27 Eylül 2014 Cumartesi

YENİ ŞEHİR ÖNERİ - KROKİ -



YENİ ŞEHRE DAİR:


Mustafa Emre Çağlar

2012


MERKEZ BOŞLUK:

Ekte paylaştığımız kroki üzerinde konuşarak konuya giriş yapabiliriz. Kroki’nin merkezinde yaklaşık 4 stadyum büyüklüğünde bir merkezi boşluk görülmektedir. İlk öneride çemberin çapı yaklaşık 300 metre kadardır. Bu boş alanın % 20’sine, yalnızca 1 ila 2 yapı inşaa edilmelidir. Alanın % 80’i boş kalmalıdır. Bu yapılardan biri AVM olabilir. Diğeri ise 20 kat veya üzeri yükseklikte bir iş merkezi olabilir. Burada bir kongre salonu, daimi nüfus çekicisi görevi görecek kimi kamu daireleri ve home-ofisler bu binanın içinde yer alabilir ve bu binanın yapısal özellikleri sebebiyle birbirlerine yakın mesafede faaliyet gösterebilirler. AVM’de yine bu boşluğun içinde veya çeperinde yer almalıdır. Boşluğun içini yeşil alan – tercihen seyrek ağaçlandırılmış doğal parklar ve tamamıyla yaya ve bisiklet trafiğine açık yollar kaplamalıdır. Bizim önerdiğimiz makro format ile ilişkisinden dolayı kare biçiminde tahayyül edilen boşluğun çeperini, trafiğin saat yönünün tersine döndüğü tek yönlü ve 4 şeritli bir bulvar çember şeklinde çevirmeli ve yine bu boşluğun merkezinden eski şehri buraya bağlayan tramvay ( veya askılı tramvay ) hattı geçmelidir. Böylece yolcu bırakan raylı araç, indirme ve bindirme işlemlerinde asfalt hattan ayrışabilecek ve bu ayrışma tercihleri farklılaşan bireylerden hareketle büyük şehirlerde gözlenen toplu taşıma araç kuyruklarını veya insan kümelenmelerini azaltmaya yardımcı olacaktır. Bu boşluk yeni şehrin yerleşimini bir bütün olarak ele aldığımızda içerdiği geniş alan dolayısıyla hem algısal hem fonksiyonel bir toplanma mekanı meydana getirecek hem de boşluğun yarattığı imgesel çekim dolayısıyla simgesel ( şehre kimlik kazandıran - abidevi ) bir nitelik de arz edecektir. Böyle bir boşluk çoklu merkeze göndermede bulunan ızgara dokuya, ülkemiz şehirlerinde geleneksel olarak tercih edilen tek merkezli şehir katkısını sunmamıza da yardımcı olacaktır.  

MERKEZ BOŞLUK NİÇİN VAR?

Merkezdeki boşluk vasıtası ile varlık-yokluk diyalektiğini inşa edeceğiz. Boşluk yaratarak – varlığın gölgesi yokluktur diyalektiğine gönderme yaparak – ortaya çıkan zıtlıktan yararlanıp varlığın değerini ve çekiciliğini hem de fonksiyonalitesini arttıracağız. Bu bölgeye, yani ortadaki boşluğa bakan ve böylece mekanı mimleyen sınır hattına, mağaza – iş yeri açmak oldukça prestijli hale gelecektir. Bunun bir nedeni de boşluğun tercihen bir köşesinde tercihen bir yüksek bina ( gökdelen tarzı ) ve mutlaka bir AVM bulunacak olması. Aynı zamanda boşluk baktığı cepheye göre de konum alıyor ki biz büyük karenin köşelerini kuzey güney yönüne döndüreceğiz. Böylece sıcak ve soğuk cepheye bakan kenar hattı binaların güneşe ve güneşsizliğe 90 derecelik bir açı ile maruz kalmalarının önüne geçeceğiz. Aynı zamanda yönsel eşitsizliği karenin yalnızca bir kenarına yüklememiş olacağız. Bu yerleşim biçimi bir bütün olarak şehrin ana arterlerinin coğrafi düzlem üzerindeki yerleşimlerini de elbette belirlemektedir. Böylece sabah erken saatlerde ve akşam güneşin batışına denk gelen saatlerde ana arterlerde seyahat eden araçlara gün ışığının gözü alacak şekilde vurmasının büyük ölçüde önüne geçilmiş olacaktır. Şehrin diğer binaları belirlenen alanlarda istedikleri gibi konumlanmakta özgürdürler. Bununla birlikte pek çok konut planı ana arterlere paralel yönde bir yerleşimi tercih etmeye eğilimli olacaktır, yukarıda değindiğimiz nedenlerden dolayı.

