gibi. ) bununla birlikte gelecek ör: 20 yıllık bir gelişme sürecinde
ikinci merkezin göstereceği yayılım da hesaba katılmalıdır.
İkinci merkezin topolojik genişliği bu nüfusun bir kısmını
ihtiva eden mevcut yerleşimlere ek olarak yeni yapılacak yerleşimlerin
oturacağı alanda gözlenerek belirlenecektir.
Buna ek olarak Ankara veya İstanbul gibi alanlarda gelişen
daimi nüfus merkezlerinin yani insanların ihtiyaçlarını neredeyse her yönden
tam anlamıyla karşılayabilen merkezlerin eski merkezlerden uzaklık büyüklük
oranlarından da yararlanılabilir.
SONUÇ OLARAK:
1.
UZAKLIK: en az 2.500 metre olmak üzere
tercihen 3.000 ila 4.000 METRE ARASINDA.
2.
BÖYLECE YER: İkbal Kent ile Ömerbey Köyü
arasındaki nokta VEYA Buhara Evler yerleşkesinin biraz ötesi. ( Buhara
Evler - İkbal Kent hattı daha yakın bir uzaklığa denk gelmektedir: 2,5 km. )
3.
KURULUŞ BÜYÜKLÜĞÜ: 20.000 İLA 35.000 KİŞİ ARASINDA.
OLMALIDIR DİYEBİLİRİZ.
RİNG HATTI PROJESİ
HAKKINDA:
Ring Hattı çalışması gerekli ve yararlı bir yaklaşım olmakla
birlikte; bu yatırımın var oluş amacı esas itibariyle gereğinden yoğun olan
merkezin çevresinden, ihtiyaçlarını giderme gereği nedeniyle kopamayan (
örneğin Çorum’un bir köyünde oturmayan ), bununla birlikte şehir merkezinin
diğer tarafına ulaşmak istediğinde kendi benzerlerinin merkezde yarattığı
yoğunluk nedeniyle bunu çok maliyetli bir şekilde ifa edebilen şehir
sakinlerinin şehrin diğer tarafına kolayca ulaşabilmelerini sağlamaktır. Ring
yolu yapılmalıdır. Böylece şehir merkezinden ihtiyacı olmayan sakinler oraya
uğramadan şehrin diğer ucuna ulaşabilirler ANCAK şu da unutulmamalıdır: Şehir
merkezindeki trafik akıcı olsa idi insanlar ring yolunu kullanmazlardı, çünkü
merkezden geçen bir yol hem daha kısa hem de şehre dair olan şeylere daha
yakındır. Buna ek olarak şehir sakinlerinin her birinin merkezdeki hizmetlere
olan ihtiyacı devam etmektedir. Öyle ise ring yolu hizmeti ve maliyeti,
süre-giden asıl sorunu tamamen çözmeyecektir. Şehir merkezindeki yoğunluğu
belki 5 belki 7 yıl önceki yoğunluğuna indirgeyecektir. Ancak sorun devam
edecektir ve 20 yıl sonra çemberin dış hatlarına muhtemelen yeni bir ring yolu
gerekecektir.
ÇALIŞMANIN EKSİKLERİ:
İÇERİĞE DAİR EKSİKLER:
Bu
çalışma her şeyden önce farklı durumlar için kullanılabilir olan; KONSEPT BİR
MODEL sunmaktadır. Bu konsept aşağıda değinilen eksikler bağlamında
derinleştirilmeli ve zenginleştirilmelidir:
-
Bu
çalışma; Şehir Planlama disiplininin kullandığı, coğrafyaya dair demografik vb.
verileri ölçme, matematiksel ve istatistiksel olarak değerlendirme, belirli
yatırımların belirli boyutlarda yapılması durumunda ortaya çıkacak trafik ve
sosyal hareketleri tahmin etmek için simülasyon programları kullanma gibi derinleşen
analizler yapmamıştır.
-
Yeni
bir merkeze yapılacak yatırımın böyle yapılmadığı ve klasik tarzda devam
edildiği takdirde nicel olarak ne kadar fiktif zararın ortaya çıkacağı hesaplanmamıştır.
Açacak olursak; bu çalışma bir proje haline getirilmek istendiğinde tahminen 10
yıllık bir süreç için önce şehir merkezinin dinamik nüfus artışı tahmin
edilmelidir. Bu nüfusun demografik özellikleri de. Dinamik artıştan kastımız
şudur: Klasik yapılanma anlayışı devam ederken, nüfus artışını indükleyen
mevcut faktörler sabit kabul edilebileceğinden, nüfus artışı da geçmişe dayalı
eğilimlerin bir regresyonu olarak artacaktır. Ancak daha başarılı bir politikanın
uygulanması nüfus artış hızını arttırabilecektir. Kısacası klasik yapılanma
anlayışına nazaran önerdiğimiz yapılanma anlayışı, nüfus artışını muhtemelen
farklı biçimlerde tetikleyecektir. Ardından, gelecek 10 yıla ait iki farklı
yapılanma tarzının toplam maliyet ve faydaları hesap edilmeli, bu fayda ve
maliyetlerin BUGÜNKÜ DEĞERLERİ finansal yöntemle indirgenerek karşılaştırılmalıdır.
Bunu açalım; Klasik yapılanma tarzında 10 ila 20 yıl içinde şehrin çeperini ve
içini ifade eden lokasyonlara yapılacak toplam tahmini yatırım tutarları hesap
edildiğinde, bizim önerdiğimiz yaklaşıma kıyasla zamana daha düzenli yayılan bir
maliyet dağılımı gözlenecektir. Bununla birlikte şehrin mevcut sorunları devam
edeceğinden zor ölçülebilecek çok sayıda olumsuz dışsallık muhtemelen artarak
devam edecektir. Yeni bir merkezi esas alan yapılanma tarzında ise, ilk 5 ila 10
yılda yüksek düzeyde alt yapı yatırımı ikinci merkezin kurulumu için gerekecek,
bu büyük meblağın finansmanı ve özellikle yeni alanların istimlakı için yüksek
düzeyde değerler ödenecek ( aslında görece düşük düzeyler olacaktır bunlar )
ancak kısa vadede belirgin bir coğrafyaya yatırılan bu miktarlar ÖLÇEK
EKONOMİLERİNİ de beraberinde getirecektir. Toptan alım ve yatırımların, 10
hatta 20 yıla yayılacak defalarca kazma, tekrar kapatma, tekrar tekrar asfalt
dökme ve inşa maliyetlerini kolayca karşılayacağı açıktır. Ancak bu değerler
hesaplanmalı ve geleceğe dönük olarak finansal yöntemlerle
karşılaştırılmalıdır. Ek olarak yeni merkezin dolaylı olumlu dışsallıkları da
hesaba eklenmelidir. Bu dışsallıklar gelir düzeyi yüksek vatandaşların şehir
içinde kalmaya razı olmaya başlamaları olabilecektir. Bu gelişme şehrin vergi
tabanının genişletecek ve derinleştirecektir. Aynı zamanda hükümetin marka
şehirler düşüncesi ile uyuşan yaklaşımın prestij kazancı es geçilmemelidir.
-
Projelerin
gerçekleştirilmesi esnasında ortaya çıkabilecek sayısız ayrıntıya, tahminlere,
sorunlara değinmemiştir.
YAPILABİLİRLİĞE DAİR SORUNLAR:
-
İkincil
merkezlere inşa edilecek toplu konutlardan ziyade önerilen biçimde
yapılandırılacak ALTYAPI tesislerine bir seferde ( kısa vadede ) klasik
düzenlemelere göre daha fazla kaynak yatırılacak olması bunun finansmanını bir
sorun haline getirecektir. ( Bu çalışmada irdelenmemiş olsa da bizim görüşümüz;
klasik yaklaşımda uzun vadede yatırılan finansal kaynakların bu yaklaşım ile
kısa vadede yatırılmasının getireceği yükler, projenin dışsallıkları tarafından
uzun vadede fazlası ile karşılanacaktır. )
-
Kuvvetle
önerilen 2. merkez arazisinin tarım arazisi olması. (Bu soruna yönelik güçlü
karşıt tezlerimiz mevcut)
-
Hali
hazırda TOKİ’de yüklü miktarda boş konutun bulunuyor olması ve bir kısmının
yapılıyor olması. ( Tamamı ile yanlış yere kurulmuş olan TOKİ yeni merkezimize
yerleşebilecek insan kitleleri azaltacaktır. Yeni merkez TOKİ’ye tercih
edildiğinde, bu vakit TOKİ’deki binalar atıl kalacaktır. )
-
Kuvvetle
önerilen 2. merkeze ulaşacak link hattının, mevcut çevre yolu üzerinden alt –
üst geçit olmadan geçme gerekliliği çevre yolunun bir kez daha kesilmesine yol
açacaktır. ( Bununla birlikte çevre yolu Binevler kavşağında aşağıya
daldığından bu yeni göbek ciddi bir yavaşlamaya sebep olmayabilir. )
-
Yeni
merkez Ömerbey Köyü civarı olacak ise, Kültür Sitesinin yıkılarak 23 Nisan’a
yol açılmasında acele edilmesi.
