17 Nisan 2020 Cuma



TARİH NEDEN ÇOK EŞLİLİĞİ MÜTEMADİYEN ERKEKLERE ÖZGÜ KILMIŞTIR?


I.            100 yıl kadar önce I. ve II. dünya savaşlarında 100 milyona yakın insan öldü, ölenlerin % 80’i erkekti. Bu, aşağı yukarı 20-30 yıllık bir kuşağın genç kadınlarının yarısı eşsiz kaldı demek. Bakınız ‘savaş mektupları’ından alıntı yapan bu kitap, o yılların erkek kıtlığından estantaneler sunuyor.





Bu tür savaşlar 250 bin yıllık sapiens tarihinin özetidir. Bu gün, ölümlerdeki bu orantısızlığı kısmen eşitleyen kurumlar, erkekleri ve kadınları doğuştan farklı kılan fizyolojik hatta kültürel temellerden daha kırılgandır.


II.              Erkekler kadınlardan daha iridir. Neden? Eşeysel dimorfizm primatlarda baskındır ve insan gibi bir türde bunun düzeyinin düşük olması zihinsel becerilerin görece yüksek olduğunu gösterir.  Zeka ile dimorfizm neden bağıntılıdır? Çünkü zeka kapasitesi düştükçe tür doğaya doğrudan maruz kalmaya başlar, bu ise yüksek yavru ölüm oranı anlamına gelir. Memelilerde yavrunun dünyaya gelmesi uzun zaman alır. Dişi üyenin üreme görevi yavru bakımı ile birlikte bir yıllık süre gerektirirken, erkek üyelerin üreme görevlerini yerine getirmeleri için dakikalar yeterli olmaktadır. Bu durumda, kıt kaynaklar sunan çevre şartları altında, çok sayıda erkek üyeye gerek yoktur. Primatlarda doğan erkek sayısı azdır. Üstelik -goril türü örneğinde- erkeklerin vücut kütlesi dişilerin 2 katı kadar besin tüketirken. Medeniyet çöktüğünde ki o çökmesi ile meşhurdur Sapiensin maruz kaldığı şartlar zorlaşır. 
III.            Jung’a göre kadın (animus) iç dünyasında tekil kalma, dış dünyasında (persona) ise ait olma (yok olma) istenci duyar. Kadın -kozmik idea uğruna- yok olma istencini iç dünyasında karşılayamaz, bunu ancak kendini erkeğe ya da sosyal sisteme sunarak onların aracılığı ile yapabilir. (Erkeklerin kadınların güzelliğine çekilirken, kadınların bir ideaya baş koymuş mealen, güçlü, tutkulu, statü sahibi erkekleri çekici bulmasının nedeni budur.) Erkek ise dışta bir tekil’dir, içte ise kendini -kozmik ideaya sunmuş- bir fedaidir. Böylece dışta erkek sahip olmak -parçalamak ve özümsemek- (çünkü karşıtı ile birleşmesinin başka yolu yoktur) kadın ise sahip olunmak -parçalanarak özümsenmek- bu yol ile kozmik ideaya kavuşmak istemindedir. Bu dinamiklerin kökeni çoğunlukla odipal karmaşaya dayanır. Öyle ise kadının birden çok erkek eşinin olması, ne erkeklerin ne de kadının derin amaçlarını gerçekleştiremeyecekleri anlamına gelir. Bunun izlerini zaten insanlık tarihinde bulursunuz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder