6 Aralık 2013 Cuma



OĞUZ TÜRKLERİ: FİLOLOJİK VE GENETİK HAVUZ OLARAK TÜRKLER

Filolojik açıdan ari olarak genetik bir havuz olarak ırkların bin yıllar içinde anlamlı denebilecek metamorfozlara uğradıkları saklı kalarak, Oğuz Türklerinin diğer Orta Asya Türklerinden gen havuzu bağlamında belirgin biçimde farklı oldukları bilinir. ( Antropolojik veriler paylaşılmayacak ) Genographics projesinin kesin verileri ışığında M.Ö. 20.000 - 40.000 arasında Mezopotamyadan Orta Asyaya göçen ırk grubunun Maveraünnehir civarında ikiye ayrıldığı, bir kolun kuzeyden Avrupa halklarını oluşturmak üzere ve diğer kolun Orta Asya ve Hint, Çin halklarını oluşturmak üzere ilerlediğini biliyoruz. Hint yarımadası civarında yeniden çatallanan kolun kuzey cenahı Orta Asya, daha geç zamanlarda Amerika yerlilerini oluşturmak üzere yerleşmiştir. Bu genel veri Oğuz kolunu oluşturan ve Hazar Denizi civarında yerleşik olan proto'halkın M.Ö. 10.000'lerden önce Orta Asya proto halkları ile karşılaştığı ve dil birliği akabinde yeni bir segmentasyonun gerçekleştiği teorisini yanlışlamıyor. Spencer Wells'in çalışmasında Orta Asya Türk'leri ile Anadolu Türklerinin arasında güçlü bir korelasyonun bulunamaması 1071 civarında Anadoluya çokça göçen Oğuzlar'ın mevcut halklar ( helenleşmiş, hitit, frig vb., rum, ermeni ) ile karışmış olmasından değil, hali hazırda Oğuzlar'ın neredeyse tamamının Anadolu'ya göçmüş olmasındandır. ( İstisnalar, gagauz-gökoğuz, Kırım, Kuzey mezopotamya Türkleri vb. dir ) Oğuzlar 11. yy da Anadolu'daki yerleşik ırklara kıyasla kalabalık olan bir nüfusla geldiler. 12. yy'a kadar batıya doğru devam eden iskanlarda yerleşik Rumlar, Ermeniler ve diğer halklar belirli miktarlarda balkanlara çekildi. Bir kısmı gayrimüslim sıfatıyla Osmanlı'ya biat etti. Ömer Lütfi Barkan’ın yaptığı hesaplamaya göre, 1520-35 yılları arasında Osmanlıların Asya’da (!) yer alan beş beylerbeyliğinin (Anadolu, Karaman, Zülkadriye, Diyarbekir ve Rum), yöneticiler de dahil toplam nüfusu 1.067.355 Müslim, 78.783 Hristiyan, 559 Yahudi (toplam:1.146.697) Kanımızca: Oğuz Türk'lerinde 1000 yıl içinde melezlenmeler olmuştur ancak bu olgu, baskın Oğuz nüfusu ve farklı ırk, dil, kültür ve dinlerin yarattığı zorlayıcı koşullar nedeniyle Oğuz genetik havuzunu bir düzeyin ötesinde dönüştürmemiştir. 

NOT: Son bin yılın Anadolu'sunda gözlenen karışma eğilimi hakkında bilgi sahibi olmak için okuyucu Ali Tayyar Önder'in Türkiye'nin Etnik Yapısı isimli sağlam çalışmasına bakabilir. 

Nihayetinde, Genographics projesinde Türkiye Türkler'inin Orta Asya ile değil Akdeniz ırk grubu ile yakın genetik bağlarının bulunduğu yanlışlanması zor gerçeğin ardında, yukarıda bahsettiğimiz Oğuz Türkler'i ile Orta Asya Türkleri arasında, filolojik ve genetik havuzların çakışmıyor oluşu yatmaktadır. Kısacası Oğuz Boyu halihazırda MÖ. 20.000'lerden önce Mezopotamya'dan kuzeye göçmeye başlayan kitlelerin büyük Hazar Ayrımında; Hititler ve Avrupalılar gibi batı kitlelerini oluşturan koluna dahil bulunmaktadır. Orta Asya Türkleri ise Doğuya ayrılan koldan evrilmiştir. Bu iki kitle filolojik bir havuz oluşturmak ve genetik açıdan bir miktar karışmak üzere MÖ. 20.000'ler den sonra belki daha önce Orta Asya'da bir araya gelmiş ve pek muhtemel yeniden uzaklaşmıştır.