-
Üniversite
kampüsünün, yeni merkezin arkasında yer almayacak olması.
-
AVM’nin
yeni merkez olarak tanımlanan yere yapılmıyor oluşu.
-
FARABİ
CADDESİ’nin link hattının başlangıcı olarak taşıdığı birkaç sorun: Farabi
caddesi üzerinde, caddenin istediğimiz genişlikte olmasını engelleyecek iki
adet ( bize göre yanlış konumlandırılmış ) birinin yıkılması sorunlu diğerinin
imkansız yapı bulunmaktadır. Bunlardan birisi cadde üzerinde bulunan yegane 6-7
katlı apartman, diğeri ise bu apartmanın karşı çaprazına düşen yeni caminin
bahçe köşesidir. Yeni Cami de önünde bulunduğu göbeğe konumla yeterince içeri
yapılmamıştır. BU yanlışlık, yeni caminin önüne geniş bir yaya yolu bırakmak
istediğinizde, Farabi caddesinin mevcut göbeğe yanlış yerden bağlanmasına neden
olacaktır. Bu sorunun çözümü, ya karşı tarafta yer alan ilgili apartmanın da
tek katlı evlerle beraber yıkılması, yada Farabi Caddesi’ne, cadde camiye
yaklaştığında camiden uzaklaşacak şekilde kavis vermektir. Bu durumda ya
göbeğin yeri değiştirilir yada birbirine yakın iki göbek ile bağlantı sorununu
çözebilir. Farabi Caddesinin bu öngörülen genişliği, onun bağlanacağı Gazi ve
İnönü caddelerinin darlığı göz önüne alındığında; hattın ancak barındırdığı dar
boğaz kadar geniş olacağı gerçeğinden hareketle, anlamsız bulunabilir ancak
yeni şehrin yapılanması nasıl eski şehrin kısıtlı şartlarından hareketle
gerçekleştirilmeyecekse, bağlantı yolunun genişliği de eski yollardan hareketle
belirlenmemelidir. Saat Kulesinin geniş çevresini baz alan ve hali hazırda
planlanmış olan meydan projesi Farabi Caddesinin bu genişliğini anlamlı kılacak
bir perspektif sağlayacaktır.
Projeyi destekleyecek girişimler:
-
Otogarın
ve Stadın çevre yolu civarına taşınması
-
(
Olası ) Tıp Fakültesi hastane binasının çevre yolu civarında konuşlanması
|
YENİ BİR MERKEZE YATIRIM YAPMANIN VE KENDİ KENDİNE ORGANİZE OLAN
YAKLAŞIMIN ARTILARI VE YARATACAĞI ETKİLER:
Böyle bir şehirleşme paradigmasının ( Çekim odağının ve
linkin inşası ile kendi kendine organizasyon ) klasik bir yapılanmadan artıları aşağıda tartışılmıştır:
-
Yatırımların
farklı zamanlarda şehrin farklı bölgelerine yayılması yerine bir merkeze görece
tek seferde konumlanacak olması, ölçek ekonomisinin tüm getirilerinden
yararlanma imkanı sağlayacaktır.
-
Buna
ek olarak benzer ölçekteki dağınık bir yatırım için harcanan zamandan daha azı
harcanacaktır.
-
Yeni
bir şehrin, eski şehrin alt yapısal uzantılarına mahkum kalmadan modern
alt yapı ile kurulabilmesine imkan sağlayacağından, sorunsuz – defalarca
kazılmayan – bir şehir ortaya çıkacaktır. ( Yeni şehrin proje bağlamında inşa
edilecek kısmı potansiyel yani gelecekteki inşa alanının küçük bir kısmını
oluşturacaktır. Bununla birlikte alt yapı kanalları gelecek 10 yıllara yol
gösterecek biçimde proje bağlamında tahmin edilen yeni şehir yerleşimini
kapsayacak biçimde döşenecek ve imar planları buna göre şimdiden
planlanacaktır. Örneğin yer altına 3 metre çaplı kanallar açarak tüm
kanalizasyon, atık su, su, doğalgaz, elektrik, telefon ve internet hatlarını
bir arada ele almak ve yer altında tamirata tabi tutmak mümkün olacaktır. ) Projenin
bu safhasında belirlenebilecek asgari
spesifikasyonlar “ör: X tipi yapılar bir diğer yapıya dört yönde veya yol
boyunca iki yönde 30 metreden daha yakın olamaz.” yapı yükseklik
spesifikasyonları ile beraber belirlenmiş makro alanda metre kare başına düşen yapı ve insan yoğunluğunu tek başına sınırlama
yetisi gösterecek ve yeni şehrin geleceğe yönelik self-organizasyonunu sınırlandıracaktır.
Örneğin yalnızca böyle bir sınırlama, tek başına yeni şehrin ikamet edenler ve
ziyaret edenler açısından trafik yoğunluğunu büyük ölçüde makul ölçülerde
tutmayı başarabilecektir. ( Yeni şehrin, yeni merkez çevresindeki gelişimi ve
eski odak saat kulesi ile yeni odak arasındaki yapılanma akışı kendi kendine (
self organize ) gerçekleşecektir. )
Asgari spesifikasyonlar; self-organize olan süreçleri kaosa yol açmayacakları biçimde
sınırlandırmak üzere kullanılırlar.
-
Yukarıdaki
son cümlede gerçekleşen kendi kendine organizasyon durumu, klasik bir
yapılanmada etkinliği sağlamak uğruna katlanılacak yönetsel faaliyetlerin
gereğini azaltacaktır.
-
Sorunsuz
da olsa klasik bağlamda ( yeni kökler atmadan - patlamadan gelişen ) gelişen
bir şehir yani belediyenin liderliğinde mevcut merkezden dışa doğru genişleyen bir şehir, azar azar karşı karşıya
kalınan yoğunluğun, şehri dışarı itmesi
sebebi ile, kısa vadeli ihtiyaçların
karşılanması bağlamında genişliyor demektir. Yeni bir şehir kısa vadeli
ihtiyaçların yarattığı baskıdan uzak bir serbestlikte dizayn imkanı doğurmakta
veya kendi kendine organize olan yeni yerleşimcilere daha öngörülü referans
noktaları ( asgari spesifikasyonlar ) sunma olanağı ortaya çıkmaktadır.
-
Çorum İlinde ikamet edenlerin göç eğilimleri;
ilçelerden merkeze, merkezden de diğer şehirlere şeklindedir. Bu eğilim nedeni
ile bütün olarak Çorum ili nüfusu giderek azalmakta, merkez nüfus ise yavaş
seyreden bir hızla artmaktadır. İnsanları göç etmeye motive eden “işsizlik
faktörü”nün yanı sıra refaha ve hayat tarzına yönelik bireysel tercihler de söz
konusudur. Çorum’un yeni bir merkez çevresinde umulan imar düzeni içerisinde
gelişmeye başlaması göç hususunda önemli payı olan bu son faktörü etkisiz
kılıcı bir rol oynayabilir.
Projenin Çorum Şehri’nin tamamı
üzerinde yaratacağı etkiler şu bağlamlarda etüd edilebilir,
değerlendirilebilir:
Süreler: Kendi kendine organizasyon sürecine
ilişkin yapılanma sürelerinin tahmini. ( Link hattının kendi kendine inşası,
AVM, STAT vb. çekici öğelerin inşası ve starter olacak dükkanların ve yerleşik
halkın ikameti için gerekecek konutların inşa süreleri + eğer gerek görülürse
KKO süreci ile genişleyecek yeni merkezin yıllara yönelik iterasyonu )
Kurulum Maliyeti: Projenin kurulum maliyetinin
alternatif – benzer ölçekte ihtiyaç karşılayan – diğer projelerle
karşılaştırılması. ( Projenin maliyetine karşılık getirisi bağlamında bir
düşünsel sürece girilmesinin anlamlı olmayacağı ve çok zor olacağı görüşü
tarafımızda kaimdir. )
Sosyo-kültürel etkiler.
Demografik etkiler
Ekonomik Etkiler
Taşımacılık Üzerindeki Etkiler: Trafik yoğunluğu ve taşımacılık (
toplu taşıma – lojistik ve bireysel ulaşım ) üzerindeki etkileri.