Gazi cad – saat kulesi mağaza hattı yaklaşık 400 metredir ve sağlı sollu iki hatlıdır. Saat kulesi – İnönü cad hattı da yaklaşık 400 metre’dir ve sağlı sollu iki hat şeklinde uzanır. Bu toplamda 1600 metrelik bir hat meydana getirir. Bizim boşluğumuz ise 300 x 4 = 1200 metrelik bir mesafe ile bu hatta yakın bir alanı mağazalar için hizmete açmaktadır. Üstelik bu kare alan mağazaların yerleşimine, merkez boşluğunun etrafında yüzleri birbirlerine değil ağaçlık alana bakacak şekilde verebilmektedir.

Bizim şehrimizde, aşağıda New York Central Park’a dair görülen alanın yaklaşık 6’da biri kare biçiminde kullanılacaktır. Ancak Yapay bir göl’den kaçınılmalıdır. Coğrafyanın doğal iklimine ve yapısına uygun olacak ağaçlandırma faaliyetleri dışında doğaya müdahale etmekten kaçınmak doğru olacaktır.


Bizim bu boşluk için önerimiz aynı zamanda ‘krater metaforu’ ile hayat bulmaktadır. Buna göre bu meydanın ortasında her hangi bir anıt, heykel ve benzeri nesne yer almayacak aksine meydanın merkezi tam bir boşluk ifade edecek şekilde bütün içerisine ( şehrin bütünü ) yerleştirilecektir. Şehrin göbeğindeki 300 m x 300 m büyüklüğündeki bu boşluk çeper bulvardan hemen sonra geniş bir kaldırım ile park safhasına geçiş yapacak, parkın bu dış çeperinde insan boyu yüksekliği için yeşil alanın merkezinin görüşünü kapatmayacak şekilde dalları yüksekten başlayan, yüksek boylu ağaçlar kullanılacaktır. Ağaçların boy yükseklikleri meydanın içlerine doğru giderek azalacak ve nihayetinde çim alanlar başlayacaktır. Meydan çeper bulvardan kendi merkezine doğru belki 3 ila 4 derecelik çok hafif bir eğimle çukurlaşan bir biçimde inşa edilecek meydanın merkezinde çimlerin de sona erdiği yerde ‘belki’ arnavut kaldırımı döşeli, belki granit döşeli 10 x 10 metre boyutlarında kare bir boşluk olacaktır.

Yukarıda anlattığımız dizaynı ile şehir bir bütün olarak bir kraterin biçimini andıracaktır. Bu 10 x10 metrelik küçük çukursal boşluk, kraterin çeperi olan yüksek binalar ve binaların dış çevreye doğru alçalması ile oluşan bütün bir temsili krater dokusunun simgesel ve merkezi bir parçasıdır. Aslında bina yüksekliklerinin birazdan değinileceği gibi zone’lara dağıtılması ve merkezdeki boş alan ile birlikte şehrin her bir mıntıkası imgesel olarak bir bütünün ayrılmaz parçası haline gelmektedir. Nitekim kraterler çarpan gök taşlarının etkisi ile vurdukları noktadan itibaren her yöne büyük ölçüde aynı etkiyi bırakarak krater oluştururlar. Şehir böylece etkileşimi, çarpışmayı ve patlamanın yarattığı dinamizmi simgeleyecek ve kraterlerin kalıcılığını yansıtacaktır.

 Yeni şehrin çeşitli zone ve lokasyonlarında merkezin yaz ve kış sıcaklıklarını düzenlemek, sıcaklık farkları yaratarak durgun mevsimlerde hava akışı sağlamak, havayı temizlemek, şehrin istenen yayılımına tampon bölge yaratarak yardımcı olmak ve sosyal faydalar sağlamak üzere başka ağaçlandırma alanları da konumlandırılmalıdır. Bu alanların büyüklüğü kanımızca en az 2 en fazla 5 stadyum büyüklüğünde olmak üzere sayıları 7 ila 10 kadar olmalı ve bunlar zone’lara ilişkin kamusal alan yüzdelerinin oranları korunacak şekilde şehir yerleşim alanına rastgele dağıtılmalıdır. Yerleri önceden mutlaka ayarlanmalı ve ağaç dikimlerine önceden başlanılmalıdır.

Şehrin yerleşiminde, “kare ızgara doku” bulvarların kullanımı açısından çok denenmiş ve pek çok açıdan başarılı bir sistem olduğundan tercih edilmiştir. ( Bkz. Barcelona veya eski Valetta-Malta ) Birbirlerini dik kesen bulvarlardan merkeze yakın konumda olanlar 3 x 3 hatlar şeklinde, merkezden uzaklaşan yollar 2x2 şeklinde düzenlenebilir. Bulvarların konumları önceden belirlenmelidir. Ancak bulvarlardan ve 2x2 yollardan müteşekkil ana arterlerin yani ızgaraların arasında kalan yol hatlarının belirlenmesi – tek düzeliğe de yol açmamak için zamana ve yerleşimin durumuna bırakılabilir. Yerin altına inşa edilecek 2,5 ila 3 m çaplı diğer ‘ilgili her hattı barındıran’ kanalizasyon tünelleri ana arterlere paralel olarak planlanacak ve şehir yerleşmeden önce ana hatların altına kazılmaya başlanacaktır. İşlemler tamamen yer altında yapılacağından belki elzem olmayan bu paralelliğin anlamı binaların temel kazıları ile çatışmamak ve kanal girişlerinin yer üstünden yer belirleme işlemlerinin kolay yapılabilmesinin sağlanması ile ilgilidir.

Ortaya çıkan geniş kare alanlara, bu alan hangi zone’a denk düşüyorsa o zona ilişkin binalar arası uzaklık, bina yükseklikleri ve park alanı ile yeşil alan asgari şartları konacaktır. Müteahhitler için geri kalan hususlar tamamen serbest bırakılır.

TANIMLANAN 3 ZONE:

Zone’ların merkezden genişledikleri yerlere kadar uzaklıkları ALTIN ORAN ( 1,618 ) ile belirlendi. Buna göre 300’e 300 kare bir merkez boşluğunun ardından gelecek 2. Bölgenin uzanacağı nokta merkez noktanın 150 + 242 = 523 metre ötesine kadar olacaktır. 3. Bölgenin sonu, yani yeni şehrin ulaşacağı son nokta olarak varsaydığımız yer ise merkez noktadan 783 metre sonra son bulacaktır. İlk zone merkezden 618 br uzaklıkta sonlanırken, 2. Zone 1.618 br uzaklıkta sonlanmaktadır. Yine 2. Zone’un merkezden 618 br uzakta sonlandığı varsayıldığında 3. Zone merkezden 1.618 br uzakta sonlanmış olmaktadır.

Bu oransal dağılımı daha basit biçimde şöyle anlatabiliriz. Eğer dev bir insan parmağını şehrimizin merkezine yere paralel biçimde koysa idi, tırnağından itibaren rast geldiğimiz ilk boğum 1. Zone’un sınırını, ikinci boğum 2. Zone’un sınırını ve üçüncü boğum yani parmağın el ayrımından başlangıç noktası 3.  Zone’un sınırını belirlerdi.

Böylece yeni şehir kabaca 1566 m. çaplı bir alana oturacaktır. Bu alan bizim projemizde Ömerbey Köyü’nün önünde yeni bir şehir için ayırdığımız alanın büyüklüğüne yaklaşık olarak denk gelmektedir.

ALTIN ORAN NEYİ OPTİMİZE ETMEKTEDİR?

Optimizasyona ilişkin problemlerin kabaca iki yaklaşım eşliğinde çözüme ulaştırılabileceğini düşünüyoruz. Yaklaşımlardan biri tüme varımsal olandır. Buna göre optimizasyona konu olan değişkenlerin her biri bir matematiksel fonksiyonun ayrılmaz parçası haline getirilerek çözüme gidilir ve her faktör bir değer kazanır. İkinci yaklaşım tümdengelimseldir ve kaynağı çoğu zaman, bütün kaotik karmaşıklığı bir başlangıç noktasından hareketle optimize ederek kendiliğinden düzenleyen felsefelere veya estetik unsurlara dayanır. Altın oran’ın var oluşta çok geniş bir yelpazede rastlanan fonksiyonel bazda düzenleyici, estetik kazandırıcı rolü bilinmektedir. Biz tasarımımızda ikinci yaklaşımı tercih ettik.

-          Altın oran ile belirlenen 3 zone ve onlara atanan nitelikler  ( merkezden uzaklık / bina yükseklikleri  / ve kamusal alan oranı ) şu unsurların yarattığı gerilimlerin optimizasyonunda veya düzenlenmesinde bize bir başlangıç noktası sağlayabilir:

·         İnsanların çeşitlilik gösteren ihtiyaçlarının karşılanabilmesi.
·         Umumi ve özelleşen nitelikler gösteren çeşitli ihtiyaç karşılama merkezlerinin farklı lokasyonlara yerleşme gereklerinin dengelenmesi.
·         Nüfusun alan içindeki dağılımının dengelenmesi. ( km2  başına insan sayısının dağılımı )
·         Doğal bir gelişme olan trafik yoğunluk dengesizliğinin düzenlenmesi.
·         Lokasyona göre değişen bina ve konut değerlerin dengelenmesi.
·         Şehrin hava sirkülasyonunun sağlanması

Örneğin merkez, tüm nüfusun ihtiyacını karşılayacak mağaza veya hizmet birimlerini içerdiğinden, geniş kitlelerin araçlarının park edilebilmesi ve kamusal alanda m2 başına gereğinden fazla insan düşmemesi için, bu kısmın kamusal alanının geniş olması gerekir. Merkezden uzaklaştıkça ortak ihtiyaçlara hizmet eden birimlerin yerlerini daha özelleşmiş veya daha küçük nüfuslara hizmet veren birimler alacaktır. ( Ör: bir köpek bakım evi, av market veya kitap kafe ) Bu da daha fazla çeşitte hizmet birimi yani daha küçük ölçek ekonomisine dayalı hizmet birimleri anlamına gelmektedir. Bu ortak ihtiyaçlara hitap etmeyen hizmet birimleri kişi başına oranlandığında aslında bir AVM den daha büyük bir oturum alanına ihtiyaç duymaktadır. Nitekim zone’lar merkezden uzaklaştıkça giderek artan bina oturum alanlarını tanımlamaktadır. Benzer şekilde merkezdeki yüksek işyeri binalarında çalışanlar veya merkeze kadar yolculuk etmeyi göze almış bireyler birbirlerine benzer yani farklılaşmamış coğrafyaya ilişkin ihtiyaçlarını giderirken, merkezden uzaklaştıkça ihtiyaçları özelleşmiş olan insanlar müstakil evleri için daha geniş alanlara ihtiyaç duyacaktır. Farklı zone’lar belirlemiş olmamız ve bu zone’lara atadığımız kamusal alan oranları bahsi geçen bu dağılımı gerçekten düzenlemektedir ANCAK Altın oranın bizim için belirlediği merkezden uzaklıklar verisi ile her zone’a ilişkin kamusal alan ve bina yükseklikleri arasında da muhtemelen ( ! ) bir ilişki bulunmaktadır. Biz bu ilişkiye ulaşabilmiş değiliz ANCAK altın oranın tanımladığı zone’ların merkezden uzaklaşma sınırlarının bize iyi bir belirlilik ortamı yarattığı ve bu belirlilikten hareketle şimdilik kamusal alan ve bina yükseklikleri kararlarını -sağduyu- ve estetik hisler yardımıyla doğruya yakın biçimde belirleyebileceğimize inanıyoruz. Nitekim projemizde böyle yaptık. Bu oran nihayetinde tartışılabilir.

Sonuç olarak konuya ilişkin sorunsal şudur: Altın oranın bize verdiği mesafe verileri hangi zone’a hangi kat, kamusal alan ve dolayısıyla tahmini nüfus yüklendiğinde, bu dinamik demografik dağılımı merkezden hareketle coğrafya üzerinde düzenliyor? Yani Altın Oran, merkeze konumlu uzaklık ile o konumun dikte edilmiş nüfus yoğunluğunu; ulaşım, enerji kullanımı veya insanlara dair tercihler gibi faktörler açısından optimize ediyor olabilir. Bu konu daha fazla araştırılmayı hak ediyor.

-          Bizim öngörümüz kaba biçimde şöyle şekillendi: Merkezdeki boşluk bir kamusal alandır. Bu alan üzerine AVM ve birkaç bina halinde daimi nüfus merkezlerinin kurulumu kamusal alanın yaklaşık  %20’sini işgal edecektir. Böylece geriye alanın % 80’i kamusal kullanım için kalacaktır. 2. Zone’da 10 katlı binalar kamusal alanın yaklaşık % 50’sini kaplarlar ve geriye % 50’lik bir kullanım boşluğu kalır. Bir sonraki zone’da ( 3. Zone’un ilk kısmı ) 5 katlı binalar kamusal alanın yaklaşık % 65’ini kaplayacaktır. En dış zone’da ( 3. Zone’un 2. Kısmı ) ise 2 katlı müstakil binalar ( villa ) kamusal alanın % 80’ini kaplarlar, geriye yalnızca yollar ve bazı küçük çocuk parkları için yer kalır. ZONE’lardaki konut yapımlarını bu kamusal alan ve kat gereklerine yaklaşacak şekilde spesifikasyonlara tabi tutacağız. Spesifikasyonları belirleyecek anahtarlar şunlar olabilir: ( Bu veriler izafidir, gerçek ölçüler üzerinde başka boyutları da göz önüne alarak tartışılmalıdır. )

·         Bina tipi ( Binanın tek celsede oturum alan büyüklüğü ) 2. Zone: Ör; 500 ila 800 metre kare alana oturan binalar / 3. Zone: 250 ila 350 metre kare alana oturan binalar ve / 3. Zone ikinci kısım: 150 ila 250 metre kare alana oturan binalar.  

·         Kat yüksekliği ( 2. Zone: 10 katlı olanlar / 3. Zone: 5 katlılar / 3. Zone ikinci kısım: 2 katlılar )

·         Aynı yol hattı üzerindeki İki bina arasındaki uzaklık verisi. ( Aralarında 40 metre uzaklı olanlar ( 10 katlı binalar için ) / 14 metre uzaklı olanlar ( 5 katlı binalar için ) ve 7 metre uzaklık olanlar ( 2 katlı villalar için ).

Bu örnekten hareketle şu kombinasyon ortaya çıkmaktadır:



ZONE
BİNA TİPİ
OTURUM ALANI
YÜKSEKLİK
AYNI YOL HATTI ÜZERİNDE BİRBİRİNE UZAKLIK
İLGİLİ ZONE’DA KULLANIMDAKİ KAMUSAL ALAN %
2. ZONE
APARTMAN
500 ila 800 m2
10 kat
40 m.
% 50
3. ZONE İLK KISIM
MAHALLİ APT.
250 ila 350 m2
5 kat
15 m.
% 35
3. ZONE İKİNCİ KIS.
VİLLA
150 ila 250 m2
2 kat
7 m.
% 15 ila % 20

Şimdi zone’ların özelliklerine her bir zone başlığı altında değinelim:

İLK ZONE:
-          300 x 300 metrelik geniş bir açıklık tarafından tanımlanmaktadır.
-          Bir AVM.
-          Eğer olacaksa, 1 adet yüksek iş merkezi  veya yerine göre alçak kamusal bina. Bu bina-lar projenin olmazsa olmaz parçaları değildirler. Binaların nitelikleri: İş merkezleri, alışveriş merkezleri ve daimi nüfus çekicileri ( Kamu daireleri )
-          Çok geniş kamusal alan ( orta boşluk )
İKİNCİ ZONE:
-          I. ZONE’un sonlanmasından itibaren 242 metre açıklığa kadar uzanan alan.
-           10 katlı binalar hattı. Aralarında yol hattı üzerinde  yaklaşık 40 metre uzaklık. ( Merkez boşluğa bakanlar hariç ) Bu kuşağın merkez boşluğa bakanlarının büyük kısmı mağaza veya hizmet binaları şeklinde kendiliğinden kullanım alanı bulacaktır.
-          Geniş kamusal alan.
ÜÇÜNCÜ ZONE:
-          II. Zone’un sonlanmasından itibaren 391 metre açıklığa kadar uzanan alan. Bu uzaklığın takriben yarısı I. kısmı, diğer yarısı II. kısmı oluşturacaktır.

I.                    KISIM:

-          II. zone sınırını takip eden bölge.
-          Orta yükseklikte ( 5 kat ) mahalle dizilimli konutlar.
-          Orta genişlikte kamusal alan.

II.                  KISIM:

-          Bahçeli müstakil evler ( 2 katlı – daha fazla kata izin yok )
-          Dar kamusal alan.

REZİDANS ADALARI

-          Dış kısımlarda etrafı çevrili bazı alanlar, sonradan kararlaştırılacak bir oranı ( örneğin 3. Zone 2. Kısımın % 15’ini ) geçmemek kaydıyla rezidans yerleri olarak kullanıma sunulabilir. Elbette bu esneklik yeni şehrin yükseklik dağılımını bir ölçüde bozacaktır. Ancak belki de şehrin dış hatlarının sunduğu imkanlar yalnızca 2 katlı müstakil evlerde oturmaya razı olan veya oturabilen kişilere bırakılmamalıdır.

Rezidans adaları ile doğada gözlenen ‘mükemmel belirlilikten uzak olma eğilimi’ni taklit etmiş olacağız. Örneğin bir kraterin yapısı merkezden uzaklaşan her birim uzaklık için çevresel anlamda son derece eşdeğerdir ancak istisnalar her zaman gözlenir. Kraterin uzak bir noktasında yüksek bir toprak yığılımına rastlayabilirsiniz.

ALTIN ORAN VE DİKTE EDİLEN PARAMETRELERİN SONUÇLARINA DAİR:

-          ULAŞIM: İki boyutlu alanların kullanımlarının içsel özelliği dolayısıyla – geniş alanlarda yerleşen insanların gün içinde dar bir alan ifade eden merkeze akmaları dolayısıyla, merkezde yoğunlaşan trafiğin rahatlatılabilmesi için, yüksek kamusal alan oranı, yolların geniş tutulabilmesi bağlamında ve insanların kamusal alanda yaya olarak bulunabilmeleri bağlamında yardımcı olacaktır. Şehrin çeperlerine yani merkezden uzak noktalarına doğru gidildikçe daralmakta olan Kamusal Alan oranı ise çeperdeki merkeze görece atıl ve değersiz alanların bu bağlamda kullanımının daha etkin düzenlenmesini sağlayacaktır. Yani şehir modern bir futbol stadının tribünlerinin koltuklar arasında kalan koridorları gibi bir alan kullanımını öngörmektedir. Koridorlar çıkış kapısına yaklaştıkça genişlemektedir. 

-          BİNA VE DAİRE DEĞERİ: Yüksek katlı konutlar merkeze yakın konuşlandırıldığı için, ev sahipleri açısından görece düşük maliyetlerle edinilebilen bu dairelerin fiyatları müstakil evlere kıyasla biraz artacak; zaten yüksek mal-oluşlu olan villalar dış çeperde olacağından – bu durum – müstakil evlere yapılan yatırımların değerlerinin daha da yükselmesine engel olacaktır. Zaten şehirler gözlemlendiğinde bu dağılımın başka gereklerden de kaynaklı olarak kendiliğinden oluştuğu görülüyor. Bizim yaklaşımımız bu self-organizasyonu desteklemektedir.

-          HAVA SİRKÜLASYONU: Normal Şartlar Altında; kamusal alan olarak tespit edilen yüzdelerin büyük kesiminde ağaçlandırma yapılması şartı ile; ortaya çıkacak mikro-klimatik dinamikler özellikle yaz aylarında hava sirkülasyonu sağlarken, şehrin havasının temizlenmesine de yardımcı olacaktır.

Şehrin merkez mahalleri kamusal alan bakımından daha geniş topraklara sahiptir ve bu alanların çoğu ağaçlandırılacaktır. Örneğin merkezdeki 300 m x 300 m’lik alanın % 80’i ağaçlar ve çimenlerden oluşmaktadır. Dış çeperler için ise tam tersi geçerlidir. Geniş bir alana yayılan ve görece sıkışık düzende bulunan müstakil evlerin her birisi bahçeli olsa da alan üzerinde yeşil alana daha kısıtlı bir mekan bırakmaktadırlar. Yaz aylarında yeşil alanların görece yoğun olduğu merkez lokasyonlarda, hava görece serin ve nemli olacaktır. ( Nem duman – toz gibi partiküllerin hava ile sürüklenmesini kolaylaştırır. ) Sık bina yerleşimi sebebi ile yeşil alanların görece az olduğu çevre lokasyonlarda evlerin çatılarına vuran gün ışığı dolayısıyla hava görece sıcak olacaktır. Böylece merkezde oluşan yüksek basınç alanından, çevre de oluşan alçak basınç alanına doğru hafif bir sirkülasyon başlayacak; böylece temiz hava şehre, merkez lokasyonun üst atmosfer kademelerinden inerken, kirli hava şehri çevre lokasyonlardan yükselerek terk edecektir. 

ASIL KONU ŞU Kİ; eğer kamusal ve yeşillendirilmiş alan oranları tam tersi biçimde belirlenmiş olsa idi, yani çevre lokasyonlar görece daha yeşil ve merkez lokasyonlar daha az yeşil olsa idi, sirkülasyon çevreden merkeze doğru gerçekleşecek, şehir çevre zoneların ardından ve üstünden temiz hava alsa da, merkezden üst atmosfer tabakalarına yükselen sıcak ve kirli hava – rüzgarsız ortam varsayımında – fazla uzaklaşamadan serin olan çevre lokasyonların çekimine kapılarak yeniden şehre inecekti.

Aksi yaklaşımda teorik olarak kirli havanın yeniden şehre dönme ihtimali her ne kadar ise bizim sunduğumuz yaklaşımda bu ihtimal teorik olarak onun yarısı kadar az olacaktır, zira şehri çevre lokasyonlardan yükselerek terk eden kirli havanın yarısının şehre geri dönerken, yarısının şehrin dışındaki alanlara doğru şehri terk etmesi beklenir.

Görüldüğü gibi doğanın eseri olan krater metaforunun bina yüksekliklerine yansıtılması ve bu yükseklikler ile yeşil alan yüz-ölçümlerinin asimetriye tabi tutulması kendiliğinden başka teorik düzenler yaratabilmektedir.

Ağaçlandırma hakkında: Merkez boşlukta, Çınar gibi yüksek kubbeler oluşturan ve Ladin gibi yükselebilen ağaçlar tercih edilirken, Orta zona ait büyük parklarda orta yükseklikte çeşitli çamlar ve ağaçlar tercih edilmelidir. 3. Zone’da ise geniş parklar olmayacak, yalnızca çocuk parkları ve yaya yolu kenarı ağaçları bulunacak böylece ağaç seçimleri daha çok müstakil ev sahiplerinin zevklerine bırakılmış olacaktır. Tüm Zone’lara ait yol kenarlarında ise Gazi Caddesi’nde de bulunan kestane ağaçları Çorum’un iklimi için yıllarca denenmiş ve çok başarılı olmuş bir seçenek olarak kullanılabilir.

NOT: 2. ZONE ile 3. ZONE’un ilk kısmında geçerli olmak üzere, birden çok bloğa hizmet veren, mümkünse kömürle çalışan, değilse doğal gaz ile çalışan merkezi sıcak su reaktörleri için yerler ayrılması tarafımızdan önerilmektedir. Bu reaktörler, bloklara ait evlere özellikle kışları ısınmaya yönelik sıcak su dağıtacak, duruma göre kullanmaya yönelik sıcak su dağıtımı da yapılabilecektir. Isınma giderleri ise evlerdeki kalorifer peteklerine kelepçelenmiş ısı  ölçerlerden elde edilen sıcaklık bilgisinin radyo dalgaları vasıtası ile tespitini sağlayan araçlar tarafından yapılacaktır. Bu sistem Rusya’nın geniş bir kesiminde başarı ile uygulanmaktadır. Bildiğimizkadarıyla Ankara’da da başarılı örnekleri vardır. Ölçek ekonomisinden yararlanan bu sistemde reaktör yerli kömür kaynaklarını tüketmekte, bacaya filtre takmak ekonomik hale gelmekte ve haneler doğalgaz kombilerine sabit sermaye yatırmamaktadır. Sonuçta hane halkları çarpıcı biçimde daha ekonomik ve verimli ısınmakta ve değerli döviz kaynakları yurtdışına akmamaktadır.

ALTYAPI YATIRIMLARI:

Altyapının büyük kanallar halinde yer altına alınması ile şehrin – normalde zamana yayılı olacak – sabit sermaye yatırımlarının ilk etaplara yığılacağı açıktır. Bununla birlikte 10 yıl veya ötesi esas alındığında asla ( ! ) kazı çalışması gerektirmeyecek olan bu plan sisteminin yaratacağı olumlu dışsallıklar ve verimlilik ile klasik yaklaşımları geride bırakacağı da açıktır. Bu nedenle asfalt veya kaldırım gibi yatırımların en kaliteli ve dayanıklı malzemelerden uygulanması çok doğru olacaktır.

YENİ ŞEHİR VE TRAMVAY HATTI

Çorum’a ilişkin öncül çalışmamızda, eski şehir merkezinden yeni şehre yer üstünden uzanan ve buradan nihayetinde Organize sanayiye ulaşan bir tramvay hattı tanımlamıştık. Bu hat, eski merkezi ( saat kulesi merkezli alan ) yeni merkeze ( yeni şehir ) bağlayacak ana bağlantı linki olan kara yolunu takip edecek ve bu yolun proje içinde vazgeçilmez olan rolünü destekleyecek idi.

Bu başlık altında bu tramvay hattının olası güzergahına ve yeni şehir merkezi için anlamına dair bir kroki ile de desteklediğimiz yeni bir öneride bulunacağız.

