10 Ocak 2018 Çarşamba

BLOCKCHAİN VE KURUM’UN EVRİMİ


Gangster filmlerinin bilinen bir sahnesi vardır. Bir çanta Uyuşturucu ile bir çanta Paraya sahip olan iki çete karşı karşıya gelir. Bu sahne neden ‘Güven’in, üstel bir otorite ya da ortak bir adanış (inanç) olmaksızın asla garanti edilemeyeceğini fakat üstel bir otorite yok ise alış verişin ancak taraflardan birinin olumlu varsayımı ve buna bağlı olarak mutlak riski üstlenişi ile gerçekleşebileceğini vurgular. Taraflar silahlıdır, en ufak bir yanlış için tetikte beklerler. Para çantasını bir eliyle tutan lider, uyuşturucu çantasını diğer eliyle kavrar. Uyuşturucu çantasının sahibi olan lider ise para çantasını diğer eli ile kavrar. Peki kim elini önce bırakacaktır? Taraflardan birinin bir saniyelik gecikmesi, çantalardan birinin bir tarafta kalmasını garantilerken, diğer çantanın sahipliğini % 50’lik bir ihtimal ile taraflara atayacaktır. Diğer taraftan güvensizlik had safhada iken onun olumsuz sonuçlarını bertaraf etmek tarafların aşağı yukarı tümden itlafını yani birbirlerine ateş ederek hayatlarını kaybetmelerini kaçınılmaz kılmaktadır. Bu durum, karşı karşıya gelen tarafların liderlerinin birbirlerine doğru adım atmasını zorlaştıran nedenlerden biridir.

Bu olup biten kadar önemli bir başka sorun vardır: Malın kalitesi ve paranın miktarı. Eğer iki tarafın da güvendiği bir otorite (hakem) var ise bu soruların cevaplarını taraflar için tespit edebilir ama eğer yok ise taraflar ortadaki bir masada çantaları ters çevirerek yüksek risk altında teşhis ve sayım yaparlar. Durum uygun ise ilk sorunsala geri dönerler.

Genellikle böyle bir otorite yoktur. Hakemin tarafların birinden rüşvet alması rasyoneldir çünkü bu durumda geliri artar. İki tarafın da hakeme rüşvet vermesi anlamlıdır çünkü taraflar kandırılmaları olasılığını eşit olarak indirgemiş olurlar ve taraflar doğal olarak rüşvet miktarını hakemin ücretinin üstüne fazla çıkarmama eğilimindedirler zira verdikleri rüşvet karşı çetenin elindeki değerin tamamının (kendi değerlerini kaybetmeksizin) ellerine geçmesini sağlayacak olsa da hakem % 50 olasılıkla karşı taraf tarafından satın alınmıştır ve bu durum toplam değerin hakeme verilen kısımlar çıkıldıktan sonra ikiye bölünmekte olduğunu ifade eder ve bu yarı değer eğer hakem yalnızca ücret ile çalışmış olsa idi elde edecekleri kazançtan küçüktür. Ancak Hakem iki taraftan da rüşvet almaz ve kendisinden rüşvet almayan hakem ile taraflar da çalışmaz. Hakem rüşvet almaz çünkü adil olduğunda iki taraftan da aldığı ekstra paranın icabını yapmamış olması nedeniyle iki çete tarafından da düşman edinilecektir. Bu nedenle genelde ortada bir hakem olmaz. Çünkü hakemin ardında, pazardaki çetelerin kişisel çıkarları aleyhine olduğu halde ya ortak bir dış düşmana karşı birlik olma gereği ile ya da adandıkları üstel bir değerin temsilcisi olduğu için tabi oldukları bir otorite durmalıdır. Buna çeteler pazarının devleti diyebiliriz.

Sonda görülen ilk grafikte ücretli bir hakemin varlığında, ikinci grafikte ise, iki taraftan da rüşvet kabul eden bir hakemin varlığında ve hakemin taraflardan birini tercih ettiği durumda, tercih edilen tarafın eline geçen olası (% 50) değer illustre edilmiştir.

Şimdi üstel bir otoritenin bulunmadığını fakat pazardaki tüm uyuşturucu kullanıcıları ve çetelerin ortak bir dijital networke bağlı olduklarını varsayalım. Taraflar çantaları kendi taraflarındaki boşluktan, dışarıdan açılamayan ve bu dijital networke bağlı olan çelik bir kasaya atsın ve kasanın içindeki otomat ürünün kalitesini ve ürün ile paranın miktarını analiz etsin. Analiz sonuçları pazarda bulunan tüm kullanıcı ve çetelere anında gönderilsin ve sonuçlar normal ise çanta ve mamül diğer tarafın önündeki açıklıktan dışarı verilsin.

Varsayalım uyuşturucuyu satacak çete, önceden makinenin imalatçısı ile iletişime geçti ve ona makinenin uyuşturucuyu olduğundan ağır tartacak biçimde dizayn edilmesini istedi ve imalatçı tehdit edildiği için bunu uyguladı. uyuşturucu satıcısının tekel olmadığı bir evrende ya da imalatçının alıcı da olabildiği bir evrende, imalatçının makinenin ölçme sistemini kendi satın alımı için değiştirme imkanı yoktur çünkü geçmiş işlemler (hacim versus kg) bağlamında tüm networkte kayıtlıdır ve sistem yeni işlemi, geçmiş işlemler ile karşılaştırmaktadır ve tüm networkdeki bilgilerin teker teker değiştirilmesi imkansızdır.

‘Blochain’ aşağı yukarı böyle çalışır.

Bettina Warburg'a da atıfta bulunarak bunu biraz açalım. Yeni Kurumsal Ekonominin vurguladığı gibi, bankalar veya noter gibi politik-ekonomik kurumlar, insan ilişkilerinin açığa çıkardığı belirsizliği indirgemek için vardır. Böylece yaratılan değerleri toplum içinde değiş-tokuş edebiliriz. Avcı ve toplayıcı iki kabile arasında gerçekleşen alış verişte karşılıklı güveni töreler sağlardı. Şimdi, informal törelerin, formal kurumlara (devlete) evrildiği çağlarda yaşanan değişime denk bir gelişmenin eşiğindeyiz: Bilinen tarihte ilk kez belirsizliği, adı geçen kurumlara ihtiyaç duymaksızın, decentralize bilgiyi ilişkilendiren dijital networkler vasıtası ile indirgeyebiliyoruz: Bunun adı blockchain. Bu teknoloji, bir bankanın sosyal sözleşme ile kurulmuş devlete dayanarak bireye sunduğu güveni, aynı bilgiyi çok sayıda bireye (bilgi stok merkezi) sequental olarak göndererek sağlıyor. Devletin sunduğu güveni aşan bir güven değeri kişiye, kripto altına alınarak içeriği gizlenmiş işlemlerine şahit olan çok sayıda network üyesi tarafından sağlanıyor. Blockchain sistemleri milyonlarca tüzel ve gerçek kişinin zimmetlik bilgilerini, alışverişlerini, kontratlarını zaman uzamında stokluyor ve bu bilgileri parçalayarak dağıtıyor. 

Blockchain şu belirsizlik kaynaklarını indirgiyor: a) Bir işlem için kiminle karşı karşıya olduğumu bilmiyorum? b) İşlemin nasıl gerçekleştiğini göremiyorum, ve c) İşler ters giderse başvurabilecek bir yerim var mı? Hepsiburada üzerinden kullanılmış bir cep telefonu almak istediğimizi düşünelim. İlk sorunumuz şudur: Bu telefonu kimden alıyorum? Satın aldığım kişinin geçmiş satışlarındaki güvenilirliği nedir? Olumsuz yorumlar gelmiş mi? Burada problem kişinin profilini yenileme ihtimalidir ya da kişinin başka aplikasyonlar ya da farklı web siteleri için farklı profillere sahip olmasıdır. Blockchain bize her hangi bir bireyin geçmişi hakkında güvenilir biçimde kanıt depolanabilmesini sağlayan global bir platform sağlar. Örneğin vatandaşlık kimliğinizi ve 18 yaşın üzerinde olduğunuzu kripto bir belge ile ispatlayabilirsiniz. Artık güvenilir bir dijital kimliğe sahipsiniz. Etkileşimlerimizin şeffaflığına ilişkin olarak ise blockchain sistemleri, işletmelerin birbirleri aralarındaki güven bunalımlarının aşılmasına yardımcı olacak. Wikipedia’daki paylaşımcı ortamı düşünelim, artık bir üretim ağındaki tüm düğümlerin birbirlerini tanımaları ve birbirlerine güven duymaları gerekmiyor, çünkü her biri üretim zinciri esnasında olup biten faaliyetleri izleme ve doğrulama kabiliyetine sahip olacaklar; üretim sistemindeki her faaliyet blockchain cloud’u ile entegre edildiği takdirde. Bu durum, merkezi otoriteyi gerçekte yaratmadan tekelin verimliliğine sahip olan bir üretim sistemi anlamına gelir. Bu güven ortamı, Japon keiretsu networklerini, kültürden bağımsız bir düzleme çekecektir. Böylece global endüstri, ‘ulus ötesi bilişim firmalarının koordinasyonu altında birbirlerine örülmüş küçük ve nano ölçekli firmalara evrilebilir. Çünkü firmalar diğer firmalar ile yürüttükleri ilişkilerin güven-maliyeti nedeniyle dikey ve yatay olarak büyüme yoluna giderler. Bu durumun tüketiciye bakan tarafı şudur: Gerçek bir obje dolaşımda iken dijital sertifikasının ve block-zincirindeki hareketinin takibini yapabiliriz. Peki satıcı alıcıya telefonunu göndermez ise ne olacak? Bu telefonu finanse ediyorsunuz ama tüm şartların karşılandığını doğrulayana kadar ödeneği salmanız gerekmiyor. Eğer alıcı ödeneğini salmaz ise bu durum networkte kayıt altında tutulur. Bu örnekte mahkeme için kanıt olabileceği gibi geleceğin dijital ürünlerinde uydu aracılığı ile ürünün kendisini kapatmasına neden olabilir.