17 Nisan 2020 Cuma



TARİH NEDEN ÇOK EŞLİLİĞİ MÜTEMADİYEN ERKEKLERE ÖZGÜ KILMIŞTIR?


I.            100 yıl kadar önce I. ve II. dünya savaşlarında 100 milyona yakın insan öldü, ölenlerin % 80’i erkekti. Bu, aşağı yukarı 20-30 yıllık bir kuşağın genç kadınlarının yarısı eşsiz kaldı demek. Bakınız ‘savaş mektupları’ından alıntı yapan bu kitap, o yılların erkek kıtlığından estantaneler sunuyor.





Bu tür savaşlar 250 bin yıllık sapiens tarihinin özetidir. Bu gün, ölümlerdeki bu orantısızlığı kısmen eşitleyen kurumlar, erkekleri ve kadınları doğuştan farklı kılan fizyolojik hatta kültürel temellerden daha kırılgandır.


II.              Erkekler kadınlardan daha iridir. Neden? Eşeysel dimorfizm primatlarda baskındır ve insan gibi bir türde bunun düzeyinin düşük olması zihinsel becerilerin görece yüksek olduğunu gösterir.  Zeka ile dimorfizm neden bağıntılıdır? Çünkü zeka kapasitesi düştükçe tür doğaya doğrudan maruz kalmaya başlar, bu ise yüksek yavru ölüm oranı anlamına gelir. Memelilerde yavrunun dünyaya gelmesi uzun zaman alır. Dişi üyenin üreme görevi yavru bakımı ile birlikte bir yıllık süre gerektirirken, erkek üyelerin üreme görevlerini yerine getirmeleri için dakikalar yeterli olmaktadır. Bu durumda, kıt kaynaklar sunan çevre şartları altında, çok sayıda erkek üyeye gerek yoktur. Primatlarda doğan erkek sayısı azdır. Üstelik -goril türü örneğinde- erkeklerin vücut kütlesi dişilerin 2 katı kadar besin tüketirken. Medeniyet çöktüğünde ki o çökmesi ile meşhurdur Sapiensin maruz kaldığı şartlar zorlaşır. 
III.            Jung’a göre kadın (animus) iç dünyasında tekil kalma, dış dünyasında (persona) ise ait olma (yok olma) istenci duyar. Kadın -kozmik idea uğruna- yok olma istencini iç dünyasında karşılayamaz, bunu ancak kendini erkeğe ya da sosyal sisteme sunarak onların aracılığı ile yapabilir. (Erkeklerin kadınların güzelliğine çekilirken, kadınların bir ideaya baş koymuş mealen, güçlü, tutkulu, statü sahibi erkekleri çekici bulmasının nedeni budur.) Erkek ise dışta bir tekil’dir, içte ise kendini -kozmik ideaya sunmuş- bir fedaidir. Böylece dışta erkek sahip olmak -parçalamak ve özümsemek- (çünkü karşıtı ile birleşmesinin başka yolu yoktur) kadın ise sahip olunmak -parçalanarak özümsenmek- bu yol ile kozmik ideaya kavuşmak istemindedir. Bu dinamiklerin kökeni çoğunlukla odipal karmaşaya dayanır. Öyle ise kadının birden çok erkek eşinin olması, ne erkeklerin ne de kadının derin amaçlarını gerçekleştiremeyecekleri anlamına gelir. Bunun izlerini zaten insanlık tarihinde bulursunuz.


10 Ocak 2018 Çarşamba

BLOCKCHAİN VE KURUM’UN EVRİMİ


Gangster filmlerinin bilinen bir sahnesi vardır. Bir çanta Uyuşturucu ile bir çanta Paraya sahip olan iki çete karşı karşıya gelir. Bu sahne neden ‘Güven’in, üstel bir otorite ya da ortak bir adanış (inanç) olmaksızın asla garanti edilemeyeceğini fakat üstel bir otorite yok ise alış verişin ancak taraflardan birinin olumlu varsayımı ve buna bağlı olarak mutlak riski üstlenişi ile gerçekleşebileceğini vurgular. Taraflar silahlıdır, en ufak bir yanlış için tetikte beklerler. Para çantasını bir eliyle tutan lider, uyuşturucu çantasını diğer eliyle kavrar. Uyuşturucu çantasının sahibi olan lider ise para çantasını diğer eli ile kavrar. Peki kim elini önce bırakacaktır? Taraflardan birinin bir saniyelik gecikmesi, çantalardan birinin bir tarafta kalmasını garantilerken, diğer çantanın sahipliğini % 50’lik bir ihtimal ile taraflara atayacaktır. Diğer taraftan güvensizlik had safhada iken onun olumsuz sonuçlarını bertaraf etmek tarafların aşağı yukarı tümden itlafını yani birbirlerine ateş ederek hayatlarını kaybetmelerini kaçınılmaz kılmaktadır. Bu durum, karşı karşıya gelen tarafların liderlerinin birbirlerine doğru adım atmasını zorlaştıran nedenlerden biridir.

Bu olup biten kadar önemli bir başka sorun vardır: Malın kalitesi ve paranın miktarı. Eğer iki tarafın da güvendiği bir otorite (hakem) var ise bu soruların cevaplarını taraflar için tespit edebilir ama eğer yok ise taraflar ortadaki bir masada çantaları ters çevirerek yüksek risk altında teşhis ve sayım yaparlar. Durum uygun ise ilk sorunsala geri dönerler.

Genellikle böyle bir otorite yoktur. Hakemin tarafların birinden rüşvet alması rasyoneldir çünkü bu durumda geliri artar. İki tarafın da hakeme rüşvet vermesi anlamlıdır çünkü taraflar kandırılmaları olasılığını eşit olarak indirgemiş olurlar ve taraflar doğal olarak rüşvet miktarını hakemin ücretinin üstüne fazla çıkarmama eğilimindedirler zira verdikleri rüşvet karşı çetenin elindeki değerin tamamının (kendi değerlerini kaybetmeksizin) ellerine geçmesini sağlayacak olsa da hakem % 50 olasılıkla karşı taraf tarafından satın alınmıştır ve bu durum toplam değerin hakeme verilen kısımlar çıkıldıktan sonra ikiye bölünmekte olduğunu ifade eder ve bu yarı değer eğer hakem yalnızca ücret ile çalışmış olsa idi elde edecekleri kazançtan küçüktür. Ancak Hakem iki taraftan da rüşvet almaz ve kendisinden rüşvet almayan hakem ile taraflar da çalışmaz. Hakem rüşvet almaz çünkü adil olduğunda iki taraftan da aldığı ekstra paranın icabını yapmamış olması nedeniyle iki çete tarafından da düşman edinilecektir. Bu nedenle genelde ortada bir hakem olmaz. Çünkü hakemin ardında, pazardaki çetelerin kişisel çıkarları aleyhine olduğu halde ya ortak bir dış düşmana karşı birlik olma gereği ile ya da adandıkları üstel bir değerin temsilcisi olduğu için tabi oldukları bir otorite durmalıdır. Buna çeteler pazarının devleti diyebiliriz.

Sonda görülen ilk grafikte ücretli bir hakemin varlığında, ikinci grafikte ise, iki taraftan da rüşvet kabul eden bir hakemin varlığında ve hakemin taraflardan birini tercih ettiği durumda, tercih edilen tarafın eline geçen olası (% 50) değer illustre edilmiştir.

Şimdi üstel bir otoritenin bulunmadığını fakat pazardaki tüm uyuşturucu kullanıcıları ve çetelerin ortak bir dijital networke bağlı olduklarını varsayalım. Taraflar çantaları kendi taraflarındaki boşluktan, dışarıdan açılamayan ve bu dijital networke bağlı olan çelik bir kasaya atsın ve kasanın içindeki otomat ürünün kalitesini ve ürün ile paranın miktarını analiz etsin. Analiz sonuçları pazarda bulunan tüm kullanıcı ve çetelere anında gönderilsin ve sonuçlar normal ise çanta ve mamül diğer tarafın önündeki açıklıktan dışarı verilsin.

Varsayalım uyuşturucuyu satacak çete, önceden makinenin imalatçısı ile iletişime geçti ve ona makinenin uyuşturucuyu olduğundan ağır tartacak biçimde dizayn edilmesini istedi ve imalatçı tehdit edildiği için bunu uyguladı. uyuşturucu satıcısının tekel olmadığı bir evrende ya da imalatçının alıcı da olabildiği bir evrende, imalatçının makinenin ölçme sistemini kendi satın alımı için değiştirme imkanı yoktur çünkü geçmiş işlemler (hacim versus kg) bağlamında tüm networkte kayıtlıdır ve sistem yeni işlemi, geçmiş işlemler ile karşılaştırmaktadır ve tüm networkdeki bilgilerin teker teker değiştirilmesi imkansızdır.

‘Blochain’ aşağı yukarı böyle çalışır.

Bettina Warburg'a da atıfta bulunarak bunu biraz açalım. Yeni Kurumsal Ekonominin vurguladığı gibi, bankalar veya noter gibi politik-ekonomik kurumlar, insan ilişkilerinin açığa çıkardığı belirsizliği indirgemek için vardır. Böylece yaratılan değerleri toplum içinde değiş-tokuş edebiliriz. Avcı ve toplayıcı iki kabile arasında gerçekleşen alış verişte karşılıklı güveni töreler sağlardı. Şimdi, informal törelerin, formal kurumlara (devlete) evrildiği çağlarda yaşanan değişime denk bir gelişmenin eşiğindeyiz: Bilinen tarihte ilk kez belirsizliği, adı geçen kurumlara ihtiyaç duymaksızın, decentralize bilgiyi ilişkilendiren dijital networkler vasıtası ile indirgeyebiliyoruz: Bunun adı blockchain. Bu teknoloji, bir bankanın sosyal sözleşme ile kurulmuş devlete dayanarak bireye sunduğu güveni, aynı bilgiyi çok sayıda bireye (bilgi stok merkezi) sequental olarak göndererek sağlıyor. Devletin sunduğu güveni aşan bir güven değeri kişiye, kripto altına alınarak içeriği gizlenmiş işlemlerine şahit olan çok sayıda network üyesi tarafından sağlanıyor. Blockchain sistemleri milyonlarca tüzel ve gerçek kişinin zimmetlik bilgilerini, alışverişlerini, kontratlarını zaman uzamında stokluyor ve bu bilgileri parçalayarak dağıtıyor. 