Toprak örtüsünün kullanımı: Verimli arazilerden kayıp, hazine
arazisi dışındaki araziler üzerindeki etkiler.
Projenin Mevcut İmar Planları ile
olan ilişkisi.
Hukuki konular: Bazı alanların kamulaştırılma
gereğine ilişkin hukuki konular. Örneğin yeni şehrin yapılanışında dikte
edilecek binalar arası uzaklığın büyüklüğü, kamulaştırılacak alanda yani
Ömerbey Köyü mıntıkasında arazi sahibi olan çok sayıda toprak sahibinin
arazilerinin büyük kısmını kaybetmelerine neden olabilecektir yada klasik bir
kamulaştırma toprak sahipleri arasında adaletsiz dağıtıma sebep olacaktır. Bu
sorunu aşabilmek için ilgili arazinin tümü veya önemli bir kısmı proje öncesi
değeri ile belediye tarafından satın alınıp, bu arazi üzerindeki master planın
ardından arazi sahiplerinin eski oranlarına uygun şekilde yeniden taksim
edilebilir. ( İlgili maliyetlerin karşılanması için; devlet birimlerine marka
şehirler bağlamında veya AB projelerine başka bağlamlarda başvurulabilir. )
Yukarıdaki konular ana bir fizibilite
etüdü kapsamında bir araya getirilebilir.
AŞIRI MERKEZİLEŞME
SORUNUNU HAFİFLETEBİLECEK BİR BAŞKA YAKLAŞIM:
İLKE: Bütünü Parçaların İçine Yerleştir.
KRİTİK ARAÇ: İnternet Teknolojisi ve yazılım.
MALİYET MERKEZLERİ:
-
Yeterli
sayıda bina ( Örneğin 10 adet )
-
Yazılım
desteği
Çorum merkez ilçede tespit edilen
bölgelere ( 10 farklı lokasyon olabilir ) tek katlı sadece 20 - 40 metre kare
civarı bir alanı kaplayan, stil olarak mahalle muhtarlık binalarına benzeyen
KAMU HİZMET BİNALARI adı altında HİZMET MERKEZLERİ inşa edilebilir. Binalar
sağlam ve korunaklı inşa edilmelidir. Her hizmet merkezinde bir adet güvenlik
görevlisi dahil, 3 ila 5 personel istihdam edilir. ( Personellerden biri aynı
zamanda hizmet binaları ile ana binalar arasındaki lojistik aktarımı
gerçekleştirecek motorsikletli veya araçlı personel olacaktır. )
Bu hizmet binaları internet üzerinden
yapılabilecek tüm kamu hizmetlerini ve ancak bir görevli aracılığı ile
yapılabilecek hizmetlerin bir kısmını ifa etme yetenek ve yetkisine sahip
olacaklar. Bu hizmet noktalarının verebilecekleri hizmetlerden bir kısmı aşağıda
önerilmiştir. Bu hizmetlerin ortak noktası; ademi merkezileştirilebilecek –
internet alt yapısı ile uyumlu hizmetlerdir:
-
Adli
Sicil Kaydı dilekçesi almak ve cevaplamak.
-
Adli
başvurular’a ilişkin internete indirgenebilen hizmetler.
-
Tapu
– Kadostro’ya ilişkin internet’e indirgenebilen hizmetler.
-
Nüfus’a
dair internet’e indirgenebilecek işlemler.
-
Tüm
fiziki posta işlemleri, ( Olabilirliği incelenerek PTT’nin finansal işlemlerini
de yapabilirler )
-
Su
açma kapama işlemlerini,
-
Elektrik
açma kapama işlemlerini,
-
Doğalgaz
açma kapama işlemlerini ifa etmek.
-
Telefon
hattı açma kapama işlemleri.
-
Beyaz
masa faaliyetlerinin bazıları.
-
Burada
sayılamayan diğerleri …
Bu düzenleme başarıldığında önemli bir insan kitlesi
hizmetlerden yararlanmak üzere şehrin merkezi kısımlarına yolculuk yapma gereği
hissetmeyecektir. Hizmetlerin online hatlardan ve bilgisayar programları
aracılığıyla karşılanması da ilgili hizmetlerin aynı lokasyonda, ufak binalarda
az sayıda personel tarafından yapılabilmesini mümkün kılacaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)