Öngördüğümüz dizaynda, yer üstünde seyreden iki adet demiryolu hattı bulunmaktadır. Bu hatlardan ilki eski şehir merkezinden yani Farabi Caddesi içinden başlayarak nihayetinde Yeni Şehre ulaşmakta, diğeri ise Organize Sanayi ile Kuzey Üniversite Kampüsü arasını birbirine bağlamaktadır. Yeni Şehir durağı hattın merkezine denk gelmektedir.

Hatlar için öngördüğümüz ayrıntılı güzergah ve durak noktaları aşağıdaki gibidir:

ESKİ ŞEHİR – YENİ ŞEHİR HATTI:

Farabi Caddesi içinden başlayacak olan hat, Yeni Cami ile mevcut otogarı ( eski otogar ) birbirine bağlayan caddeye paralel seyredecek ( bunu yaparken kaldırılması gündemde olan küçük sanayinin içinden veya yakınından geçecek ) ardından İnönü Caddesini Ankara yoluna bağlayan hattı paralel takip ederek içeriye Yeni Otogar’a yönelecektir. Anitta Otel’e yakın olan bu dönüş noktasında bir durak olacaktır. Tek durak olarak dizayn edilecek Yeni Otogar Durağı, Liseler Kampüsüne ( Fen Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi ve yapılmakta olan İmamhatip Lisesi ); Yeni Otogar’a; Yüksek Öğretim Yurt Binalarına ve Araştırma Hastanesi’ne aynı anda hizmet verecektir. Zira bu saydığımız önemli yerleşkeler durağın konuşlanacağı noktaya yürüme mesafesindedirler. Tramvay hattı çevre yolunu düzlem üzerinden aşarak ( trafik ışıklarına tabi olarak ) yapımı planlanan Yeni Stat’a uğrayacak ve oradan Yeni Şehre varacaktır.

Bu hattın güzergahı üzerinde demiryolunun konuşlanmasına engel olabilecek istimlak alanları bulunmaktadır ancak yıkılması gerekecek bina stoku küçük sanayinin kaldırılacağı varsayımı altında ya çok azdır yada bulunmamaktadır.

ÜNİVERSİTE – ORGANİZE SANAYİ HATTI:

Organize Sanayi ile Üniversite Kuzey Kampüsünü Yeni Şehir üzerinden birbirine bağlayacak bu hat, Üniversite yerleşkesini başlangıç noktası olarak aldığımızda sırası ile şu lokasyonlardan geçecektir: Hat, kampüsün hemen yanında bulunan Çorum Baraj’ını dolanarak ( üniversite durağı aynı anda baraj durağı da olacaktır ) Binevler’e inecek, Binevler lokasyonu için muhtemelen 2 durak tanımlanacak, hat Özel Hastane ile İnci Kafe’yi ayıran caddeyi aşarak Dr. Sadık Ahmet Caddesi’nin bir kenarını kullanarak İkbal Ken’te varacaktır. Buhara evler segmenti diyebileceğimiz bu kısım için 3 adet durak öngörülebilir. Çorum Osmancık caddesini yer üstünden aşacak hat, İkbal kentte bir durağa daha sahip olacak ve Yeni Şehrin merkezine ulaşacaktır. Yeni şehri terk eden hat ilk olarak TOKİ’nin düşük rakımlı eteklerinden bir durak ile geçecek, olası hava alanı için düşünülen alana uğrayacak ve Organize Sanayi’de son bulacaktır.

Bu hattın güzergahı üzerinde demir yolunun konuşlanmasına izin vermeyecek ciddi engellerin bulunduğu söylenemez. Bilakis güzergah bazı kısımlarda orta refüjlerin kullanılması dolayısıyla yolların daralacağı gerçeği haricinde açıktır.

Böylece iki hatta ilişkin durak isimleri şu şekilde belirmektedir:

-        ESKİ ŞEHİR – YENİ ŞEHİR HATTI: Farabi Durağı – Anitta Durağı – Otogar ve Kampüsler Durağı – Yeni Stat Durağı – Yeni Şehir Merkez Durağı

-          ÜNİVERSİTE – ORGANİZE SANAYİ HATTI: Üniversite Kuzey Kampüs Durağı – Binevler 1 Durağı – Binevler 2 Durağı – Buhara 1 , 2 ve 3 durakları - İkbal Kent Durağı - Yenişehir Durağı – TOKİ Durağı – Hava Alanı Durağı – Organize Sanayi Durakları

        Yukarıda adı geçen iki hat için Yeni Şehrin merkezinde tek durak öngörülmüştür. Yeni şehir için, bu merkez durağa teğet geçen küçük ölçekli bir iç tramvay hattı öngörülmektedir.


İlgili kroki bilahare paylaşılacaktır.