Blockchain şu belirsizlik kaynaklarını indirgiyor: a) Bir işlem için kiminle karşı karşıya olduğumu bilmiyorum? b) İşlemin nasıl gerçekleştiğini göremiyorum, ve c) İşler ters giderse başvurabilecek bir yerim var mı? Hepsiburada üzerinden kullanılmış bir cep telefonu almak istediğimizi düşünelim. İlk sorunumuz şudur: Bu telefonu kimden alıyorum? Satın aldığım kişinin geçmiş satışlarındaki güvenilirliği nedir? Olumsuz yorumlar gelmiş mi? Burada problem kişinin profilini yenileme ihtimalidir ya da kişinin başka aplikasyonlar ya da farklı web siteleri için farklı profillere sahip olmasıdır. Blockchain bize her hangi bir bireyin geçmişi hakkında güvenilir biçimde kanıt depolanabilmesini sağlayan global bir platform sağlar. Örneğin vatandaşlık kimliğinizi ve 18 yaşın üzerinde olduğunuzu kripto bir belge ile ispatlayabilirsiniz. Artık güvenilir bir dijital kimliğe sahipsiniz. Etkileşimlerimizin şeffaflığına ilişkin olarak ise blockchain sistemleri, işletmelerin birbirleri aralarındaki güven bunalımlarının aşılmasına yardımcı olacak. Wikipedia’daki paylaşımcı ortamı düşünelim, artık bir üretim ağındaki tüm düğümlerin birbirlerini tanımaları ve birbirlerine güven duymaları gerekmiyor, çünkü her biri üretim zinciri esnasında olup biten faaliyetleri izleme ve doğrulama kabiliyetine sahip olacaklar; üretim sistemindeki her faaliyet blockchain cloud’u ile entegre edildiği takdirde. Bu durum, merkezi otoriteyi gerçekte yaratmadan tekelin verimliliğine sahip olan bir üretim sistemi anlamına gelir. Bu güven ortamı, Japon keiretsu networklerini, kültürden bağımsız bir düzleme çekecektir. Böylece global endüstri, ‘ulus ötesi bilişim firmalarının koordinasyonu altında birbirlerine örülmüş küçük ve nano ölçekli firmalara evrilebilir. Çünkü firmalar diğer firmalar ile yürüttükleri ilişkilerin güven-maliyeti nedeniyle dikey ve yatay olarak büyüme yoluna giderler. Bu durumun tüketiciye bakan tarafı şudur: Gerçek bir obje dolaşımda iken dijital sertifikasının ve block-zincirindeki hareketinin takibini yapabiliriz. Peki satıcı alıcıya telefonunu göndermez ise ne olacak? Bu telefonu finanse ediyorsunuz ama tüm şartların karşılandığını doğrulayana kadar ödeneği salmanız gerekmiyor. Eğer alıcı ödeneğini salmaz ise bu durum networkte kayıt altında tutulur. Bu örnekte mahkeme için kanıt olabileceği gibi geleceğin dijital ürünlerinde uydu aracılığı ile ürünün kendisini kapatmasına neden olabilir.



23 Mayıs 2016 Pazartesi

ÇORUM İÇİN HAFİF RAYLI SİSTEM YAPILABİLİR MİDİR?

Mustafa Emre ÇAĞLAR1

1Dr., Hitit Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
emre.cag@gmail.com


ÖZET

Toplu taşım ve özel araç kullanımı arasındaki gerilimin hangi taraf lehine çözümleneceği, mevcut alt yapı kadar, halkın geçmişe bağımlı alışkanlıkları ve kültürel tercihleri tarafından belirlenmektedir. Mevcut altyapıyı ise, şehrin özel araç kullanımına uygunluğuna karşılık toplu taşıma seçeneklerinin sunduğu olanaklar betimlemektedir. Bu çalışmada, DPT kriterlerine göre Çorum için yapılabilir bulunmayan hafif raylı sistem kurulumunun ve özelde bir Metrobüs Sistemi kurulumunun, yatırımın uzun vadeli dışsallıkları değerlendirildiğinde ve toplum toplu taşıma sistemlerine itildiğinde nasıl yapılabilir olacağı tartışılmaktadır. Bunun için öncelikle Metrobüs Sistemi yatırımının önerilen şartlarda yıllara yayılı getirileri bu güne indirgenmiş ve bu değer, yatırımın toplam maliyeti ile karşılaştırılmıştır.  
 
Anahtar Kelimeler: Hafif Raylı Sistem, Metrobüs Sistemleri, Toplu Taşıma, Şehir Planlama

Key words: Light Rail Transport, Public Transportation, City Planning


1.  GİRİŞ


Toplu taşıma sistemleri lehine özel araç kullanımının azalması şehirlerin yaşamında muazzam değişimler başlatmaya muktedirdir. Aşağıdaki şekilde 177 özel aracın içinde seyahat etmekte olan 200 insanın şehir içinde kapladığı alan ve bu insanların bir hafif raylı sistem vagonunda seyahat ederken kapladıkları alan karşılaştırılmaktadır.

Resim 1
Japonya’yı, özelde Tokyo’yu ziyaret eden bir gözlemci, Jenks ve Burgees’in (2000) vurguladıkları, devletin özel araç kullanımını çekici olmaktan çıkartan politikaları ve muazzam toplu taşıma yatırımları da saklı kalmak kaydıyla şu izlenime varacaktır: Türkiye’de orta ve büyük ölçekli şehirlerde ulaşım ihtiyacını karşılamak için özel araç kullanımı yaygındır ancak halkın toplu taşıma olanakları bulunmadığı için bu davranışı sergilediği peşinen söylenemez. Türkiye’de halk özel araç kullanımına sıkıca yapışık olduğu için, toplu taşıma yatırımları fizıble olamamaktadır. Türkiye 1000 kişi başına 253 araç (iki tekerlekli araçlar hariç) ile, 1000 kişi başına 588 araç sahibi olan Japonya’nın oldukça gerisinde kalmaktadır, ancak Türk halkı, özel aracını, toplu taşıma imkanları lehine terk etmekte Japon halkına nazaran daha çekimserdir. Tokyo’da metrolar yoğun iken geniş caddeler çoğunlukla % 20 ila 30 doluluk ile işlev gösterir. İnsanlar araçlarını çoğunlukla evlerinde bırakırlar ve yine Tokyo’da bisiklet kullanımı Türkiye’nin ılımlı engebeye sahip diğer şehirlerine kıyasla çok daha yoğundur. Yine Tokyo yollarında gezinen özel araçların yarıya yakını Türkiye standartlarının oldukça aşağısında konfora sahip, temiz fakat çok mütevazi araçlardır. Bu görüntü Türkiye’de araç sahipliğinin bir prestij meselesi olarak da algılandığı izlenimi uyandırmaktadır. Örneğin Çorum’da 21 Mart – 8 Nisan 2016 tarihleri arasında, trafiğin en yoğun saatlerinde yaptığımız sayımlarda, otobüslerin ortalama doluluk oranı % 46,8 olarak tespit edilmiştir. (Bu değer sabah ve akşam pik saatte gözlemlenen ve nüfus merkezlerine giren yada o bölgeden çıkan 16 otobüsün ortalamasını ifade etmektedir.) Güne yayılı doluluk yaklaşık % 30 olarak tespit edilmiştir.
Özel araç ile toplu taşıma seçenekleri arasındaki geçişkenlik, yerleşimin topolojisinden, alt yapı imkanlarına, sosyo-kültürel faktörlerin etkili olduğu tercihlerden kamu politikalarına kadar geniş bir faktörler dizesinden etkilenmektedir ancak bu olasılıklar, toplu taşım ve diğer ulaşım seçeneklerini destekleyen halk katmanlarının yetersizliği konusundaki şüphelerimizi giderememektedir.
Türkiye de araç sahibi olmak toplu taşımanın büyük şehirlerde çok yaygın olduğu Japonya gibi ülkelere kıyasla daha ucuz değildir, aksine daha pahalıdır: Japonya’da üretilen sıfır kilometre Hibrit Toyota Prius’un bedeli 3 milyon Yen’dir. Bu miktar yaklaşık 75 bin TL ye karşılık gelmektedir. Bu aracın eş değeri Prius modelinin bir Türk kullanıcısına mal oluşu 60.000 euro’dur. Bu bedel yaklaşık olarak 180 bin TL ye karşılık gelmektedir. Üstelik Türkiye’de akaryakıt fiyatları Japonya’dan belirgin miktarda fazladır (2016 rakamları ile Japonya’da akaryakıt litre başına 0,96 $ iken, Türkiye’de 1,51 $ dır) ve aynı aracın bedelinin, ortalama bir Japon ailesinin bütçesinde kapladığı yer, ortalama bir Türk ailesinin bütçesinde kapladığı yerden daha küçüktür.
Kanımızca sosyo-kültürel faktörler Türk vatandaşlarının tercihlerini baskın biçimde etkilemektedir: a) Özel araç prestij yada itibar kaynağıdır. b) Özel araç bireyin toplumdan sterilizasyonunu, kolektif yaşamın rahatsızlığından konfora kaçışı yada özel yaşamının korunumunu sağlamaktadır ve belki de görece muhafazakar bir toplum olan Türk toplumu bu imkanı çekici bulmaktadır. Bu tespitlerden ötürü şehir sakinlerinin toplu taşıma seçeneklerine çekilmesi gerektiği kadar, itilmesi gerektiğini de düşünüyoruz. Çorum için bu düşüncenin nasıl uygulanabileceğini bu çalışmanın 3. bölümünde tartışacağız.
Toplu taşıma seçeneklerinin yolcu için beraberinde getirdiği diğer faydaların yanı sıra, yolculuğu özel araçlar lehine tercih edilmez kılan düşük konfor çıktılarının minimize edilmesi, toplu taşıma seçeneklerini ülkemiz vatandaşları için daha cazip hale getirebilir. Bu konfor çıktıları; araç vagon yada sayılarının metre kare başına daha az yolcu düşecek biçimde arttırılması, aracın seyrettiği güzergahın özel biçimde ağaçlandırılması gibi faktörler ile arttırılabilir.

Çorum İçin Metrobüs Hattının Tasarımı ve Güzergah’ın Gerekçeleri:
DPT’ye göre Çorum’un nüfusu ve nüfusun gün içindeki dinamizmi, belirli noktalar arasında Hafif Raylı Sistemleri ve Metrobüs Sistemleri’ni fizıble kılabilecek büyüklükte değildir. Bu çalışma ise, önerilen güzergahta kurulacak 24 km’lik Metrobüs hattının şehrin yaşanabilirliğine ve ülke ekonomisine katkılarının önemli değerlerde olacağını gösterirken, sistemin yatırım maliyetlerinin iyi senaryoda 5 ila 7 yıl içinde, kötü senaryoda ise 10 ila 13 yıl içinde kendini karşılayacağını hesaplamıştır.
Çorum’da; Gazi, Bahabey ve İnönü Caddeleri’nin servis kapasitelerinin, nüfus artışını ve nüfusun mobilitesini  karşılayamamasından kaynaklanan bir trafik yoğunluğu söz konusu. 2000 yılından itibaren gözlenmekte olan ve giderek artan bu sorun, Çorum’un nüfusunun 150.000’e ulaştığı noktadan sonra belirginleşmeye başladı. (Güncel nüfus yaklaşık 240.000) Aslında trafik sorunu şehir merkezinin topolojik yapısının bir çıktısı ve bu bakımdan buz dağının görünen yüzüne benzetilebilir. Gelişmekte olan şehrin doğru biçimde tasarlanması yada kendini organize etmesine izin verilmesi, tanımlanan trafik yoğunluğunu çözecek temel politikadır. Bu konu tarafımızdan daha önce çalışılmış ve Çorum Belediyesine bir sunum yapılmıştır. Ancak bu çalışmada trafik yoğunluğuna yalnızca ulaşım politikaları bağlamında yaklaşılmaktadır.
Trafik yoğunluğu kavramını sübjektif bir zeminden daha objektif bir tartışma zeminine taşıyalım:
-         Gazi Caddesinde farklı zaman dilimlerinde gerçekleştirdiğimiz ve aşağıdaki grafikte sunduğumuz araç sayımlarına göre bu caddeden gün içinde pik olmayan saatlerde 1 dakikada tek yönde geçen araç sayısı ortalama 11’dir ve standart sapma beklenebileceği gibi yüksek değildir. En yoğun saatlerde bu sayı 15’e kadar çıkmaktadır. Akşam üstlerinin pik saatleri hariç bu geçiş yoğunluğu, trafiği tıkayacak düzeyde değildir nitekim gözlemlerimize göre trafik Gazi, İnönü ve Bahabey Caddelerinde pik saat-ler haricinde ortalama hız düşük olsa da akıcıdır. Ancak bu yoğunlukta trafiğin kentin merkezine yaşanabilir-huzurlu-istenen gürültüden uzak bir atmosfer sunduğu söylenemez. Bu sav kısmen sübjektiftir ve çevreden elde edilen görüşlerle beslenmiştir.

-         Hafta içi akşamları pik saat-ler’de adı geçen caddelerde trafik oldukça yavaşlamaktadır. Tarafımızdan yapılan ölçüme göre, özel bir araç Anitta Otel’den Stad’a kadar olan mesafeyi, İnönü ve Gazi Caddesi güzergahını kullanarak ortalama 25 dakikada alabilmektedir. 1.980 metrelik bu mesafe, yolun akıcı olması halinde saatte 55 km hız ile 2 dakika 12 saniye’de  yada kabaca 3 dakikada alınabilirdi.

-         Günün her hangi bir saatinde adı geçen ana caddelere bağlanan yollarda, özellikle pek çok kritik lokasyonda (Örneğin;  Yazıçarşı göbeği civarı – Ulucami etrafı – Albayrak Caddesi üzeri - Ilıca Caddesi üzeri – Bahçelievler 1. Cadde - Gazi Caddesi üzeri) ikinci sıraya park etme davranışı gözlenmektedir. (Bunun temel nedeni elbette hizmet merkezlerinin şehir içinde birbirlerine yakın konuşlanıyor olması ve –dolayısıyla- her bir hizmet merkezine karşılık gelecek yeterli park alanının olmamasıdır. Diğer neden ise yoğun özel araç kullanımıdır. Bu durum yol geçişlerinde trafik akışkanlığını azaltmakta ve yolcuların-şehir sakinlerinin stresini yükseltmektedir.

-         Bir başka dikkat çekici tespit; yeteri kadar toplu taşıma aracının bulunuyor olması ancak bu araçların şehir sakinleri tarafından yeterince tercih edilmiyor oluşudur. Bu tartışma giriş kısmında da açılmıştı. Örneğin Binevler-Buhara-İkbal Kent hattından pik saatlerde yani sabah 7.30 ile 9.30 arasında ve akşam 17.30 ile 19.30 arasında merkeze inen ve merkezden bu bölgeye çıkan otobüslerin (veri 25 otobüs’ten elde edildi) ortalama doluluk oranı % 45 olarak tespit edilmiştir. Yine merkez otobüs durağından kalkarak gün içinde şehir çeperine dağılan otobüslerin ortalama doluluk oranı % 26 olarak tespit edilmiştir ki bu doluluklara en önemli katkıyı % 50 ila % 80 doluluk oranlarında kalkan Buhara ve Mimar Sinan otobüsleri yapmaktadır. Buhara hattına ilişkin bu tespitimiz, Metrobüs güzergahına ilişkin tercihimizi de desteklemektedir.
Bu verilerin, giriş bölümünde tartıştığımız TC vatandaşlarının kişisel ulaşım tercihlerinin Çorum ilindeki görüntüsünü ifade ettiği söylenebilir. Metrobüs hattının, istasyonlar (binme ve inme kolaylığı) ve ulaşım önceliği gibi avantajları nedeniyle toplu taşıma yönelik bir çekim yaratabileceği düşünülmektedir. Ancak Metrobüs sistemini işler ve feasible kılacak başat politika son bölümde tartışılmaktadır.
Ulaşım ve iletişim alt yapıları, coğrafyaya yayılmış olan meta’ların ve entellektüel sermayenin bir araya gelmesini ve sinerjinin ortaya çıkmasını sağlar. Ulaşım hatları bunu yaparken yerleşimin topolojisini de yapılandırır. Yollar imkan yaratırken sınırlılıklar da yaratır ve yerleşim alanları arasında lehte ve aleyhte seçimler yaparak insan kitlelerinin etkileşim niteliklerini ve niceliklerini belirlerler.

Resim 2
Haritada, tasarlanan metrobüs güzergahı geniş açıdan görülmektedir. Bu hatta yapılacak düzenlemeler, gelecekte bir tramvay hattı için hazırlık işlevi de görecektir. Bu hat, yüklü nüfus ve işlev odaklarından tercih edilen ve hattın olabilirliği açısından uygun parçaları, şehrin imkan verdiği ölçülerde en kısa yoldan bir araya getirmektedir. Öngörülen bu hat aynı zamanda Çorum’un seçkin entellektüel sermayesi (Üniversite) ni, Çorum’un en verimli üretim odağını (OSB) ve Çorum merkezini yani Çorum’un siyasi, hukuki ve yaşamsal odağını birbiri ile ilişkilendirmektedir. Aynı zamanda hat; Çorum Belediyesi’nin ‘Çorum İçin Bir projem Var’ adı ile yaptığı proje kabullerinde sunulan ‘Çorum Şehir Merkezi Topolojisinin Yol Açtığı Sorunların Çözümüne Yönelik Self-Organizatif bir Yaklaşım’ çalışmamızda sunduğumuz nedenlere dayanarak, yerleşimin Ömerbey Köyü - Buhara hattına doğru kaymasına yönelik bir rol de oynayacaktır.
Bu çalışma kapsamında tanımlanan hat 23 km. ve 733 metre uzunluğundadır; kabaca 24 kilometre olarak değerlendirilmiştir. Hat üzerinde 15 durak tanımlanmıştır ve hat; 2 menfez ile 10 asfalt yol geçişini zorunlu kılmaktadır. Aşağıdaki resimde, duraklar noktalar ile gösterilmiştir. Noktalar arasındaki çizgiler ise, duraklar arasındaki mesafeleri metre cinsinden vermektedir. Şekil 2’deki kutuların içinde ise, tanımlanan duraklara 400 metre yürüyüş mesafesinde bulunan toplam nüfus verilmektedir.
Şehirler arası demiryolu hattı, Amasya istikametinden Çorum il sınırlarına girdikten sonra belli bir mesafeyi Çorum-Samsun karayoluna paralel seyrettikten sonra, Çomar Barajı'nın kuzeyinden il merkezinin etrafını dolanmakta ve sonra Akkent Mahallesi'ndeki (TOKİ) Sevgi Evleri'nin önünden Organize Sanayi Bölgesi istikametine devam etmektedir. Tarafımızdan tanımlanan metroüs hattı da OSB’ye Sevgi Evlerinin önünden geçerek ve Ankara yoluna paralel devam ederek ulaşmaktadır. Bu nedenle Metrobüs hattı planlanırken, demiryolu projesi ile eşgüdüm içerisinde olunması elzemdir.
Elde edilen bilgilere göre şehirler arası demiryolu hattının Çorum istasyonlarından biri OSB’de diğeri Sungurlu’dadır. Metrobüs hattı gelecekte istasyona ulaşmaya çalışan yada istasyondan Çorum merkezine ulaşmaya çalışan yolculara da hizmet verecektir.



Şekil 1
Hat boyunca tahmin edilen seyahat hızı saatte 35 ila 40 km.’dir. Bu hızın belirlenmesinde, seçilen bir hat üzerindeki durak sayısının benzerliği dolayısıyla ‘BursaRay’ esas alınmıştır. BursaRay bir hafif raylı sistemdir ancak İstanbul Metrobüs hattı bu çalışmanın tasarımı ile uyuşmamaktadır. Bu nedenle BursaRay örnek olarak kullanılmıştır.
Tahmin edilen ortalama hızda 24 kilometrelik hattın bir uçtan bir uca kat edilmesi yaklaşık 36 dakika (yoğun saatlerde 45 dk.) almaktadır. Hattın bir ucundan diğer ucuna makul bir hız kullanarak (ort. 60 km.) binek araç ile yapılacak seyahat ise 20 dakikada tamamlanmaktadır. Bu süre bizzat test edilmiştir.
Bölünmüş Yol Sorunu
Tartışılan bu projenin inşa sürecinde karşılaşılacak en büyük sorun, bu çalışmada belirlenen güzergahın, yer yer şehrin trafiğine paralel seyretmek zorunda oluşudur. Hususi bir yol ile trafiğe paralel seyredecek olan Metrobüs hattı için gidiş geliş şeritlerini ayıran orta refüjlerin düzenlenmesi gerekecektir. Duble Metrobüs yolu en az 7 metrelik bir hat genişliğine ihtiyaç duymaktadır. Bu bir sorundur çünkü; geçen on yıllar içinde şehri dizayn eden karar vericiler raylı sistemi veya toplu taşıma sistemlerini yada artan araç trafiğini öngören kararlar almadıkları için, şimdi belirlenen güzergah üzerine kurulacak raylı sistem yada bölünmüş metrobüs yolu, özellikle gidiş geliş olmak üzere duble şeritler ihtiva ettiğinde, mevcut yol şeritlerinin % 40’ını kapatmak durumunda kalacaktır. Bu durum tanımlanmış güzergahtaki bir kısım yolların iki taraflı olarak tek şeride düşeceği anlamına gelmektedir. Bu esnada orta refüjde dikili olan ağaçların da sökülmesi gerekecektir. Bu sorunu çözecek Monoray sistemler ise Hafif Raylı Sistemlerden dahi pahalıdır.
Bu ciddi soruna rağmen; Çorum’da körüklü araçlarla, güzergahın % 75’i boyunca hususi Metrobüs yolunda seyreden ve diğer yerlerde bir otobüs gibi davranan HİBRİT bir hattın kurulması mümkündür. Böylelikle mevcut hat, geleceğin raylı sistemi için şehirde belirli bir hattı ipotek altına almaya başlamış da olacaktır.  
Bir Metrobüs hattı, körüklü otobüslerin kendilerine özgülenmiş bir yolda gitmeleri ile ortaya çıkar. Metrobüs sistemleri, raylı sistemlerin ikincil önemli avantajlarını kullanmaktadırlar:
-                Trafik ışıklarına ve trafikte seyreden diğer araçlara maruz kalmadan ilerleyebilmek.
-                Körük ile kazandıkları ek taşıma kapasitesi ile de raylı sistemlerin birincil avantajlarını kısmen kullanırlar.
Eğer bir trafik sistemi, bölünmüş bir yol kullanmadan dahi, her hangi bir toplu taşıma aracının (bir ambülans gibi) trafiğe maruz kalmadan ilerlemesini sağlayabiliyor ise yukarıda bahsi geçen bölünmüş yolu, ilgili araç için yaratıyor demektir. Kavşaklarda toplu taşıma araçları için 5 saniye erken yanan yeşil ışık sistemleri, trafik sistemlerinin sağlayabileceği bu fonksiyona bir örnektir.
Aşağıda kuzey doğudan – güney batıya doğru parça parça paylaşılan haritalarda, ‘yeşil çizgiler’ körüklü otobüsün kendisine ayrılmış bir yolda seyredeceği kısımları, ‘kırmızı çizgiler’ ise otobüsün trafiğe karıştığı yerleri göstermektedir. Haritalarda çizgilerin değiştiği her noktada körüklü otobüs ya bölünmüş yoldan trafiğe geçmekte yada trafikten bölünmüş yola girmektedir. Ucu aşağı dönük beyaz oklarla işaretlenen yerler; trafik ışıklarının, körüklü otobüs bölünmüş yolda seyrederken bir kavşağa denk geldiğinde durmadan –direkt- geçmesi için tüm trafiği durduracak şekilde çalıştığı yerleri göstermektedir. İnce mavi çizgiler ise tasarlanabilecek gelecek hatları işaret etmektedir.


Resim 3


Resim 4


Resim 5
Resim 6
Resim 3’de görüldüğü gibi Metrobüs hattı Buhara içinde Dr. Sadık Ahmet Caddesi boyunca trafiğe karışmakta ve bu süreç boyunca geçiş önceliğinin korunması için tasarlanmış 3 ışıktan geçmektedir. Metrobüs, Osmancık caddesini geçerek İkbal Kent dolaylarına girdiği andan itibaren hususi bir yola sahip olacak kadar mekan genişliğine kavuşmaktadır ardından çevre yolunu aşarak Bahçeler Caddesi ve Yeni Sanayi Caddesi güzergahı boyunca eski terminal kavşağına doğru inerken sağda kalan alanların % 95’i hususi hatta özgülenebilir niteliktedir (Resim 4). Sanayinin taşınmasına yönelik planlar da bu niteliğe katkıda bulunmaktadır. Çorum’un geleceği için bu şans kaçırılmamalıdır zira kamu binalarının Meydan Camii’nden ayrılan İskilip yolu üzerine alınmasına yönelik planlar ile bu bölge gelecekte Çorum’un merkezinin kaydığı lokasyonu ifade edecektir. Eski terminal kavşağından itibaren Ankara tarafında devam eden İnönü Caddesi yine hususi bir hatta imkan tanımaktadır (Resim 5).
Hattın Muhatap Olduğu Nüfus Merkezleri
Hattın birbirine bağladığı durakları merkeze alan 400 metre çapındaki alanların ihtiva ettiği yaklaşık nüfus ve bu nüfusun dağılacağı hizmet ve üretim merkezleri aşağıdaki çizimde gösterilmiştir. Örneğin, İkbal Kent ile Buhara’yı bağlayan ve Buhara’yı kat eden Dr. Sadık Ahmet Caddesi’ne, 800 metre yada 600 metre ara ile sıralanan duraklar, yolun iki cephesinde 400’er metre derinlik esas alındığında, Buhara nüfusunun % 85’ine ulaşabilmektedir.
Metrobüs hattının muhatap olduğu toplam 60.950; yaklaşık 61.000 kişilik nüfus Şekil 2’deki gibi kategorize edilebilir. Çorum merkez mahallelerinin nüfus bilgileri, ilgili mahallelere konuşlanan durakların 400 metreye uzanan bir çemberin merkezi oldukları düşünülerek tasnif edilmiş ve şekilde kutucukların içinde verilen nüfus rakamlarına ulaşılmıştır. Şeklin üst-sağ kısmında yer alan kutucuk, Binevler-Buhara-İkbal Kent duraklarının muhatap olduğu nüfusa karşılık gelmektedir. Merkez kutucuğu ise çevre yolu ile Eski Otogar kavşağı arasında kalan hatta dizili, iki yada üç durağın muhatap olduğu nüfusu içermektedir. Kampüs kutucuğunun içerdiği nüfus yalnızca Kredi Yurtlar Kurumu’nun barındırdığı öğrenci sayısına tekabül etmektedir. Nitekim Adliye Ek Binası, Otogar ve Fen, Öğretmen ve İmam-hatip Liseleri ve şu anda yapımı devam eden Hastane -gün bazında- daimi nüfus merkezleri olmayıp, genelde gün içinde şehrin ikamet alanlarından nüfus çeken ve akşamları boşalan bina stoklarıdır. Şekilde Üniversite kutucuğu (Üniversite Kuzey Kampüsü) gösterilmemiştir. Bu kutucuk da Organize Sanayi Bölgesi veya kısmen Kampüs bölgesi gibi ikamet edici nüfus barındırmayan bir lokasyona karşılık gelmektedir.




Şekil 2
Muhatap Nüfusun Ne Kadarı Metrobüs Hizmetini Kullanacak?
Şekil 2’de, aralarında insan hareketliliğinin yoğun olduğu kutucuklar (şehir bölümleri) arasına çizgiler çekilmiştir ve muhatap nüfus’un ne kadarının Metrobüs hizmetini kullanacağına ilişkin tahminler aşağıdaki gibi elde edilmiştir:
Türkiye’de kadın başına çocuk oranı 2,1 civarında seyretmektedir. Bu oran Ege ve Marmara bölgesinde 1,8 civarındadır ve Doğu’da belirgin biçimde yüksektir, ancak İç Anadolu Bölgesine ait Çorum gibi iller kadın başına çocukta Türkiye ortalamasını izlemektedirler. Türkiye’nin yaş ortalaması 29’dur. Bu bilgilere dayanarak Çorum merkezde bir ailenin ekseriyetle 4 bireyden oluştuğunu tespit edebiliriz. Bu bilgilere dayanarak, Orta Anadolu için kendimize tipik bir aile şeması da çizebiliriz: Bu aile biri küçük ve diğeri daha büyük iki çocuğa sahiptir ve ebeveynler orta yaş grubundadırlar.
İkbal Kent – Buhara – Binevler Kullanıcıları Tartışması
Yukarıda çerçevesini çizdiğimiz aile tablosunu esas aldığımızda, İkbal Kent - Buhara – Binevler hattını tanımlayan ve Metrobüs hattının muhatap olduğu 51.000 kişinin 4’te 1’i:
Ø  12.750 kişi erkeklerden oluşmaktadır.
Ø  12.750 kişi kadınlardan,
Ø  12.750 kişi ilk okul yada orta okula giden çocuklardan
Ø  12.750 kişi liseye giden yada liseyi bitirmiş ancak evi terk etmemiş bireylerden oluşmaktadır.

§  Çeşitli yaş gruplarına dağılmış 12.750 erkeğin, oldukça yaşlı olanlar hariç, çalışsın yada çalışmasın günün ilk yarısında yada gün içinde evini terk ettiğini varsayabiliriz. Böylece 12.000 erkeğin İkbal K.-Binevler hattından şehir merkezine, çoğunlukla iş için yada başka nedenlerle ineceğini varsayıyoruz. Bu erkeklerin halihazırda yaklaşık % 21’i ve kadınların % 70’i otobüs kullanmaktadır.
Bunu nereden biliyoruz? Bu araştırma kapsamında, Mart ayının son çeyreğinde ve Nisan ayı’nın ilk yarısında, sabah vakitlerinde, üç ana çıkışı kullanarak Buhara bölgesinden Merkeze inen ve akşam vakitlerinde Merkezden Buhara bölgesine çıkan araçların, aralıklarla, birer saate ulaşan sürelerde sayımları yapılmıştır. İlgili sayımların çoğu eklerde sunulmaktadır.
Sayımlarımıza göre sabah vakitlerinde Buhara-Binevler hattından merkeze inen araç sayısı, 7.00-8.00-8.30-9.00-9.30-10.00 ve 11.00 saat aralıklarına göre sırası ile 400 araç, 618 araç, 500 araç, 305 araç, 180 araç, 100 araç ve 11 den sonra toplam 50 ila 100 araç kadardır. Bu sayılar:
-        Carfour çıkışı için bize 2.155 sayısını vermektedir.
-        İlim Yayma çıkışı için gözlemlerimiz yaklaşık 1.700 sayısını ve
-        Osmancık Caddesi (İkbal Kent) çıkışı için yaklaşık 900 sayısını vermektedir.
a) Öyle ise yaklaşık 65000 kişilik bir nüfus için yaklaşık 5.000 araç gün içinde merkeze inmektedir. Bir orantı ile bu gözlemi Çorum geneline elbette hata payı ile uyarlayabiliriz: 250.000 kişi / 65.000 = 3,8 kat. 3,8 x 5.000 araç = Yaklaşık 20.000 araç. Hesaba katılmayan saatleri de eklediğimizde gün içinde Çorum’un merkez caddelerinde yaklaşık 25.000 farklı aracın yolculuk yapmakta olduğu söylenebilir. Ancak elbette merkeze inen her bir araç her bir yoldan mutlaka tek bir kez geçmemektedir. Merkeze inen bir araç aynı yolu aynı gün içinde birden fazla kez kullanabilmektedir. Bu bilgi, Çorum merkezinin; örneğin Gazi ve İnönü Caddelerinin ifade ettiği hattın, gün içinde 35.000 ila 40.000 araç geçişine maruz kaldığı anlamına gelmektedir. b) Çorum merkezinde kullanılan araç sayısı TÜİK verilerine göre 45.000 adettir. Bu araçların % 70’inin gün içinde merkeze indiği varsayıldığında yine 31.500 kadar bir araç sayısına ulaşılmaktadır. c) Gazi Caddesi’nde tarafımızdan yapılan araç sayımlarında, araçları caddeyi kullandığı günün 16 saati boyunca, dakikada ortalama 11 araç geçişinin gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu sayımlara göre, 1 gün boyunca Gazi Caddesinden tek yönde, 11 x 60 x 16 = 10.560 adet ve dolayısıyla çift yönde toplam 21.120 adet araç geçmektedir. Şehir merkezine inen tüm araçların Gazi Caddesine uğramadığı ama çoğunun (2/3) uğrayacağı düşünüldüğünde, bu veri şehir merkezi için tahmin edilen 30.000 yada 35.000 aracı destekleyecektir.
Örneğin 21 Mart sabahı saat 9.05 ile saat 9.35 arasında Buhara’dan, çevre yolunu Carfour güzergahından aşarak, Şehir merkezine toplam 310 adet araç inmiştir. Böylece dakikada ortalama 10,1 araç geçişi gerçekleşmiştir. 310 adet aracın 5 adeti otobüstür. Otobüslerin sırası ile; % 80, % 30, % 80, % 15 ve % 40 doluluk oranlarına sahip oldukları tespit edilmiştir. Otobüsler maksimum yaklaşık 70 kişi taşıyabilmektedir. Bu tespit otobüslerdeki yolcu sayılarının sırası ile; 56, 22, 56 ve son iki otobüs için 40 kişi olduğunu göstermektedir. Otobüs yolcularının ise yarısının erkek olduğu gözlenmiştir. Buna göre adı geçen saatler arasında Şehir Merkezi’ne otobüs ile inen erkek yolcu sayısı toplam 87 adettir. Aynı saatler arasında merkeze inen 305 aracın % 85’inde 1 kişinin bulunduğu, yaklaşık % 13’ünde 2 kişinin bulunduğu ve % 2’sinde 3 ila 5 kişinin bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu oranlar, araç ile merkeze inen yaklaşık 358 kişi olduğunu göstermektedir. Özel araçlarda bulunanların % 90’ının erkek olduğu da gözlemlenmiştir: 358 x 0,90 = 322 kişi. O halde ilgili saatlerde şehre inmekte olan toplam erkek nüfusun (322 + 87 = 409 kişi) % 21’i (87/409) toplu taşıma kullanmaktadır. Biz, Metrobüs sisteminin kurgulanması ve 3. bölümde anlatılan özel araç kullanımını baskılama sisteminin aktive olması ile erkeklerin toplu taşımayı tercih etme oranının % 20’lerden, % 30’lar çerçevesine ulaşacağını tahmin ediyoruz. Başka bir deyişle Metrobüs sistem kurulumu ve onunla ilişkili politikaların şehir içi özel araç kullanımını % 10 kadar azaltacağı tahmin edilmektedir. 35.000 aracın % 10’u 3500 araçtır. Öyle ise metrobüs yatırımı vasıtası ile her gün merkez trafiğinden başlangıç dönemleri için 3500 araç eksilecektir. Bu rakam bir limite kadar giderek artacaktır.
Yine bu tespitlere dayanarak ilgili saatlerde, ilgili hattı kullanarak şehre inmekte olan kadın nüfusunun; 36 kişi (özel araç ile şehre inen) + 87 kişi (otobüs ile şehre inen) = 123 kişi olduğunu söyleyebiliriz. Kadınların % 70’i toplu taşıma kullanmaktadır.
Bu veriler diğer zaman aralıklarında ve hatlarda yapılan gözlemler ile büyük ölçüde uyuşmaktadır. Öyle ise 12.000 erkeğin % 30’unun (12.000 x 0.3 = 3600 kişi) Metrobüs kullanmayı tercih edeceğini varsayabiliriz.
§  12.750 kadının ise yalnızca % 20’sinin gün içinde evini terk ederek merkeze ineceğini varsayıyoruz. 12.750 x 0,20 = 2.500 kişilik bir kitleye ulaşıyoruz. 2500 x 0,7 = 1750 kadın’ın toplu taşımayı kullanacağını varsayabiliriz. Kanımızca bu kitle üzerinde metrobüs hattının kullanımı arttırıcı etkisi olmayacaktır.
  51.000 kişinin 4’te birini oluşturan lise çağı ve ötesindeki aile bireylerinin % 20’sinin Kampüste okuduğu veya hattın yakınlarında bulunan okullara gittikleri yada şehir merkezindeki cafelerde veya başka hizmet merkezlerinde vakit geçirmek için hatta yakın yerlere gittikleri düşünülmüştür. Buna göre 12.750 x 0,2 = 2500 kişi elde edilmektedir.
Bu sayılar, İkbal-Buhara-Binevler hattında ikamet eden aile’lere aittir. Hitit Üniversitesi’nin fakülteleri 5 yıl içinde (son tarih 2021) tamamen kuzey kampüsüne taşındığında, Buhara – binevler bölgesi kampüse oldukça yakın olduğundan, üniversite öğrencileri şehrin farklı yerlerinden buraya taşınmaya başlayacaktır. Yeni bina stokları da bölgede artacaktır, şimdi artma eğilimindedir. Bu çalışma kapsamında metrobüs hattını kullanarak kuzey kampüsüne ulaşacak öğrenci sayısının günde 1000 kişi olacağı tahmin edilmiştir.
Böylece İkbal Kent-Buhara-Binevler hattından gün içinde iki defa bilet alarak metrobüs hattını kullanacak birey sayısı toplam 7850 + 1000 = 8850 kişi olacağı tahmin edilmektedir.
Yukarıdaki hesabın bir benzeri, yukarıdaki şekilde tanımlanan her bir nüfus merkezi (kutucuk) için yapılmış ve aşağıdaki matris elde edilmiştir. Matris gün içinde her bir nüfus merkezinden ayrılan ve başka yerlerden oraya varan kişi sayılarını vermektedir. Bir nüfus merkezinden ayrılan bireylerin hangi sayılarda hangi nüfus merkezlerine dağılacakları; iş yerlerinin, hizmet merkezlerinin ve eğitim kurumlarının nüfus merkezlerindeki dağılımları esas alınarak tespit edilmiştir. Örneğin, İkbal-Buhara-Binevler hattından çıkan lise çağı gençlerinin çoğu hattı Kampüste bulunan liselere ulaşmak için kullanacağı beklenmektedir. Bu nedenle 2500 kişinin 1500’ü Kampüs kutucuğuna atanıştır.
Matris ikametlerden çıkan bireylerin ikametlerine yeniden dönüşlerini hesaba katmamaktadır. Bu veriyi elde etmek için matriste taranan toplam yolcu sayısının bir mislini almak kafidir.
Merkez Nüfus bölgesi Kullanıcıları Tartışılması
Merkezde metrobüs hattınına muhatap olan alanda yerleştiği tahmin edilen yaklaşık 5000 kişiye ilişkin kullanım tahminleri için de yukarıdaki yaklaşım benimsenmiştir. Merkez nüfusunun düşük bir oranının gün içinde metrobüs hattını kullanacağı tahmin edilmektedir. 5000 kişi dörde bölündüğünde;
-        1250’den 1000 çalışan erkeğin 150’sinin OSB’de çalıştığı varsayılmıştır.
-        1250 kadından 200 adetinin çalıştığı ve bunlardan 20 kadarının OSB de çalıştığı varsayılmıştır.
-        1250 çocuktan ise 150 tanesinin kampüste okuduğu varsayılmıştır.
Böylece toplam 320 kişiye ulaşılmıştır. Bu sayıya ek olarak merkezde ikamet eden 500 kadar üniversite öğrencisinin de hattı kullanacağı tahmin edilmiştir. Bu sayılar yine indirgenmiş ve matristeki dağılım elde edilmiştir.
Kampüs Bölgesi Kullanıcılarının Tartışılması
11.000 üniversite öğrencisinin yaklaşık 3000 kadarının metrobüs hattını kullanacağı tahmin edilmektedir. Bu sayının 1000 kadarının Buhara bölgesinden kaynaklanacağı tahmin edilmişti. Kalan 2000 kişinin büyük kısmı ise Kampüste bulunan ve yaklaşık 2500 kişiyi barındıran öğrenci yurdunda ikamet eden öğrencilerden oluşacaktır.
TOKİ Bölgesi Kullanıcılarının Tartışılması
Toki’de metrobüs hattına muhatap olan 500 erkeğin 350 kadarının, 500 kadının 80 kadarının, 500 gencin ise 100 kadarının metrobüsü kullanacağı tahmin edilmiştir. 100 kadar üniversite öğrencisinin de burada ikamet ederken metrobüs ile kuzey kampüsüne ulaşacağı varsayılmıştır. Bu durumda TOKİ’den hattı kullanacak insan sayısı 680 dir.
Nüfus Dağıtım Matrisi
Aşağıdaki matris bireyleri soldaki nüfus merkezlerinden (x Axis) yukarıdaki nüfus merkezlerine (Y Axis) doğru dağıtmaktadır. Matrise göre gün içinde nüfus merkezlerinden Metrobüs hattı vasıtası ile dağılan kişi sayısı 12.170’tir. Bu bireylerin % 95’inin çıktıkları mekanlara geri döndükleri varsayıldığında; gün içinde kullanılacak bilet satış adeti ve taşınacak toplam yolcu sayısı belirlenmektedir.
12.170 + 11.561 = 23.731 kişi. Kötümser bir budama ile bu sayı 22 bin kişi olarak esas alınmıştır. Ancak yapılan trafik sayımlarından ve güncel değerlendirmelerden elde edilen izlenime göre bu araştırmada şehrin merkez ve çeperi arasındaki yolculuğa konu olan bireyler gün içinde çeperden merkeze yada merkezden çepere yalnızca 1 git-gel yapmamaktadır. Konu olan bireylerin bir kısmı (Belki % 25’i) gün içinde merkez ve periferi arasında 4 kere yolculuk yapmaktadır. Bu gerçek 22 bin biniş’i 30 bin’e doğru yaklaştıracaktır. Ancak bu araştırmada kötümser senaryo tercih edilmiş ve analizler 22 bin biniş için yapılmıştır.
Yolcu için durakta 5 dakikalık bekleme süresinin normal olduğu varsayıldığında bir yöndeki saatlik yolculuk talebi; yolcu sayısı < 92 ise dolmuşun,
Yolcu sayısı 92–225 arasında ise minibüsün,
Yolcu sayısı 225–6.400 arasında ise otobüsün,
Yolcu sayısı 6.400–12.800 arasında ise özel yollu otobüsün,
Yolcu sayısı 12.800–32.000 arasında ise tramvayın, Yolcu sayısı >32.000 ise metro ya da trenin, ekonomik olduklarıdır (Tanış & Evren, 2007).
Nüf. Merk. Dağılan Top.
İkb-Buh-Bin
Merkez
Kampüs
Toki
OSB
Üniversite
İk-Buh-Bin
0
5.850
1.500
100
400
1.000
8.850
Merkez
10
0
150
10
170
300
640
Kampüs
20
500
0
25
5
1.450
2.000
Toki
5
400
45
0
130
100
680
OSB
0
0
0
0
0
0
0
Üniversite
0
0
0
0
0
0
0
TOPLAM
35
6.750
1.695
135
705
2.850
12.170
Şekil 3
Bundan sonraki bölümde, metrobüs hattında gerçekleşen günlük 22.000 biniş’in pozitif dışsallığı ve bu sayıda biniş için katlanılan toplam maliyet karşılaştırılmaktadır.
2.  METROBÜS SİSTEMİ’NİN MALİYETİ VE POZİTİF DIŞSALLIKLARI
Bu başlık altında, haritada çizilen 24 km’lik Metrobüs Hattı’nın yatırım maliyetleri, yukarıda paylaşılan politikaların çıktısı olarak tahmin edilen kullanıcı sayısı ile birlikte değerlendirilmiş ve hattın hava kirliliğine, asfalt tadilat giderlerine, kentte gerçekleşen toplam yakıt sarfiyatına, trafiğin rahatlaması ile beraber gelen tüm diğer pozitif dışsallıklara, finansal açıdan indirgenmiştir. Ardından sabit yatırım maliyetleri, geleceğe yayılmış faydaların net bu günkü değerlerinin toplamı ile karşılaştırılmıştır. Aşağıda bu analizin çerçevesini ve finansal değerleri içeren tablo görülmektedir.

SABİT MALİYET
DEĞİŞKEN MALİYET
FAYDA
10,8 milyon TL
TOP. YAKIT SARF. AZALMASI
500 b. TL
ARAÇ OKUMA SİSTEMİ (2 adet)
21,6 milyon TL  
AKILLI RADAR SİSTEMİNDEN KAZANCI
3,7 mily. TL
5 ADET METROBÜS (Mercedes Conecto 5 adet)
5 b. x 24 = 120 b. TL
Asfalt Altyapı Bakım
hesaplanmadı
HAVA KİRLİLİĞİNİN AZALMASI VE SAĞLIĞA ETKİSİ
10 bin TL
Metrobüs Bakım (Yıllık)
hesaplanmadı
STRESS'İN AZALMASI VE SAĞLIĞA ETKİSİ
24 KİLOMETRE HAT İÇİN                       VE                              1 YIL İÇİN
336 mily. TL
METROBÜS HATTI YATIRIMI (5 milyon $/km)
2,7 milyon TL
Araçların 22 bin biniş için yakıt maliyeti
10 milyon TL
BİLET SATIŞ GELİRİ
0,9 milyon TL
KAZALARDA AZALMA
2 bin TL
KIŞIN YOL TUZLAMANIN ARAÇ'TA MALİYETİNDEN KAZANÇ
1,7 milyon TL
TRAFİKTE GEÇEN SÜREDEN GERÇEKLEŞEN KAZANÇ
750 bin TL
ÖZEL ARAÇ BAKIM MALİYETLERİNİN AZALMASI
Şekil 4

Fizibilite
·       Tabloya göre toplam sabit yatırım bedeli: 340 milyon TL tutmaktadır.
·       Sürdürme maliyetleri 2,8 milyon TL,
·       1 yıllık gelir ise yaklaşık 45 milyon TL dir.
Gelecek yıllarda gerçekleşecek getirilerin, bu güne indirgenen değerlerindeki düşüşe karşılık gelen bir artış (zam) oranına endekslendiğini varsaydığımızda;
o   Her yıl yaklaşık 45 – 2,8 = 42,2 milyon TL lik bir kazanç sisteme girecektir. Bu kazancın tümünün yatırımları ve sürdürme maliyetlerini karşılamak için kullanılacağını varsayıyoruz. Bu durumda yatırım kendini 340 / 42,2 = 8 yılda karşılamaktadır.
o   Pozitif dışsallıklar kazanç olarak kabul edilmediğinde, bilet satışlarından ve akıllı radar sisteminden elde edilen kazanç ile yatırım değerlendirildiğinde yatırım kendini 340 / 26 = 13 yılda karşılamaktadır.
o   Kötü bir senaryoda; günde 22 bin kişi yerine 11 bin kişinin sistemi kullandığı varsayıldığında, pozitif dışsallıklarla birlikte, yatırım yine kendini yaklaşık 10 yılda geri kazanmaktadır.
Bu rakamlar, bu misyona sahip yatırımlar için makul zaman dilimlerine işaret etmektedir. Şimdi, yukarıda paylaşılan zaman verilerinin ve finansal verilerin dayandığı temel verileri, varsayımları ve analizleri sırasıyla inceleyelim.

Sabit Maliyetler
Metrobüs hat kurulumlarının maliyetleri 2 ila 10 milyon $ arasında değişmektedir (Tanış & Evren, 2007). Çorum için bu çalışma kapsamında tasarlanan Metrobüs hattı, dünya ortalamalarına göre mutedil denebilecek bir coğrafyada seyretmektedir. Benzer hatların maliyetleri ile kıyaslanarak çizilen hattın km başına düşen maliyeti 5 milyon $ civarında olacaktır. 24 x 5 =120 milyon $ yatırımın TL karşılığı x 2,8 = 336 milyon $ civarında olacaktır. 
3. bölümde gerekçesi anlatılacak olan 2 adet araç plaka okuma sisteminin maliyeti yaklaşık 250 bin x 2 = 500 bin TL civarıdır.
24 kilometrelik hatta saatte ortalama 40 km lik hızla hareket eden metrobüslerin her bir durağa 15 dakika ara ile hizmet verebilmesi için 5 adet metrobüs’e ihtiyaç bulunmaktadır. 1 adet Mercedes Conecto 232.000 euro’dur. 5 adeti; 1 milyon 160 bin euroya denk gelmekte ve bu da yaklaşık 3,7 milyon TL ye denk gelmektedir.

Değişken maliyetler
Her gün 20 bin ila 35 bin biniş aralığı için körüklü otobüslerin yıllık yakıt maliyetleri 2,7 milyon TL tutmaktadır. 24 kilometrelik hattın asfalt bakım maliyeti yıllık 120 bin TL dir. Bir metrobüsün yıllık bakımı ise 2 bin TL civarındadır. Bu ise 10 bin TL lik yıllık bakım masrafına katlanılacağı anlamına gelir. Bu miktarların üzerine % 3 lük bir beklenmeyen gider de eklenebilir.

Toplam Yakıt Sarfiyatının Azalması
Sınırlı bir çevre ile yapılan mülakatlarda, Çorumda ikamet eden ve ortalama eğilimlerle binek araç kullanan bir Çorumlu’nun günde 20 km yol kat ettiği tespit edilmiştir. Bu mesafeye karşılık gelen aylık benzin tüketimi 270 TL’dir. Ancak özel aracı ile şehre inmeyen bir özel araç sahibinin bunu tüm ay boyunca yapacağı ileri sürülemez. Bu bakımdan Çorum merkezinden çekilen her bir aracın benzin tüketimini aylık 200 TL kadar azaltacağı tahmin edilebilir. 3500 araç ile 200 TL çarpıldığında elde edilen fayda aylık 700 bin TL’ye denk gelmektedir. Ayrıca metrobüs hattı ile 60 kadar öğrenci servisinin de trafikten çekilmek durumunda kalacağı tahmin edilmişti. Bu minibüslerin aylık ortalama akaryakıt masrafları 3000 TL kadardır. 60 x 3000 = 180 bin TL. Toplam aylık yaklaşık 900 bin TL’lik kazancı 12 ay ile çarptığımızda 10,8 milyon TL’lik bir fayda ortaya çıkmaktadır.
  
Akıllı Radar Sisteminden Elde Edilen Kazanç
Gazi ve İnönü caddelerinin girişlerine konuşlanan radarlara günde en az bir defa kullanan araçların plakalarına 2 TL ücret kesilecektir. Bu uygulamanın gerekçesi ve bir başarılı örnek 3. bölümde anlatılmaktadır. Şehir merkezindeki park alanlarında kesilen park ücretleri ise sıfırlanacaktır.
35.000 – 3500 araç = kabaca 30.000 araç x 2 TL = Günde 60.000 TL x 30 = Ayda yaklaşık 1,8 milyon TL ise yılda yaklaşık 21,6 milyon TL elde edilecektir.

Hava Kirliliğinin Azalması ve Sağlığa Katkısı
Burada incelenmedi.

Stress’in Azalması ve Sağlığa Katkısı
Burada incelenmedi.

Bilet Satış Geliri
22 bin biniş x 1,5 TL bilet fiyatı = 33.000 TL günde x 26 gün = 858.000 TL x 12 ay = 10 milyon 300 bin tl. Bu değer 10 milyon TL olarak alınabilir.
Bu çalışma için referans alınan ortalama bir özel araç Çorumda günde 9 TL yakmaktadır. Bu miktara 2 tl eklendiğinde;
-        Merkeze özel araç ile inmenin maliyeti 11 TL + stress + yer bulma maliyeti + kaza riski vb.
-        Faydası ise kişisel konfor olarak belirmektedir.
-        Diğer taraftan Metrobüsün maliyeti 1,5 TL + Ortalama 200 (400/2) +500 (1000/2) = 700 x 2 = 1400 metrelik bir yürüyüştür.
Belediye karar alıcıları Metrobüs hattını bütün bir sistem olarak ele almalı ve duraklardan dağılan yolcuların genel yürüyüş rotalarının ilk 50 metresini güzelleştiren çevresel değişimleri de tasarlamalıdırlar.

Kazalarda Azalma
Çorum ili genelinde yerleşim yerlerinde gerçekleşen kaza sayısı, il ve ilçe nüfuslarına oranlanmış ve Çorum merkezinde gerçekleşmiş olan kazalara yakınsayan bir rakam elde edilmiştir.
Buna göre Çorum merkezde 2014 yılında 496 kaza gerçekleşmiş ve her bir kazanın ortalama 2 aracı ilgilendirdiği varsayılabilir. Bu 992 aracın Çorum şehir merkezi sınırları içinde kaza geçirdiği anlamına gelir ve % 50 değer kaybı ortaya çıktığını da varsayabiliriz. Bu da 496 yani yaklaşık 500 aracın kaybedildiği anlamına gelir. Kaybedilen 500 aracın yaklaşık % 50'sinin ise şehir merkezinin en yoğun mekanlarında gerçekleştiğini varsaydığımızda 250 araç kaybının, projemizin araç kullanımını azaltacağı mekanlarda gerçekleştiğini düşünebiliriz.
Çorum merkezinde gezinen araçların % 10’unu eksildiğinde (doğrusal bir ilişki olduğunu varsaydığımızda) kazaların da % 10 oranında azalacağını tespit etmiş oluruz. Öyle ise bu, 250 x 0,10 = 25 araç kaybedilmeyecek anlamına gelir. Piyasadaki araçların ortalama maliyetleri 35.000 tl civarındadır. 35.000 x 25 = 875.000 TL’lik bir maddi kazanç elde edilecektir.

Kışın Yol Tuzlamanın Araçların Yıkanma Maliyetinin Yoldan Çekilen Araç Sayısı Kadar Azalması
Trafikten çekilen 3500 araç, kışın buzlanmaya yönelik yapılan tuzlama ve topraklamanın etkisi ile Ocak-Şubat-Mart-Nisan ayları boyunca her ay en az 3’er defa ve toplamda 12 defa yıkanmakta idi. Bu sayının az kullanılan bir araçta 4 defaya ineceği tahmin edilmiştir böylece 8 adet yıkama gerçekleşmeyecektir. 8 x 3500 araç = 28.000 yıkama.
Bir yıkama ortalama 10 dakika sürmektedir. Ve basınçlı makinalar ile 70 litre su harcanmaktadır. Bu ise 28.000 x 70; yılda 1 milyon 9600 bin litreye karşılık gelmektedir. Bu su miktarı ise 9 hanenin 1 yıllık su tüketimine karşılık gelmektedir. Bu değerin parasal karşılığı ise yaklaşık 2 bin küsür TL’dir.

Trafikte Geçen Sürenin Azalmasından Gerçekleşen Kazanç
35.000 aracın bir kısmının Çorum’un ana arterleri üzerinde bulunduğu akşam saatlerinde trafik yoğunluğu had safhada iken Anitta Otel’den Çorum Stad’ına ortalama 25 dakikada varılabilmektedir. Araç miktarındaki % 10’luk azalmanın bu ortalama süreyi 18 dakikaya indireceği varsayılmıştır.
Trafik sıkışıklığı doğrusal olmayan bir hadisedir. Önce bir kapasite eşiğine ulaşır sonra sıkışıklık hızlı bir şekilde yükselmeye başlar. Aynı zamanda tersine de aynı şekilde çalışır. Eğer kısmen trafiği azaltabilirseniz, o zaman tıkanıklık düşündüğünüzden çok daha hızlı azalır. (İzdihamın ortaya çıkması için metre kare başına düşen insan sayısının bir limitinin bulunması gibi)
Yapılan kısa süreli sayımlarla, (35.000  araçtan) 5 bin kadar aracın yoğun saatlerde Gazi Caddesi üzerinde bulunduğu tespit edilmiştir. 5.000 x 7 dakika = 35 bin dakika / 583 saat eder / 8 saat = 73 işgünü. Yani 1 günde 73 iş günü kazanılmıştır. 73 x 365 = yılda yaklaşık 26.645 işgünü / 30 =888 iş ayı x 2000 TL ücret = 1 milyon 776 bin TL yılda.

Araç Bakım Maliyetlerinin Azalması

Binek araçların ortalama kilometre başına düşen bakım maliyetleri 0,03 TL’dir. Yıllık 3500 araç günde 25 km yerine 5 kilometre yol yapacak. 3500 x 20 km kurtarılan yol = 70.000 km x 365 = yaklaşık 25 milyon kilometre = 25 milyon km x 0,03 TL = 750 bin TL kurtarılmış maliyet

Ambülans ve İtfaiye Gibi Araçların Ana Arterleri Kullanmaları Halinde Gerçekleşen Kazanç

Burada incelenmedi.

Bu çalışmada simülasyonu yapılmasa da özel durumlarda Ambülanslara yada İtfaiye araçlarına, metrobüs yolunu kullanma hakkı tanınabilir. Bu tür kullanım anlarında metrobüslerin yolun uygun yerlerine açılmış ceplere geçmesi mümkün kılınabilir.
3.  TOPLU TAŞIMAYA İTME POLİTİKASI VE UYGULANABİLİRLİĞİ
Çorumda tanımlanan hafif raylı sistemin ve ek toplu taşıma kapasitesinin kurulması durumunda bu kapasitenin toplum tarafından, belirgin bir kayma yaratacak düzeyde, kullanılacağını düşünmüyoruz. İnsanların alışkanlıklarını ve varsayımlarını değiştirmek için onları ufak kuvvetler ile itmek ve ‘bilişsel çelişki’nin çalışmasını beklemek gerekiyor.
‘İsveç Ulaştırma Araştırmaları Merkezi’ direktörü ve Stockholm ve Göteborg gibi şehirlerde trafiğin düzenlenmesi üzerine çalışmalarda bulunan Jonass Eliasson’un 2006 yılında, Stokholm’deki trafik sorununu çözmek üzere uyguladığı başarılı çalışma esas alınarak, Gazi ve İnönü Caddelerine kurulacak, plaka okuyarak caddeye giren araçlara sembolik bedeller (2 TL) kesen bir sistemin araç kullanıcılarını Metrobüs hattına ve ek otobüs seferlerine itebileceği düşünülmüştür. Bu işlem ile birey, kendi kendine, o an için şehir merkezine inmek üzere gerçekten bir özel araca ihtiyacı olup olmadığını sorgulamaya başlayacaktır.
Stokholm 2 milyon kadarlık nüfusu ile orta büyüklükte bir şehirdir. Anakara ile birlikte küçüklü büyüklü adacıkların üzerine kurulu olduğundan onlarca köprü şehrin parçalarını birbirine bağlar. Hali hazırda bu köprüler de trafik sıkışıklığının en yoğun olarak yaşandığı noktalar olarak ön plana çıkmaktadır.
Jonas Eliasson TED Speechs’e yaptığı sunumunda şöyle diyor:
Trafik sıkışıklığının yaşandığı bir çok büyük şehirde klasik karar alıcılar ortak bir noktada birleşirler. Bu girişimler, insanların iş çıkış saatlerinde araba sürmek yerine yapmaları gereken şeyin ne olduğunu çözmeye çalışan girişimlerdir. Aslında bir noktaya kadar bu, diğer insanların ne yapmaları gerektiğini yani onların hayatlarını onlar adına planlama çabasıdır.
2006 yılında, Stokholm’deki trafik sorununu çözmek üzere ‘Ulaştırma Araştırmaları Merkezi’nden bir çalışan şu fikri ortaya atmıştır: ‘Bu darboğazlarda sürücülerden bir ya da iki euro ücret almayı deneyelim.’
Araç sürücülerinin gerçekte bu oldukça düşük ücrete tepki vermeyecekleri beklenmiştir ancak, bu bedeller yoğun saatlerde arabaların %20’sinin ortadan kaybolması için yeterli olmuştur.
Sürücülerinin yüzde 20'si ortadan kaybolduğunda, onların bir şekilde hoşnutsuzluk duymuş olmaları gerektiği düşünülmüştür. Bunu tespit etmek üzere Eliasson ve arkadaşları geniş katılımlı anket çalışmaları gerçekleştirmişlerdir. Sonuçta bu %20’lik kitlenin kendilerini bilmediği ortaya çıkmıştır. Bazı nedenlerden dolayı sürücüler, eskiden beri gerçekten aynı yolu kullandıkları konusunda kendilerinden emindirler. Peki onların fikrini kim değiştirmiştir? Bir başka röportaj anketi yaparak, insanların neden fikirlerini değiştirdiklerini ve hangi grupların fikirlerini değiştirdikleri anlamaya çalışmıştır. Cevapların analizinden sonra, yarısından çoğunun fikirlerini değiştirmediklerine inandıkları ortaya çıktı. Aslında, hepsi sıkışıklık ücretlerini baştan beri sevdiklerinden emindiler. Bu demektir ki, son durumda ücretli hatlarda trafik % 20 azalmıştır ve sıkışıklık muazzam sayılarla azalmıştır ancak insanlar kendilerindeki bu değişikliğin farkında değiller ve onlar bundan baştan beri hoşlandıklarına içtenlikle inanmaktadırlar.
Bu örnekte insanlar dolaylı olarak (2 euro ücret ile) tetiklenerek yerel alışkanlıkları değiştirilmiş ve insanlar yaşadıkları bilişsel çelişkinin gerilimi nedeniyle değişen alışkanlıklarından memnun olmaya başlamışlardır.
Eliasson konuşmasını şöyle sonlandırır: Karmaşık sosyal problemleri çözmeye çalışırken dürtülerin gücü budur ve bunu yaptığınızda, nasıl uyum sağlayacaklarını insanlara söylemeye çalışmamalısınız. Onları sadece doğru yönde dürtmelisiniz. Bunu doğru şekilde yaparsanız insanlar bu değişimi sahipleneceklerdir.
Bu çalışmada, veri olan diğer girdilerin ışığında, Metrobüs sisteminin kullanımına ilişkin tahminler ve Çorum merkezi’nin ana arterlerini kullanmaktan vazgeçeceği düşünülen özel araç sürücülerinin sayısına ilişkin tahminler, Gazi ve İnönü caddelerinin girişlerine ve Saat kulesi civarına yerleştirilecek akıllı radar sistemlerinin projeye entegre edilmesine endekslenmiştir. Metrobüs kullanımı şehir sakinlerini toplu taşıma sistemine çekerken, akıllı radar sistemi toplu taşıma kullanmaya itmektedir. Şehir merkezine inen ve radarlara takılan her araçtan kesilecek 2 ila 3 tl’lik bedelin, özel araç kullanıcılarının bilincinde yada bilinçaltında şu düşünsel süreci harekete geçireceği beklenmektedir: ‘Acaba bu gün şehir merkezine inmek için gerçekten özel aracıma ihtiyacım var mı?’ yada, ‘Hafta boyunca alışverişlerimi ve diğer faaliyetlerimi nasıl organize edeyim ki, her gün şehir merkezine özel aracım ile inmiş olmayayım?’ Belediye’nin Metrobüs sistemi lehine alacağı bir karar; hatta yalnızca önerilen metrobüs hattı boyunca uzanan alanlarda yol genişliklerini standart değerlerden daha geniş tutmaya yönelik alacağı bir karar, Çorum şehrinin geleceğinin daha yaşanabilir kılacaktır.

KAYNAKÇA
Baştürk, G., (2014), “Kent İçi Raylı Toplu Taşıma Sistemleri İncelemesi ve Dünya Örnekleri ile Karşılaştırılması “, Ulaştırma ve Haberleşme Uzmanlığı Tezi, Ankara
Jenks, M., Burgees, R., (2000), “Compact Cities”, Spon Press, London
Tanış, M., Öğüt, K., S., (2007) “Orta Ölçekli Kentler için Toplu Taşıma Seçeneklerinin Teknik ve Mali Karşılaştırması”, 5. Kentsel Altyapı Ulusal Sempozyumu, Hatay, s. 132-146

  
EK
Aşağıdaki tabloda, 21 Mart ile 15 Nisan tarihleri arasındaki çeşitli zaman dilimlerinde, Binevler-Buhara-İkbal Kent bölgesinden şehir merkezine inen ve merkezden bu bölgeye çıkan araçlara ilişkin yapılan sayım ve ilgili detaylar, ayrıca merkezden dağılan toplu taşıma araçlarının doluluk oranları görülmektedir.
BUHARA'DAN   MERKEZ'E
Tarih
Saat
İkbal Kent Çıkışı
Tarih
Saat
İlim Yayma Çıkışı
Tarih
Saat
Carfour Çıkışı
8 NİSAN CUMA 2016
7,47
48
28   MART   PAZARTESİ
8,46
14
28   MART   PAZARTESİ   2016
8,03
37
7,49
37
8,48
19
8,05
38
7,51
27
8,49
16
8,07
41
7,53
39
1 otbs (%40)
8,51
17
8,09
48
 1 otbs (% 80)
7,55
33
8,52
22
8,10
37
7,57
36
8,54
8
8,12
34
 1 otbs (% 80)
7,59
33
8,55
10
8,14
33
 1 otbs (% 30)
8,01
38
8,56
13
8,16
41
8,03
33
8,57
son
8,18
34
8,05
31
Toplam 119 araç
8,20
40
8,07
35

Dakikada 10,8 araç

8,22
64
 1 otbs (% 90)
8,09
30
21  MART  PAZARTESİ
9,05
68
8,25
44
8,11
32
1 otbs (%60)
9,11
30
 1 otbs (% 80)
8,27
24
 1 otbs (% 5)
8,14
31
9,14
30
8,28
31
 1 otbs (% 50)
8,16
38
9,17
44
2 otbs (% 30)
8,30
16
8,18
son
9,22
30
8,31
11
Toplam 521 araç
9,26
30
8,32
28
Toplam 31 dak.
9,29
33
 1 otbs (% 80)
8,33
17
Dakikada 16 araç

9,32
40
 1 otbs (% 15)
8,34
son
9,35
son
 1 otbs (% 40)
Toplam 618 araç
Toplam 305 araç
Dakikada 19,1 araç
Dakikada 10,1 araç
%75    1 kişi
%85   1 kişi
%20    2 kişi
%13   2 kişi

% 5     3 ve +


%2     3 ve fazlası
MERKEZ'DEN   BUHARA'YA
DOLULUK ORANLARI

Tari
Saat
İlim Yayma Çıkışı
Tari
Saat
Carfour Çıkışı
Merkez Otobüs Durağı Sayımı

21 MART PAZARTESİ 2016
18,09
29
22 MART SALI 2016
20,15
43
27 Nisan Çarşamba/11.00-45

18,11
30
20,18
18
0,15

18,12
21
20,21
11
0,30

18,13
29
20,22
22
 1 otbs (% 40)
0,40

18,15
19
20,25
12
0,20

18,16
17
20,26
10
0,4

18,18
26
20,28
8
0,12

18,19
21
20,29
7
0,2

18,20
30
 1 otbs (% 20)
20,31
12
0,80
Buhara'ya

18,22
27
20,32
18
0,10

18,23
20
20,33
10
0,60
Mimar Sinan'a

18,24
29
20,34
son
0,20

18,26
27
Toplam 171 araç
0,17

18,27
26

Dakikada 9 araç

Ortalama Doluluk: 0,25

18,28
21
 1 otbs (% 10)
MERKEZ SAYIMLARI
MERKEZ SAYIMLARI

18,30
22
Tarih
Saat
Gazi Cad.
Tarih
Saat
Gazi Cad. Güneye doğru

18,31
22
22 NİSAN 2016
18,50
28
27 NİSAN 2016
18,39
37

28,32
24
18,52
16
18,41
24

18,34
18
18,54
22
18,44
16

18,35
23
18,56
17
18,46
son

18,36
19
18,58
18
Toplam 77 araç / 7 dak

18,38
22
19,00
28
Dakika'da 11 araç

18,39
31
19,02
son
Otobüs ortalama doluluk: % 15

18,40
19
Toplam 129 araç / 12 dak
Saat
Gazi Cad. Kuzeye doğru

18,41
24
Dakika'da 11 araç

18,46
50

18,43
24
Otobüs ortalama doluluk: % 10
18,49
29

18,44
son
18,51
20

Toplam 620 araç
18,53
21

Toplam 35 dakika
18,55
32


Dakikada 17,2 araç

18,57
27

18,59
24

19,01
26

19,03
son

Toplam 229 araç / 17 dakika

Dakika'da 13,5 araç


Otobüs ortalama doluluk: % 10